Bölüm 2♣

434 7 0
                                    

Düşünceler içerisinde boğulmak kara delik de boğulmaktan daha korkunç olduğunu söylediler hep inanmaz ve saçma bulurdum

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Düşünceler içerisinde boğulmak kara delik de boğulmaktan daha korkunç olduğunu söylediler hep inanmaz ve saçma bulurdum. Ama günler gelip geçdikten sonra daha da anlamıştım. Önce hafife alırsın ama sonra içden içe seni öldürmeden mahveder.

Ama bazen düşünceler dalmak daha iyi hissettiriyor. Kim olduğunu aslında nasıl biri olduğunu ve nasıl davranmak zorunda olduğunu anlıyor insan ve daha iyi olmaya çalışıyor.

İşte bende hep düşünceler arasinda boğuldum. Daha mantıklı yol aramak istedikçe insan olduğumun ve benim de duygularım olduğu aklıma geliyordu.

Şuan korelilerle anlaşmanı imzalamış
Ve şirketin 40% -ini onlara satmıştım. Vedalaşarak ofisden çıktığım sırada asistanım Burak beni bir anda durdurdu."Olivia Hanım artık Amerikada da var en zengin iş kadını sizsiniz Tebrikler"

Bu harika bir haberdi. Amerika hedefim de olan ülkeler sırasında olandı ve onuda başardım.

Benim aklımdan geçdise o zaten gerçekleşir.

💖

Ben Olivia Korkmaz. 25 yaşındayım Annem türk babam ise Amerikalı. 10 yaşımdan beri doktor olmak istemişdim, ve 16 yaşımda doktorluk adımımı ilk defa o yaşımda attım. Babam annemi ve beni 13 yaşımda terk etdi bu yüzden annem 3 yıl beni zor şartlar altında büyütdü ve doktor yaptı. 20 yaşımda doktor olup git gide büyüdüm ve kendi hastanemi kendi şirketimi yaratdım. Dünyanın bin-bir yerine saçdım. Giray da bu zamanlarda bize çok yardımcı oldu. O da anneme yardım eder çalışır para kazanırdı. Giray benden 3 yaş büyüktü ve o zamanda çalışmaya yaşı yetiyordu.

Şuan gerçek hedefime yakınlaşmak üzereydim. Mükemmel hissdi.

Ofisimde dört dönüyor ve daha da büyümek için yollar arıyordum. Giray telefonlarımı hiç bir şekilde açmadığı için ona haber verememişdim bu güzel haberi.

Haber sitelerinde kendi zaferimi okurken bir anda karşıma garip bir haber çıktı.

"Her kes merak ediyor ARAS WİZARD  nasıl tepki vericek?"
"ARAS WİZARD bey  Pride şirketinin onu 5 çi sıraya atmasına sessizmi kalıcak?"
"ARAS WİZARD"
"ARAS WİZARD"
Kimdi bu Aras Wizard?

Hemen bilgisayarı açıp araştırmaya başladım. Aras Wizard Wizard şirketinin sahibi ve kurucusu 28 yaşında dünyanın en zengin ve güçlü iş adamı ona rakip olan bütün şirketleri batırmış ama bir tek Akabey şirketini batırmamış ve öylece rakipi olmasına bir şey demeden sessiz kalmış.

Kapı bir anda açılmış ve içeriye Giray koşarak girmişti. "Giray sen nelerdesin seni arıyorum arıyorum açımıyorsun" dinlemedi geldi beni sarıldı " Olivia seninle gurur duyuyorum özür dilerim bu mükemmel haberi seninle bir yerde duymak isterdim mükemmelsin"
Biraz ona sinirlensem de çok önemli iş olmalı benim yanımda olmadığı için.

"Şuan seni öldüre bilirim Giray" dedim de benden hemen ayrılmış ve korkarak yüzüme bakıyordu. Sonunda onun kafam kadar olan kollarından sıyrılıp koltuğa oturdum. Oda karşıma otururken bir kereliğine sessiz kalmayan kapı yine tıklatıldı.

"Gir!" Dediğimde Burak'ın endişeli yüzüyle karşı karşıya kaldım.
"Olivia Hanım özür dilerim ama Amerikadan Wizard şirketi bize savaş açmış durumda her yerden bizi iflas yaptırmaya çalışıyor" dediğinde Girayla bakışım ve bilgisayarı açışım arasında 1 saniye bile sürmemişti.

Magazinler şimdiden başlamışdılar. Burak yanıma gelip bana yeterli kağıtları verdiğinde hemen işe koyulmuştum.

Yeterli değildi çok güçlü bir şirketdi. Şirket dosyalarına bile sızmış durumda olmuşdular. Giray' a hemen Amerikaya en kısa sürede uçacak uçak biletini almasını istedim." Giray hemen bana amerikaya uçacak bilet al"

Şuan kendi uçağım gidecek durumda değildi. Giray şaşkın şaşkın baktığında "Senmi yapıcaksın yoksa benmi kendim hall ediyim?!" Bağırdığımda kendine gelmiş ve işine koyulmuştu.

Her taraftan saldırıyordular. Telefonum susmuyordu şirket bir birine girmiş haldeydi. Virüs salmışdılar bilgiler elimizden gidiyordu 50% kurtara bilirdim ama o sadece 50%-le kalıyor malasef.

Telefon konuşmalarıma bakan Nur kapıdan girdiğinde her kes gibi oda şaşkın ve endişeli haldeydi. "Olivia Hanım sizi Wizard şirketi arıyor ve konuşmak istiyor bağlıyım?" Ha bir bu eskikdi. "Bağla hemen"

Telefonu götürdüğüm de ilk 5 saniye sessizlik oldu. Bu sessizliye dayanamayıp konuşmaya başladım.

"Alo?" Hiç bir ses yoktu. "Alo orda mısınız?" Öteki taraftan yeni yeni  sesler gelmeye başlamışdı. Bu şerefsiz beni bekletmeye almış.

"Bakıyorum da fazla cesur hiss ediyorsunuz" kalın bir erkek sesi alayla benle konuşuyordu. "Bir tek cesur  hiss etmiyorum öyleyim" dediğime komik bir şeymiş gibi kahkaha atdı. " O zaman beni tanımıyorsunuz Olivia Korkmaz"

Kendisini fazla önemli sanıyordu. Bu özgüven değil egodu resmen. "Bu ne ego ben seni aramadım sen beni aradın ha bu arada ben malaseff sizin gibi rakiplerimi tehdit ederek değil kendi başarımla eliyorum." Çok iyi laf sokmuştum helal bana. Bir şey söylemiyordu bir süre sessiz kaldıktan sonra yine gevelemeye başladı.

"Hemen ya kendini 5 çi sıraya koyarsın yada şirketinin bütün dosya ve şifrelerini bütün dünyaya aktırırım."

Bu kadar büyük bir şirketin sahibi kendini niye böyle küçük yere koyuyordu?  Lolipop'u alınan bir çocuk gibi ağlıyor. Ama ben o lolipopu ondan alan çocuktum.

"Kendini bu kadar zavallı yere koyma lütfen senin adına ben üzülüyorum."
Artık yüzünü görmeden de nasıl sinirlendiğini görüyordum.

"Demek yapmıyacaksın?" "Asla" diye direkt cevap vererek telefonu yüzüne kapattım. Yine bilgisayar'a dönüyordum ki virüs hemen geri çekilmeye başlamış ve bir e-mail gelmişti.

E-mail açmaya çalışdığımda Burak odaya dalmıştı. "Olivia Hanım özür dilerim ama virüs geriye doğru istikamet yapmış yani geriye çekiliyor bir de sizin bilgisayarınıza e-mail geldi." Diyerek tam 50 saniyemi bildiğim şeylerle harcadı.

Artık kaç defa deneyip başaramadıktan sonra pes etdim ve işleri diğer çalışanlara bırakarak şirketden çıktım. 

Bu gün cidden yorulmuştum ama yarın dünya şirket sahipleri toplantısı var o yüzden eve gittiğim gibi uyumaya yemin ettim.

Eve geldiğimde evin karşısında bize ait olmayan araba daha doğrusu arabalar vardı. Hatta o kadar çoktu ki arabayı nereye park edeceğimi şaşırmıştım. 

Eve girdigimde kapı açık şekilde yüzüme bakıyordu. Saldırı saldırı ola bilirdi ve evde annem tekti. Hayır hayır olamazdı.

Evin içine doğru koştuğumda gülüş ve kahkaha sesleri evin icerisiyle doluyordu. Olanlara anlam verememiş şekilde içeriye girerken Annemin elinde kahve tepsisi ve Girayın yanında oturan bir koltuk adamlar gördüm.

"Kızım hoş geldin bu adamlar................. O yüzden seni görmeye gelmişler."

 Bodrum Katı (18+)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt