-2-

12K 788 118
                                    


2.günden 2.bölümü salıyorum..

Ama artık biraz okunma olana kadar beklerim, daha sonra bölümleri arkaya devam ederim.

Satır arası yorum yapmayı unutmayın, siz yorum yaptıkça ben bölüm atıyorum.

Sizi daha fazla tutmayayım..

Sizi daha fazla tutmayayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2.Bölüm: Fırtına.

4 Gün sonra..

"Şuraya da bir imza." Diyen polise içimden söverek bir imza daha attım. "Ben gidiyim mi artık?" Diye sordum bıkkınca. Yaklaşık yarım saattir bir şeyler imzalayıp duruyordum ve bunalmıştım.

"Gidebilirsin." Diyen polisle rahat bir nefes vererek çıktım, karşı taraf şikayetçi olduğu için mahkemeye çıkacaktım. Babam bir avukat tutmasa da zorunlu olarak devlet avukatlarından biri gelecekti ve görüşecektik ama ne zaman olduğunu bilmiyordum.

Karakoldan çıkıp birkaç sokak uzaklaştıktan sonra rahat bir nefes almayı başarabilmiştim. Saçlarımı elimle arkma atarak rahatça yürürken dna işini düşünüyordum, sonuç yarın çıkacaktı ve ben çok korkuyordum. Hayatım boyunca hiç böyle korktuğumu düşünmüyordum.

Ya onun kızı değilsem? Bir an bile ardına bakmadan sokağa atar ve umursamazdı bile. Ne yapacağımı bilmiyordum, ilk defa çıkmaz sokakta gibi hissediyordum. 4 gün boyunca bu konuyu düşünmüş ana asla çıkış yolu bulamamıştım.

Yol bitmek bilmezken eve doğru gitmeye çalışıyordum. Normalde mahkemeye kadar nezarette kalmam gerekiyordu ancak avukat delil yetersizliğini öne sürerek beni çıkarmıştı fakat kısıtlamalar vardı. İl dışına çıkamıyordum mesela, otobüse binmem dahi yasaktı mahkeme kararına kadar.

Bu konuyu kafaya takmıyordum çünkü avukat delil yetersizliği olduğu için ceza veremeyeceğini, verse bile bunun 2 ayı geçmeyeceğini söylüyordu. Bu yüzden bu konuda rahattım ama dna meselesi kafamı gerçekten çok yormuştu.

Eve geldiğimde anahtarla kapıyı açtım, çantam polislerdeydi ve çıkmadan verilmişti. Bu yüzden hiç kapıyı çalma gereği dahi duymamıştım.

İçeriye girince kapıyı kapatarak odama yöneldim ama salondan gelen seslerle kaşlarım çatıldı ve oraya gitim. Salona girince gördüğüm şeyler duraksamama neden oldu.

Babam ve bir kadın vardı. Babam beni görünce sendeledi, çok içtiği belliydi. Ben istemeden de olsa kırgınlıkla ona bakıyordum çünkü bu yaptığı annemin ölüsüne ihanetti.

Dişlerimi öfkeyle sıkarken gevşekçe sırıtan kadına öğrenerek baktım. Babam ise cebinden bir kağıt çıkarttı ve bana doğru attı. "Sen benim kızım değilmişsin!" Dedikten sonra o öylece bakarken, gözlerimi sertçe kapatıp bir süre sonra geri açtım ve devamını dinlemeden kağıdı alarak çıktım salondan.

Çizik. -aile kurgusuWhere stories live. Discover now