İNZİBAT(TAMAMLANDI)

8.Bölüm:Rapor

  Bana yani yine çok kızar mısınız, pek de bilemiyorumjcjdjfjf.İyi okumalar.Yorumlarda buluşalım ❤️
                ****************

"Hatırlıyor musun Bahar'ım ?O seni ilk gördüğüm akşamdan sonra benle hiç muhatap olmamıştın .Aniden ortalıktan kaybolmuştun ama ben seni bulmuştum. Zaman ve mekan ne olursa olsun ben seni bulurum, gözlerinde hayat bulurum."

Bahar benle çok muhatap olmazdı o beş yılın ardından.Hakkari'ye geldiğimden beri desek daha doğru olurdu .Öncesinde zaten kendisinin şehit haberine inandığımı sanıyordu.Onu şehitlikte kanlı canlı görene kadar inanıyordum,inanmak istemiyordum ama zorunlu bir kabullenişti bu.Bahar'ı şehitlikte gördükten sonra zaten bir şüphe doldurmuştu içimi.Yüz yüze gelebileceğimizi de hiç sanmıyordum ama bir yandan da ne olursa olsun tekrardan bana hayat sunan o gözlere kavuşmayı bekliyordum.

Kısa bir süre önce kendi özgür iradesiyle muhatap olmuştu.Gerçi benim için değil Barkın Yüzbaşı için bir ricada bulunmuştu.Bu aslında bir rica değil bir emirdi çünkü emir büyük yerdendi."Bahar Yüzbaşımdandı..."

Gönül isterdi ki biraz onunla uğraşayım ,sonucunda yine istediğini onun eline verirdim ama süreç uzarsa benim ölümüm yaklaşırdı.Hem mecazi hem de gerçek anlamda.Yani süreç değil sonuç odaklı olmalıydım.

Bir düello olacaktı Barkın Yüzbaşı ve Bahar Yüzbaşım arasında.Adımın Bulut olduğu kadar Bahar'ın kazanacağından emindim.Doğukan'ın dediğine göre de o düello bugün olacaktı çünkü görevin zamanı da yaklaşmıştı.Kazım Albay bu görevi İntikam Timi'ne vermiş olmasına rağmen Barkın Yüzbaşı bir şekilde sorun çıkartıp durmuştu.Düello olacağından bihaberdi Kazım Albay .Barkın Yüzbaşı bu görevi timinin daha çok hak ettiğini söyleyip duruyordu .Fark edemediği nokta da Bahar'ın Kıdemli Yüzbaşı oluşuydu.Kendisi de Yüzbaşıydı . Ama Bahar Kıdemli Yüzbaşıydı.Bu açık ara bir farktı dışarıdan bakılınca ,bir tek o gözlerini açıp bakamıyordu anlaşılan.Sorun oluşturabilecek şey daha çok Kazım Albay'ın düelloyu bilmemesiydi,kızar mı diye bir düşününce kararsız kalmıştım doğrusu.Babacan bir adamdı Kazım Albay görünüşünde ama düello için haber verilmediğinden ani bir şekilde köpürebilirdi de.Umarım Bahar ve timi adına her şey yolunda gider ve kimsenin de tadı tuzu kaçmazdı.

Bitmiş olan ilaçları not alma sırası bugün bendeydi çünkü Janset pansumanlar ile ilgileniyordu.Tek tek ilaçları kontrol ettikten sonra gerekli notlarımı aldım en yakın zamanda ecza deposuna gidip bunu halletmem lazımdı.

İşim bittiği için üzerime ceketimi alıp dışarıya çıktım.Doğukan düşünceli bir şekilde her zaman oturduğu bankta oturuyordu. İyi bir gözlemciydim kendimce.

Doğukanda dikkatimi çeken bir şeyler vardı.Ne zaman işi olmasa dışarıda olurdu sanki içerisi onu basıyor gibiydi.Kaçış yolu olarakta bahçeyi kullanıyordu.Kaçmaya çalışıyordu ama dışarıda da onu boğan bir şeyler vardı bu sefer bunu anlamamak aptallık olurdu.

Yavaş adımlarla yanına yaklaşarak banktaki boş kalan yere oturdum. "Doğukan komutanım nereye daldın böyle?"dedim.

Belli belirsiz gülümsedi önce.Sonra "Komutanım yanlış yapıyor Bulut .Başka da bir şey diyemem kusuruma bakma ."dedi Doğukan.

"Ne kusuru Allah aşkına?Sen hislerine çok bağlı bir insansın, hislerin hiç yanıltmadı mı seni?"dedim.Daldı gitti,dememem gereken bir şey demiştim , kahretsin .Bir süre bir şeyleri ölçüp tarttıktan sonra konuşmaya başladı.

"Bulut ben hislerime inanmazdım.İnanmam gereken bir günde inanmadıktan sonra da inanmam gerektiğine o kadar emin oldum ki.Bir tek yanımda hislerim ve mesleğim kaldı.İkisine de şehit olana kadar sıkı sıkı bağlı kalacağıma ant içtim.Kurtaramadığım o kadar çok şey oldu ki.İnsan,hayvan,insanlık bu liste uzar da uzar.Ben saymaktan usanmam ama insanlar dinlemekten usanır.Artık kurtarmam gerekenleri kurtarmak istiyorum.Sen komutanıma gidip rapor yazamayacağını söylesen belki öyle vazgeçer.Artık yemişim görevini.Tamam biz daha iyi yürütebiliriz ama sonuçta onlar da belli bir tecrübeye sahip.Belki destek ekibi olarak gideriz."dedi ardından ofladı. O oflamaya sanki karşıki dağlar yıkılırdı öylesine bir oflamaydı onunki.Dışı bizi içi onu yakıyordu.