~6.BÖLÜM~

227 4 5
                                    

  
Birlikteyken yapamıyorum senden kaçıyorum ama sensizde olmuyor

Yine ve yine sarsılarak uyandım "ya bu ne ikinizde uyuyorsunuz kalk" diye başımda söylenen kişi bu sefer dracoydu "defol git" draco gerçekten çok garip bazen çok iyi bir abi gibi bazense düşmanım gibi davranıyor bana o söylenmeye devam ettiği için kafamı kaldırıp etrafıma bakınmaya başladım yanımda oturan kişinin cedric olmadığını yeni fark etmiştim mattheo kafasını kollarının arasında koymuş uyuyordu gülümsedim ve dracoya baktım "sakın aşık oldunu söyleme" dedi bende hemen yüzümü düzelttim ve "o uzun zaman önceydi" diyerek sınıftan çıktım ve bahçeye indim ve bir ağacın dalına oturdum o sırada cübbemin cebinden bir hışırtı geldi ve elimi cebime attığımda içerisinden kağıt çıktı
"laviniaa benim kıvırcık kızım bence annenle tanışmanın vakti geldi yarın akşam am mattheonun peşine takıl"
Bu ne demek mattheonun peşine neden takılayım ki koşarak sınıfa geri döndüm ama mattheoyu görmeyi beklerken karşımda cedric ve cho tu öpüşürken görmek aklımdan geçen son şeydi "lavinia" garip bir şekilde üzülmemiştim "noluyor burda" cedric bana yaklaştı ve "güzelim bak açıklayabilirim" "neyi açıklayacaksın gördü işte" diyerek cho araya girdi "evt gördüm ama teşekkür ederim bende senden nasıl ayrılacağımı düşünüyordum bu çok iyi oldu mutluluklar" dedim ve gülümseyerek sınıftan çıkacakken cedric geldi ve koridorda omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi biraz ileride draco blaise ve thedore vardı onlar da bize bakıyorlardı "uzak dur benden yoksa iyi olmaz" diyerek onu ittirdikten sonra arkamdan baktığını bilerek draconun yanına gittim ve "mattheo nerde?" dedim bilmiyorum dercesine omuz silkti ve arkamı işaret ederek "canını mı sıktı" diye sordu "sonra anlatıcam şuan değil" dedim ve ordan ayrıldın odama çıktım mattheonun orda olmasını ümid ediyordum odaya girdiğimde orda değildi balkona ve banyoya da baktım ve olmadığına emin olduktan sonra yatağın üstüne oturdum ve nerede olabileceğini düşünmeue başladım mantıken onun nerede olduğunu bilse bilse tom bilir diyerek astronomi kulesine koşmaya başladım koridorlardaki herkse çarparak koştum ve sonunda kuleye geldim tam tahmin ettiğim gibi Tom orda oturuyordu " Tom bana yardım et" diye seslenecek yanına doğru yürüdüm kafasını çevirdi ve beni görünce kenara kaydı yanına oturdu ve bacaklarımı kuleden aşağı doğru sarkıttım "noldu prenses" hala nefes nefeseydim bir iki dakika soluklandıktan sonra anlatmaya başladım...
"ver bakayım şu kağıda" dedi ama kağıt yine kül olmuştu "garip olan da şu okuduktan sonra yok oluyo kül olup uçuyor" dedim aşağı bakarak bir iki saniye düşündü "yarın akşam mattheo ve ben lordun yanına gideceğiz ama senin orda olman ne alaka hiç bir fikrim yok" "benimde yok o yüzden burdayım"

"yarına kadar benim ya da mattheonun yanında dolan o da birazdan gelecek anlatırız" kafamı salladım ve aşağı bakmaya başladım çok yüksekti burdan düşen birinin neredeyse parçasını bile bulamazdık sonra aklıma cedric geldi neden böyle böyle birşey yaptı ki neden aldattı beni maden onu seviyordu neden benimle beraber ne gerek var buna nasıl yaptı okulun en güzel kızlarından biriyim safkanım slytherinliyim popülerim hem beni seviyordu hani neden bana bunu yaptı umrumda değil gibi davrandım ama için parçalandı
Bunları düşünürken gözlerim dolmuştu tabikide Tom bunu fark etti "noldu" ona beni aldattığını söylersem cedrici öldürürdü ama söylemezsem de yalan söylediğimi anlardı "cedric beni Aldatmış" buna o bile şaşırmış bir şekilde baktı "nasıl yani bildiğimiz seni aldattı mı sen nasıl öğrendin bunu" "mattheoyu ararken sınıfa girdim belki oradadır diye cho ve cedrici öpüşürken gördüm" güldü "o çocuğun eceli benden olacak ama neyse" "hatta sonra peşimden geldi anlatıcam yanlış anladın diye fln" sözümü keserek "tahmin edeyim garip bir soğukkanlılıkla dinlemedin ve uzaklaştın"
"aynen öyle yaptım" kolunj attı ve bana sarıldı artık gözlerimin dolmasını geçerek ağlamaya başladım "üzülme seni isteyen o kadar kişi varken karakteri oturmayan bir velet için üzülme" ne derse desin haklıydı çünkü onunla olmama başından beri herkes karşı çıkmıştı ve ben bir aptal gibi kimseyi dinlememiştim
"noluyor burda" diye gülerek mattheo geldi bende tondan ayrıldım ve başımı çevirip ona baktım ağladığımı fark ettiğimde gülümsemesi soldu ve hemen yanıma gelerek "noldu sana kim canını sıktı" diye sordu cevap vermedim "vinianın söylesene neden ağlıyorsun geberticem seni kim ağlattıysa" diyerek yanıma oturdı merakla bakıyordu Tom "onu sonra anlatır şuan daha önemşi bir sorunumuz var" "anlatın artık" Tom gelen notları falan mattheoya anlattı "yani yarın bizimle mi gelecek" "bilmiyorum ama bu notları kişin gönderdiği çok açık değil mi" mattheo sadece başını salladı "kim?" kimden bahsettiklerini hala anlamamıştım "ya lord yani babam ya da bellatrix yanş sevgili üvey annemiz" "yarın ki toplantıda senin annen baban da olacak sanırım dracoyu da çağırdılar ancak sana ayrı bir davet geleni ada karıştırıcı ben bu gece lord ile iletişim kurmaya çalışacağım yarın sabah tekrar konuşuruz hem hep birlikte de gidebiliriz" dedi Tom ikimiz de tamam anlamında kafamızı salladıktan sonra odalarımız gitme kararı aldık Tom koridorun sağından devam etti biz de düz bir şekilde ilerledik odanın kapısında bekleyen cedrici görmeyi beklemiyordum "lavinia biraz konuşmamız gerek bence" "bence değil git burdan"
"bak yanlış anladın yapma böyle beni sevdiğini biliyorum" soğuk bir şekilde gözlerinin içine baktım gerçekten masum gibi bakıyordu ama önemli olan benim kendi gözlerimle gördüklerimdi "yanlıl ve ya doğru umrumda değil bitti" dedim ve odaya girdim arkamdan mattheo da girdi ve kapıyı sert bir şekilde kapattı "ne olduğunı artık bana anlatacak mısın yeter bu kadar" dedi ben ağlarken "aldattı beni cho ile öpüşürken gördüm" "ne aldattı mı bak ben onu napacağım diyerek hızla kapıyla doğrı yürüdü hemen kalktım ve önüne geçtim" hiç bir şey yapmayacaksın lütfen bırak ne hali varsa görsün" "sen ne olacaksın peki haline baksana" "beni boşver geç şöyle" diyerek yatağına doğru ittirdim ve bende kendi yatağıma geçip uyudum
"üstünü değiştir makyajla mı uyuyacaksın" "halim yok" dedim ve yorganı kafama çektim mattheonın makyajı masama doğrı ilerlediğini ayal seslerinden anlatabiliyordum
Yorganı kafamdan aşağı çektiğinde elinde makyajı Temizleme suyu ve pamuk vardı onu o şekilde görünce istemsizce gülümsedim ve "ne yapıyorsun" "makyajını silicem yüzüne zarar verir" dedi ve duymadığımı sanarak "gerçi o güzelliği hiç birşey kapatamaz" " birşey mi dedin" hayır der gibi kafasını iki yana doğru salladı ve Pamuğa temizleme suyundan dökerek yüzüme sürmeye başladı "bastır" Biraz daha bastırdı ve bir iki dakika sonra gülerek "bitti" dedi ve dolabımdan pijama takımı çıkartıp bana doğru attı "giy şunu banyoya giriyorum ben" dedi ve banyoya gitti biraz bekledim su sesi gelmeye başlayınca kalktım ve üstümü değiştirdim ve tekrar yatağıma yattım ama bu sefer de uyuyamıyordum kalktım ve kitaplığıma göz gezdirdim ama neredeyse hepsini okuduğum için okuyacak bir kitaptı yoktu mattheonun kitaplarına baktığımda gözüme ilk çarpan uzun zamandır almayı düşündüğüm Jack London'a ait olan "kızıl veba" kitabı oldu kitabı aldım ve okumaya başladım ortalarına doğru geldiğimde mattheo da ıslak saçlarıyla duştan çıktı elimdeki kitaba baktı "zevklerin hala aynı" dedi "nasıl yani"
Güldü "kitap okumaktan bahsediyorum hala seviyorsun" "değişen ben değilim riddle sensin" şaşırmıştı bunu söylememi beklemiyordu "ben mi hiç sanmıyorum malfoy" cevap vermedim ve kitap okumaya devam ettim "Bırak kitap okumayı yarın zor bir gün olacak" derin bir nefes aldım ve " matt ben korkuyorum" ilk defa korktuğumu ona itiraf etmiştim "korkma ben yanındayım Tom orda hem abinde orda olacak sana zarar gelecek birşey olamaz şu notlar konusunda da bir dahakine beraber açalım şimdi uyu" dedi "iyi geceler kıvırcık"  "iyi geceler ay parçası" dedi ve ışığı kapattı ben kitabı kenara bırakarak yattım

Enemies Or Lovers ♧~MATTHEO RİDDLE~Where stories live. Discover now