"Pilot Üsteğmen Asel DEMİR Emredin Komutanım!"
Çocukluğunu gökyüzünde süzülen uçakları Hayranlıkla seyrederek geçirmiş, tek hayali olan bu bedele ömrünü adamış, hayatını iki kanat üzerinde geçirmeye and içmiş bir savaş pilotuydu o. Pilot Üsteğmen As...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Buraya bir Üsteğmen Asel ve Yüzbaşı Kutay temsili bırakıyorum...
______________________________________
Erken uyanmaya alışmışbünyem bugün de daha gün aymadan gözlerimi açmamı sağlamıştı. Saat daha beşti. Bu saatlerde uyandığımda genelde dinç kalabilmek için yaklaşık 1 saat kadar koşar daha sonra ise eğitimparkurunda takılırdım. Yine öyle yapmak için üniformalarımı giyip botumu geçirdim ayağıma. Saçlarımı ensemde toplayınca çıkmak icin hazırdım. Koşup terleyeceğim içinhavanın soğukluğunu pek hissetmeyecektim o yüzden montumu almadım yanıma.
Odamdan çıkıp nizamiye bahçesine geldikten sonra soğuk havayı içime çektim. Etrafıma bakarak kimsenin olup olmadığını kontrol ettim. Askerlerin uyanma saati altı buçuk, yedi buçuk arasındaydı o yüzden nizamiye önü bu saatlerde tenha olurdu.
Olduğum yerden başlayarak koşmaya başladım. Yavaş tempoyla ilerlerken dakikalar sonra hızımı arttırarak bahçeyi turladım. 1. Tur... 2. Tur... 3. Tur... 4. Tur... derken toplam 26 Turkoşarak 40 dakikayı doldurmuştum. Daha fazla koşmak istemeyerek nefeslenmek üzere kenarda duran mataramdan bir kaç yudum alıp kenara koydum. Parkur alanına yürüdüm. Alana vardığımda terimin soğumasını beklemeden eğitimebaşlamak istedim.
Sırayla başlayarak ilk olarak tırmanma parkurunu aştım. Daha sonrasında 3 metre kadar süründükten sonra parkurların üzerinden atlayarak geçtim. Ve en sona atış kalmıştı. Elime aldığım M4A1 tüfekle hedefe odaklandım. Hedef 50 metre uzağımdaydı. Benim için çerezdi fakat düzenli olarak antrenman yapmadığım için hamlamıştım. Tüfeğimi omzuma iyice yerleştirerek mesafeyi ayarladım. Tüfeği hedefe odakladıktan sonra tetiğe bastım.
Vee tam isabet. Hedefi tam ortasından vurarak büyük bir delik açmıştım. Tekrar tüfeğimi omzuma yaslamıştım ki tanıdık bir ses duydum.
"Helal, Üsteğmenim. Ama senin gibi güçlü bir askeriçin 50 metreden hedef vurmak sence de biraz zayıf kalmadı mı?"
Hafifçe sırıtarak tüfeğimi omzumdan indirdim. Yönümü ona çevirip yüzüne baktım.
"Isınma turu bunlar Yüzbaşım, gerçek performansımı gösterip sizi utandırmak istemem."
Yüzbaşı "öyle mi?" Der gibi bir bakışattı.
"İddialısın. İddia severim."
"Duygularımız karşılıklı Yüzbaşım." Diyerek güldüm.