16

7.1K 351 54
                                    

Buğra sinirden geldiği yerde ellerini göğsünde bağlayıp denize bakıyordu sessizce. Öfkeden kuduracak gibi hissediyordu ama sesini de çıkaramıyordu. Anlamsız olsa da canı sıkılmıştı işte. Kabul etmek istemiyordu.

Kasada aldıklarını öderken Orhan araya girip zorla ellerini tutmuştu. Çocuk gibi resmen engel olmuştu kendisine. Kasiyer kızın önünde sesini çıkaramadığı için her şeyi ödemiş ve bir de kızla muhabbet etmişti. Utanmadan önünde o kıza gülmüştü. Kıskançlık ve sinir birleşince kudurma aşamasına gelmişti.

Öfkeden sesli sesli soluklar alırken onun yeniden güldüğünü duydu. Gelene kadar gülmüştü ve bu onu daha çok sinir ediyordu. Kendisini kötü hissediyordu para harcamadığı için.

"Yavrum çocuk gibi surat mı asacaksın daha. Bak serin havaya getirdim seni rahatla diye. Deniz havası sinire iyi gelir"

Onun kolu yine omzuna çıktığında Buğra öfkeyle başını çevirip yüzüne baktı. Koca adamdı ama onun yanında resmen çocuk gibi olmuştu. Orhan yüzüne baktı bir kaç saniye ve bu defa kahkaha atmıştı. Şerefsiz gülüyordu. Ama güzel gülüyordu.

"Orhan yemin ederim döverim seni. Hala gülüyorsun. Çok sinirliyim ya. Utanmadan bir de kızla sohbet ediyorsun önümde. Rahat rahat hem de" dedi sinirle. Gülüşüne bakarken yumuşamamak için çaba gösteriyordu.

"Buğra kız 18 yaşında yavrum. Saçmalıyorsun valla bak. Orhan abi dedi sen duymadın sinirden. Bizim arkadaşın kızıydı yoksa ben enayi miyim yanında başkasına bakayım. Çocuk o"

O kendisine açıklama yapsa da içi soğumuyordu. Hem kıskanmış hem de hesabın hepsini ödemişti. Onun kendisi için bir şeyler yapmasına kızmıyordu ama Buğra yetişkin bir adamdı. Orhan'a bağımlı değildi. Ve kendisi de onun için bir şeyler yapabilmeliydi.

"Niye ödedin peki. Sana küserim demiştim. Beni ciddiye almıyor musun sen?" Diye sordu bu sefer.

"Bende sana büyükler dururken küçükler ödemez dedim. Kızma artık hadi. Bak iğne yapmana izin veririm söz. Elin çok ağır sonuçta kendimi sana teslim ediyorum"

Onun alaylı sesiyle " Hasta olursun sen Orhan efendi bekle. Kimin eli ağır görürsün. Annen gayet memnundu ayrıca. Herkes bilir beni"

Sözleri ile Orhan dudaklarını bir birine bastırıp hızla başını salladı. Sanki dedikleri doğru değilmiş gibi görünüyordu. Gülmemek için direniyordu biliyordu.

"Ne. Ağır mı?" Diye sordu gözlerini büyütüp. Aslında cevabı  biliyordu ama şuan ona kızgın olduğundan böyleydi.

"Yok ne alakası var yavrum. Sen gördüğüm en narin ellere sahipsin bir kere. Hadi yapma artık böyle geçti gitti. Buranın balığı çok meşhur diye getirdim seni"

Buğra artık ona kızmaktan kendisine sinir oldu. Hak etmediğini biliyordu zaten. Ona istese de öfkeli kalamıyordu. Öfkesi bir an da uçup yavaşça başını salladığında Orhan yanağına doğru eğilip dudaklarını bastırdı. Çevrelerinde insanlar olsa da Orhan'ın umrunda değildi. Kendisi de zaten takan biri olmamıştı.

O yine bir kaç saniye bekleyip çekildiğinde Buğra kendilerine bakan gözleri gördü. Elbet bakacaklardı. Bunu yıllarca çok kez tecrübe etmişti ve artık umrunda bile değildi. Ama Orhan için çok yeniydi. Biri laf atarsa kalkıp öldüresiye dövebilecek bir adamdı.

"Orhan insanlar var. Bence biraz dikkat edelim bebeğim" dedi kısık sesiyle. Onun başı belaya girsin istemiyordu. Orhan sözleri ile kaşlarını çatıp başını diğer insanlara çevirdi. Ona bakınca ilk kendisini keşfettiği zamanı görüyordu.

O zamanlar Buğra da fazla cesurdu. Biri laf ettiğinde onu bıktırana kadar kavga edip kendisini zorla kabul ettiriyordu. Yada kabul ettiklerini sanıyordu. Ama biri bitse de artık baş edemediğinden kimseyle uğraşmadı. Zaten olgunlaştıkça bazı şeyleri göz ardı etmekte kolay oluyordu.

HEMŞİR (bxb)Where stories live. Discover now