"Bir Beyaz Orkide"

3.3K 244 19
                                    


Medya; bölüm sonunlarında Duru

Bölüm sonu bilgilendirmesine bakın lütfen...!

Duru'dan;

Uyku bedenimden yavaş yavaş çekilirken, zihnim bulanıkta olsa kendine gelmeye çalışıyordu.

Gözlerime işkence gibi gelen parlak ışığın sebebi pencereden yüzüme vuran güneşti. Bunu biliyor yinede uykumdan vazgeçemiyordum.

Sırtımı pencereye dönüp kollarımı gözlerimin üzerine getirerek uykuma devam etmek istedim. Ancak sağ omuzumda hissettiğim ani ağırı ile ufak acı bir çığlık kaçmıştı ağzımdan. Gözlerimi sonunda aralayıp yatak başlığına sırtımı vererek dikleştim uzandığım yerden.

Kafamı biraz eğip omuzuma baktığımda kan yoktu. Vücudum o kadar ağır geliyordu ki bin yıl uykusuz Kalmış gibi hissediyordum.

Yanımda bulunan komodinin üzerindeki dijital saate baktım. Saat henüz 8.34'dü. yavaşça yerimden kalktım.
Dün hastaneden gelince duş almıştım. Banyoda ihtiyaçlarımı halledip çıkmıştım. Hızla üniformamı giyip saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Postallarımı da giyip, silahımı aparatına taktım. Beremi de omuzumda bulunan apoletten geçirdim. Tam odadan çıkacak iken aklıma gelen telefonum ile artık açma vaktinin geldiğini düşünüp küçük gri valizime ilerledim.

Valizi açıp içinden telefonumu çıkardım.
Yan tarafında bulunan açma-kapama tuşuna bir süre basılı tutup açılmasını bekledim. Açılan telefonum ile pin kodumu da girerek tamamen açılmasını sağladım.

Bildirim paneline gelen sürekli bildirimler yüzünden telefonum donmuştu.

Telefonu komodinin üzerine bırakıp ben işlerimi halledene kadar kendine gelmesi adına zaman tanıdım. Odamın anahtarını da alıp çıktım.

Yönümü doğruca ortak alana çevirdim.
Odanın önüne gelince kapıyı açtım. Odada sadece ölüm timi ve intihar timinden bir kaç kişi vardı. Beni görünce ayaklanmaya başladılar. Kısaca oturmaları gerektiğini söyleyip bende Hakan abinin yanına oturdum.

Kıdemli üsteğmen Alaz da buradaydı. Hepsiyle kısaca konuşup sohbet dalmıştım. Oda ya ilk girdiğim andan beri hissettiğim izlenme hissi vardı. Bir kaç defa bu his ile etrafıma bakınca Alaz ile göz göze gelmiştim. O yüzden bu hissin yine ondan dolayı olduğu bilincindeydim. Kafamı kaldırıp tekrar bakma zahmetine girmedim.

Acıktığımı hissedince yerimden kalktım. Odadan çıkıp yönümü kantine çevirdim.
Kantine gelince bir tost isteyip yanında çay aldım.

İstediklerim hazır olunca alıp bir masaya oturdum.

Hızlıca tostumu yiyip bitirince çöplerimi çöpe attım ve kantinden çıktım. Apoletime taktığım beremi başıma geçirip düzelttim. Kenan albayın odasının önüne gelince etrafa bakındım. Posta kapıda değildi. Bu yüzden kapıyı tıklayıp bekledim. İçerden gelen 'gel' komutu ile kapıyı açıp içeri girdim ve ardımdan kapıyı kapatıp selam durdum.

"Kıdemli yüzbaşı Duru Adin Bolatlı/ Diyarbakır. Emredin komutanım!"

Kenan albay bana bakıp "Rahat. Gel Yüzbaşı bende seni bekliyordum. Geç otur şöyle." Diyerek koltuğu gösterdi.

Rahata geçtim ama oturmadım. İkinci kez oturmamı söyleyince oturdum. Konuşmaya Kenan albay başladı iznimin bugün başlayacağını biliyordum ancak ne kadar sürem vardı bilmiyordum.

"Yüzbaşı, ölüm timi iki gün sen ise bir hafta izinlisin. Bu bir hafta tatilinde seni karargahın yakınlarında bile görmeyeceğim anlaşıldı mı?" Diye sordu katı bir ses ile.

KARA RUH  'gecenin Ruhu'Onde histórias criam vida. Descubra agora