17.BÖLÜM

24 3 1
                                    

Yüzümdeki tebessümü silme gereği duymadan yanında yürürken onun gergin olduğunu fark ettim. Korku değildi ama bir şekilde kötü bir şey olduğunu düşündürecek şekilde davranıyordu.

Arabayla büyük boş bir alanın önünde durduğumuzda bir dakika bile olmadan karşıdan en az on tane araba gelip tam karşımızda durdular, arkalarındaki toz bulutu bitmeden bizim arkamızda da aynı çoklukta araba durduğunda Ateşe döndüm. Bir şeyler düşünüyordu kafasında oturtamadığı şeyler olduğu apaçık ortadaydı.

''Geçen defaki gibi olacaksa bana da silah ver '' konuşacağı sıra reddeceğini sanıp

''Sakın karşı çıkma seni tek bırakmayacağım, bunca adamla baş edemezsin '' arabanın anahtarını avucuma bırakıp

''İstemediğin bir şey olduğu an arabayı alıp git ''

''Ne oluyor söyleyecek misin? ''

''Küçük bir yüzleşme olacak sadece, ikilemde kalmanı istemiyorum kafanı yormanı da ''

''Kimle yüzleşeceğiz '' sondaki biz eki onu gülümsetirken

''İn '' dediğini yaparken o da hemen peşimden inmişti. Yanına yürüdüm hızlıca bu onun yüzündeki ifadeyi anlık yumuşatırken yarım adım gerisinde durup onun arkasından karşıdakilere baktım. Çok kalabalıklardı ve hepsinin üzerinde yeşil bir şey vardı. En çok dikkatimi çeken şey bana saçma gelse de özenle yapılmış bir şey olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi.

En önde uzun boylu tıpkı benim gibi parlayan bembeyaz teni ve yeşil gözleriyle direkt bana bakan adamın hemen arkasında kumral bir kadınla altmışlarının sonunda saçları ve sakalı bembeyaz olmuş bir adam duruyordu. Yaşlı adamın hemen sağında sarışın bir adam daha vardı ama herkesin aksine onun bakışları Ateşteydi.

Gözüm inatla kadına bakmaktan kaçınırken en öndeki adam birkaç adım daha öne adımlayıp

''Afra '' gür sesini duyunca bakışlarım Ateşe kaydı. O anlık arkasına bakıp bana baktı. Göz kırptığında karizmatik hali yine yanaklarımı kızartmıştı. Isınan yüzüme boynumda eşlik ederken böyle bir durum da bile hala ikimizin tek odağı birbirimizdi.

Ateş beni yanına çektiği sıra arkamızdakilere kaydı gözüm. Bizimkilerin hepsi buradaydı hatta Ateşin halası, babası ve kuzenleri bile. Durum o kadar mi ciddi diye düşünürken yaşlı adam öne yürüyüp

''Sözünün eriymişsin Demirkan '' Ateş rahat bir ifadeyle

''Konuşun hadi '' dediğinde adam boğazını temizleyip

''Ben Ural AHDAR, Ahdarların başıyım '' eliyle yanındaki adamı gösterdi

''Torunum Barlas AHDAR '' arkada duran kadını işaret etti bu defa

''Kızım Melek AHDAR '' sırada sarışın adam vardı.

''Torunum Toprak AHDAR '' Ateşe iyice sokulup

''Bunlar kim ve beni neden ilgilendiriyor ''

''Eee devam edin Ahdarlar kimmiş '' Onun bu halleri karşıdakileri o kadar rahatsız ediyordu ki Toprak sinirden kıpkırmızı olmuştu. Adam tek eline takılı olan yeşil eldiveni çıkarıp melek denen kadına verdi. Kadının başına taktığı şala kaydı gözlerim. Saçlarının ön kısımları gözüküyordu tamamen, galiba doğu da yaşıyorlardı ki bu şekildeydi. Tesettürlü diyemezdim ama başındakinin bir anlamı olduğu açıktı.

Eldiveni çıkardığı elini öne uzatıp

''Kızım buraya gel '' Ateşin sırtı gerilirken

''Git hadi '' diye mırıldanığında yavaşça ona doğru adımladım. Ateş sadece bir iki metre uzağımdaydı. Uzattığı elini tuttuğumda diğer elini de elimin üstüne koyup

BEYAZ TOPRAKOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz