25.Bölüm "X11"

206 12 0
                                    

Jessica kahvaltı için aşağı inmişti.Babasi her zamanki yerinde dergi okuyorudu.Saniyelik kızına baktı ve dergiyi bırakıp oturduğu yerden dikleşti.Jessica da masaya oturdu ve personelin getirdiği papatya çayına baktı.

"Dün akşam ki tavrını beğenmedim Jessica!"

Babasının sakın ama bir o kadar da sert sesi onu korkutmaya yetmişti.

"Şey sadece rahat olamadım baba orda"

Mario parmağında ki yüzüğü çevirdi.

"Bu seferlik sakinim Jessica ama bu tavır tekrarlanirsa sana acımam"

Jessica kafasını olumlu anlamda salladı.Sessizce kahvaltısıni yapmaya başladı baba kız.Bu her gün böyleydi.

Sessiz geçen kahvaltıdan sonra Mario şirkete gidecekti.Kapinin önünde paltosunu giydi.Jessica da yanındaydi.

"İstersen benle gel"

Bu teklifi genelde yapmazdı ona.

"Canım istemiyo gelmicem"

Mario anahtarını cebine koyup çıkacağı sıra tekrar kızına baktı.

"Kendini gene odaya kilitleyip benim asabımla oynama bidaha uyarmam"

"Tamam baba"

Mario gittikten sonra Jessica odasına gitmişti ve kitap okumaya karar verdi.üzerine hırka giyip dışarı çıktı.Bu siteyi almıştı babası ve çoğu iş adaminin olduğu bir yerdi.Buraya gelmeden önce ki hayatı da bunda. Bir farkı yoktu.Babasi işe gider o evde yalnız kalırdı..ne vakit geçirebileceği arkadaşı ne de derdini anlatacagi bir annesi yoktu.
Mario katı ve sert bir insandı Jessica'ya sevgi tarafından yaklaşmamisti.

Çünkü babasının gözünde kötü bir çocuktu o.

Babasının onu sevmediğini düşünürdü hep ilgi göstermezdi.Yine de severdi onu.

Okuduğu kitabı bırakıp, dışarı çıkmaya karar verdi.Telefonunu cebine koyup siteden çıktı.Kulakliğını takip sevdiği şarkıları dinleyip kaldırım boyunca yürüdü.Baya bir yürüdüğünde geri döndü fakat geldiği yeri kaybetmişti.

"O kadar mı yürüdüm ben?"dedi kendi kendine.Geldigi yolun tersine yürüdü ve çıkmaz sokağa girdi.

"Offffff! Lanet olsun!"

Ordan çıktı ve ara sokağa girdi.Burda kimse yoktu.Teredüt etti ve oraya gitmedi.Geldiği yöne doğru gitti bu sefer ve geldiği yolu bulmuştu.

"Burdaha dışarı çıkarsam ne olayım haksizmiyim ya...bence de öyle"dedi kendi kendine konuşup.Sizofrenin belirtisiydi.
Ara sokağa tekrar girince önünden yürüyen adam dikkatini çekmişti.Adam kapalı bir mekana girecekken yan dönmüştü.

"Bay Lee'nin oğlu değilmi bu?"

Nikolay mekana girdi ve adam kapıyı kapati.Jessica biraz orda bekledi.Orayi merak etmişti.En son merakına yenilip oraya gitti.Adam ona sorarcasina baktı.

"İçeri girebilirmiyim bayım?"dedi nazikçe.Adam tersce bakıyordu ardından kapıyı açtı.Jessica bu kadar kolay olacağını düşünmemisti.
Adam ardından kapıyı kapattı.Bir kapı daha vardı üstünde Boks ile ilgili yazılar ve resimler vardı,dikkatini X11 yazısı takıldı.Ne olduğunu merak etmişti..Kapiyi açıp içeri girdi.Bir sürü insan vardı ve ortada büyük bir kafes vardı.

Fazla ses

Işık

Rahatsız etmişti onu.Kafese yaklaştı biraz öne ,gördüğü görüntü şaşkına çevirdi onu.Nikolay iki tane adamla dövüşüyordu.Yüzunde kan ve yara izleri iyi gözükmüyordu.
Bir adamın burnuna vurduğu için büyük ihtimalle kırılmıştı.Diger adamlaydi şuan.Adam ona belinden sarılmıştı yüzüne yumruk atmıştı,ve ters çevirip yer düşmesini sağlamıştı.Nİkolay düştüğü yerden yan dönüp ayağa kalkacakken Jessica'yi gördü.Gormemis gibi yapıp adama baktı ardından şaşkınca tekrar kıza baktı.
Onun burda ne işi olduğunu merak etmiş ve düşünürken adam üzerine çıkmış yüzüne vuruyordu.Dikkatini toplayıp adamın karın boşluğuna vurup üzerinden attı ve bu sefer o üsteydi ve kaç yumruk attığı belli olmadi ve ayağa kalkıp baygın olan iki adama bakıp gözlerini kapatıp başını eğdi ve Jessica'ya baktı.Hala oradaydı.
Kafesten çıkıp kızın yanına yürüdü sert adımlarla arkasından yaklaşıp kolundan tutup çekti ve peşinde sürükledi.
Soyunma odası gibi bir yere gelince kızı içeri itti.

ŞEHRİN KATİLLERİ - X11Där berättelser lever. Upptäck nu