48

3.6K 251 53
                                    

Geldikleri büyük hastanenin önünde Kerim hızla kendi arabasından çıkıp ambulansa koştu. Aslında onlarla birlikte gitmek istemişti ama almamışlardı içeri. Hemşir olduğunu söylese de bu pek işe yaramadı. Kalbi sanki göğsünden çıkacak gibi atarken koca adamı indirdiklerinde çoktan baygınlık geçirdiğini görmüştü. Biliyordu kötü olduğunu. Nabzı daha oradayken fazla yavaşlamıştı. Yanında duran iki adam ne yaptığını biliyor olsa da Orhan fazla bıçak darbesi almıştı.

Gözleri şokla onun gidişini izlerken yanına gelen adamları bile fark etmedi. İş hayatında bir sürü böyle vaka görmüştü. Belki daha beterleri bile gelmişti ama ilk defa yakın olduğu birisi bu haldeydi. O yüzden sanki bütün bildikleri uçmuş gibi hissediyordu. Kendisi de şuan sıradan bir adamdı.

"Biz bu hastanede çalışıyoruz isterseniz gelin"

Kendisine konuşan genç oğlanın sesini duyduğunda hızla başını salladı. Şuan tek derdi o adamdı. Orhan acilin ayrı kapısından içeri girdiğinde kendisi de diğerleriyle birlikte yürüdü. Elleri hep kan içindeydi. Bu kanların tanıdığı adama ait olması ise kalbini sıkıştırıyordu. Daha bir saat öncesinde sağlam görmüştü onu.

Hangi şerefsiz ona böyle iğrenç bir şeyi yapardı anlamıyordu. Amaçlarının kesinlikle öldürmek olduğu belliydi. Kalabalık hastaneden içeri girdiklerinde kendisine dönen bakışları bile görmedi. Ne yapacağını bilmiyordu. Buğra duyunca ne olacaktı. Ona bunu nasıl söylebilirdi ki.

Belki de söylemese daha iyi olurdu ama o zaman belki de geç kalacaktı. Arkadaşının sevdiği adamı görmeye hakkı vardı. Orhan ne kadar güçlü bir adam olsa da halini görmüştü. Fazla kötüydü. Kalbi düşünceleri yüzünden yine sıkışırken ellerini kaldırıp "amına koyım böyle işin" Diye bağırdı. Çaresiz hissediyordu.

"Oktay sen git bak biz bekleyelim. Yalnız kalmasın. Durumu iyi değil"

Yanındaki gençler kendi arasında konuşurken Kerim sessizce sağına soluna bakındı. İçerden haber gelmedikçe eli kolu bağlı olacaktı. Kendisi hastaların yatırıldığı kapının önünde yere çöktüğünde dalgınca başını elleri arasına aldı. İğrenç hissediyordu. Keşke onu öyle gören kişi Kendisi olmasaydı.

"Buğra arayacak beni ne diyeceğim. Off amına koyım ne yapacağım bilmiyorum"

Kanlar saçlarına bulaşırken yanına çöken bedenle bir an irkildi. Gözleri hiç bir şeyi görmüyordu sanki. Hafif sarı saçlı genç yüzündeki üzgün ifade ile hemen dibinde dururken Kerim "Sen kimsin?" Diye sordu. Farkında bile değildi.

"Ben şeyim işte. Orhan'ı bulan kişi. Gördük arkadaşımla birlikte bir sürü adam vardı etrafında. Bizi görünce kaçtılar"

Kerim oğlanın sözleri ile daha çok göğsünün sıkıştığını hissederken acıyla yüzünü buruşturdu. Ama onun Orhan demesi dikkatinden kaçmadı.

"Orhan'ı tanıyor musun sen?" Diye sordu.

"Hayır siz Orhan diye bağırınca bende öyle dedim. Merak etmeyin biz hemşiriz. Yani orada yaptığımız her şey bilinçliydi. Fazla darbe aldı ama iyi olacak inanıyorum. Kardeşiniz mi?"

Oğlanın sözleri ile bir an şaşırsa da yavaşça başını sağa sola salladı. Gerçi kardeşi bile sayılabilirdi.

"Değil. Arkadaşım sadece" derken gözlerinin dolmasına engel olamadı. Buğra duyunca kesin deli olacaktı. Bunu ona nasıl söyleyecekti bilmiyordu bile. Tam da Orhan bir şeyleri düzeltmek için adım atmışken neden oluyordu.

Sırf sevindiği için zaten Orhan evden çıkar çıkmaz arkadaşına haber vermişti. Amacı onunda sevinmesini sağlamaktı. Orhan güçlü bir adamdı ve batırdığı işi toplayacağına emindi. Düşündükçe içi sıkışıyordu.

HEMŞİR (bxb)Where stories live. Discover now