6. Bölüm 🍀

22 6 11
                                    

Instagram | calantheross

♫ | Candan Erçetin - Yalan

Hayatta sevdiğiniz birinin gidişine hiçbir zaman hazır olamıyordunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatta sevdiğiniz birinin gidişine hiçbir zaman hazır olamıyordunuz. Ona hayatınızda ve kalbinizde öyle bir yer veriyordunuz ki asla onunla olduğunuz zaman yeterli gelmiyordu. Ne zaman kalbinizde yokluklarıyla koca bir delik bırakacakları size çok önceden söylense bile o gün geldiğinde gene hazırlıksız olacaktınız. Buna asla hazırlanamazdınız çünkü. Bu bir sınav değildi. Konuları önceden belirli bir derse çok sıkı çalışıp sınav günü geldiğinde özgüvenli hissettiğiniz gibi olamazdı.

Zamansız gitti.

Annem öldüğünde komşularımız hep böyle söylemişti. Ancak hiçbiri düşünmemişti ki, küçücük bir kızın annesinin ölümü nasıl zamanlı olurdu? O savunmasız kız ne zaman annesinin ölümüne hazırlıklı olabilirdi? Buna hazırlanması gerektiğini bile bilmiyordu o kız. Sadece annesinin gülüşünü çok seviyordu. Onun mutlu olabilmesini diliyordu. Onunla ne hayalleri vardı o kızın, kimse bunu düşünmüyordu asla. Annesi hep deniz kenarında küçük bir ev istemişti. Büyüyünce çok çalışıp para kazanacaktı ve annesi için o evi yaptıracaktı o kız. Büyümüştü, para kazanıyordu az da olsa. Peki yaptırabilmiş miydi annesi için o evi? Hayır. Buna fırsatı bile olmadan elinden alınmıştı meleği.

Hayırsız kocası hep dövüyordu, bu zamana kadar iyi dayandı gencecik kadıncağız.

Kimse o kızı düşünmemişti. O kız, annesine neler neler anlatmak istiyordu da kimse bilmiyordu. Sadece anneyle paylaşılabildiğinde değerli olan şeyler... İlk aşk, ilk öpücük, ilk hayal kırıklığı, ilk düşüş ve ilk düştüğü gibi yerden kalkış. Bunları herhangi birine anlatabilirdi bir kız çocuğu. Ancak anneye anlatmak gibi hissettiremezdi. Anne gibi dinlemezdi, anne gibi sevmezdi kimse.

Kocasını aldatıyormuş. Su testisi su yolunda kırılır. Bak gördün mü?

O komşularımız asla beni veya Anıl'ı umursamamıştı. Acaba bir gün bu da benim başıma gelir mi, diye bir an bile akıllarından geçirmediler. Sadece acıdılar ve kendi başlarına gelmediği için sevindiler. Zamansız olan o ölüm onlara asla vurmayacaktı çünkü onların kocaları hayırsız, kendileri sadakatsiz değildi. Onların umursadıkları tek şey bir dahaki altın gününde yapabilecekleri dedikodu malzemesiydi. Hiçbiri bilmiyordu, kendi başlarına gelmediği için sevindikleri olay bir gün onlara sert bir tokat atacaktı. Bazı hataların farkına vardıklarında ise iş işten geçmiş olacaktı.

Annemin ölümünü takip eden birkaç yılda onun gidişini yedirememiştim kendime. Kalbimdeki boşluğunu asla dolduramayacağım çok değerli bir şey eksilmişti hayatımdan. Nasıl bunu kolayca kabullenebilirdim? Uzun zamanımı, uykusuz gecelerimi, sancılı psikiyatr seansları almıştı onun yokluğuna müdahale etmemeye çalışmak. İçten içe isyankâr olduğum bir zamandaydım. Annem elimden alınmıştı. Onu mutlu edemeden, ergenlik yıllarımı onunla geçiremeden gitmişti işte. Psikiyatr seanslarında doktorum çok uğraşmıştı onun mutlu olduğuna, ne olursa olsun mutlu gittiğine. Teyzem çok destek olmuştu. Ancak hiçbiri Anıl'ın bir 'abla' deyişiyle aynı değildi. İsyankârlığımın tamamen geçtiğini onunla olmaya devam ettikçe fark etmiştim. Üniversiteyi annesiz bir şekilde dereceyle bitirecektim yakında. Ancak yanımda ilk kelimesi 'abla' olan sarı bir civciv vardı. Bu yüzden içimde gururdan başka bir şeye yer yoktu artık.

Bahar RüzgârıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin