~10.BÖLÜM~

136 6 3
                                    


Sen beni öldürdüğün ip ile ona salıncak yaptın

Gözlerimi açtığımda odamdaydım gün ne kadar çabuk bitmişti oda karanlıktı banyonun kapısı açıldığı gibi gözlerimi kapatıp uyuma numarası yapmaya başladım mattheonun odada olduğunu tahmin bile etmemiştim sessizce resmen parmak uçlarında yürüyordu yatağımın yanına oturdu saçlarımı okşamaya başladı "bana ne yaptığını farkında bile değilsin ve kızım sen nasıl nefesimi daralttığını bilmiyorsun ki" eğildi yavaşça alnımdan öptü ve kalktı "iyi geceler ay parçası rahat uyu" yatağıma geçti ve yatağın başındaki gece lambasını kapattı kafam acımaya başladı Ah sanırım vurduğum yerin üstüne yatmıştım yavaşça sağ tarafa doğru döndüm ve uyumaya çalıştım ama bir türlü uyku tutmuyordu
kalktım üstüme soğuk olduğu için yatağımın başındaki hırkamı giydim kalkıp odanın özel balkonuna çıktım birşey eksik gibi hissettiğimde  sigara istediğimi fark ettim buna şaşırdım ama olabilir neden olmasın diyerek odaya geri girdim mattheo da olduğuna emindim yavaşça onun yatağının başına gittim ve baş ucundaki komodinin ilk çekmecesini açıp karıştırmaya başladım bir defter geldi elime ilk merak edip üstüne baktığımda sihay ve eskimiş bu defterim üstünde "mattheo riddle'ın günlüğü" yazdığını fark ettim bu günlüklten Tom da da olduğunu hatırladım
yavaşça kendi yatağımın içine doğru attım bunu sonra inceleyeceğim çekmecede bulamayınca kapattım ve bir alttaki çekmeceye geçtim o sırada mattheo kıpırdandı tek istediğim uyanmamasıydı şuan sonunda ikinci çekmecede sigarası paketi ve çakmak buldum içinden iki dal ve çakmağı alarak balkona geri çıktım sigarayı yakıp yavaş ve derin bir şekilde içime çekerken ne kadar özlediğimi düşündüm
uzun zaman önce bırakmıştım sigara içmeyi ama bazen ihtiyaç hissediyordum balkon kapısının açılmasıyla o tarafa doğru döndüm mattheoyu görünce bir anlık korkuyla elimdeki sigarayı balkondan aşağı atarken kazayla elimi yaktım "ahh"
"napıyorsun sen" diye sordu ama ne yaptığımı zaten görmüştü "şey ben" "ne sen benim paketinden aldığın sigarayı mı içiyorsun" dedi "yanımda yoktu özür dilerim sana sormadan aldım"  dik dik baktı ve "sorunn benim paketimden almış olman değil sorun senin sigara içmen anlasana lan bırakmadın mı sen" hiç birşey diyemeden başımı önüme doğru eğdim "elim yandı" dedim
içimden kendi kendime ama onun zihin okuyabildiğin unuttum Tabikide "eline bakayım" yanıma çöküp elime dokundu acısınından dolayı hızlıca geri çektiğim için kolumu duvara vurdum "ahhh" diye bağırdım sonra gülmeye başladım "neden gülüyorsın iyi misin"  diye sordu "iyiyim ya sinirim bozuldu elim acıyo" bakalım bir dedi elimi tuttu "aferin sana çok kötü yakmışsın" kolumdan tutup içeri doğru yürüdü mecburen bende peşinden sürüklendim beni yatağıma oturttu ve kendi çekmecesinden bir krem ve sargı bandı çıkarttı elime krem sürüp sardı sonra da "uyu artık" diyerek arkasını dönerek kendi yatağına uzandı hırkamı çıkarırken cebinden yine bir kağıt düştü ama açtığım an gidecekti "mattheo baksana kağıt buldum yine" "ne açsana hemen" yerinden kalkıp yanıma geldi kağıdı açtığımızda " selam küçük rix kendini merak etmiyormusun biraz araştırsana sana anlatılanlar kulak ver biraz"
"küçük rix mi?"
" o ne demek ya"
"bilmiyorum matt ne olabilir"
Mattheonun aklına birşey gelmiş gibi kaşlarını çattı ve bana baktı "rix mi kendini merak etmek? Kim sana ne anlattı kulak ver derken"
"ne biliyim ben kızlarla hergün birşeyler anlatıyoruz birbirimize yani bir sürü şey var" derin bir iç çekti "uyu şimdi sonra biraz düşünürsün" yatağına yatıp arkasını döndü.
Sabah kendi kendime uyandım saate baktığımda derslerin başlamasına iki saat olduğunu gördüm yani doğal olarak kahvaltı saatine bir saat kalmıştı mattheo yan yatakta uyuyordu banyoya girdim kısa bir duş aldım sonra üstümü giyinip hafif bir makyaj yaparak odadan çıktım ve pansynim odasına girdim
intikam vakti gelmişti "uyanma vaktiiiiiii" diye bağırarak üstüne atladım
"ahh kızım napıyorsun" verdiği tepkiye gülerek gıdıklamaya başladım " sahaha laviniaaaaa dur" diyordu bir yandan da gülerek en son yoruldum ve kendimi onun yanına attım "bu sefer sefer erken kalkmışsın" dedi pansy "ee o kadar olsun dedim ve güldüm yan yatakta draco vardı ona ve pansye bakıp güldüm " aklımdan ne geçiyo lavinia" draconun yanında gittim ve çalışma masasındaki tüy kalemle yüzünü gıdıklamaya başladım ama bundan sadexe rahatsız olduğunu görünce baş ucundaki bir bardak suyu alıp yüzünde boşalttım "ne yapıyorsun lan" diye bağırdı beni görünce  hızla ayağa kalkıp üstüne doğru geldi ben de odadan çıkarak kaçmaya başladım hızla kendi odama gittim ama draco peşimden geldi resmen odada kovalamaca oynuyorduk ama beni birazdan yakalayarsa hiç iyi şeyler olmicaktı "buraya gel" "yoo yakala" diyip gülmeye başladım resmen kaşınıyorum tam beni yakalayacakken mattheonun üstüne düşmem iyi mi yoksa kötü mü olmuştu bilemedim mattheo sanki üstüne düşen ben değil de battaniye gibi sakin bir tepkiyle uyandı bana ve dracoya bakıp gülümsedi
"noluyor yine"  "sabah sabah yüzüme su döktü mal" mattheo gülmeye başladı "ya suyun kaldırma kuvvetini denedim" "işe yarıyormu bari güzelim"  dracoya bakıp " gördüğün gibi evet" dedim draco "sorarım ben sana bunu" dedi ve odadan çıktı mattheo bana bakıp sırıtmaya başladığı "ne noldu" "yerin çok rahat sanırım" dediğinde hala onun üstünde olduğumu yeni fark ediyordum "ya çok özür dilerim of"  diyip hemen kalktım " benim için sorun değildi ya kalabilirdik  dedi umursamadım ve aynanın karşısına oturuyorup saçlarımı düzleştirmeye başladım" napıyorsun sen kıvırcık" dedi "saçımı düzleştiriyorum"  kaşlarını çatıp yanıma geldi ve düzleştiricimi elimden aldı "hayır ya sen kıvırcık güzelsin böyle kal"diye itiraz etti " mattheo ver şunu" diyip elinden aldım ve devam ettim o da kıyafetlerini alıp banyoya giyinmeye girdi saçlarım bittikten sonra makyajına geçtim çok abartmadan bir makyaj yaptım o sırada kapı çaldı ve bir kız "gelebilir miyim" dedi "gel" dedim ve içeriye astoria girdi "ne var" dedim "mattheo yok mu" diye sordu "yok yedim" göz devirdi "nerde söylesene" dedi bende "ne biliyim ben uyandığımda yoktu" kapıyı kapatıp gitti hemen sonrasında mattheo kahkaha atarak banyodan çıktı "uyandığında yoktum tabi canım" dedi ve gülmeye başladı "kaşınma" diyerek odadan çıktım
Yemek salonuna doğru kafamı yarmadan gitmeye başladım sonunda salona geldiğimde masa dolmaya başlamıştı bizimkilerden sadece Tom vardı herkes geldikten sonra ilk defa olaysız bir kahvaltı yapmıştık ilk dersimiz biçim değiştirmeydi ve prf. McGonagall ile birlikte slytherin ve grifindor ortak dersiydi kahvaltıdan sonra hepimin sınıflara geçtik sınıf yavaş yavaş doluyordu pansy ile tan tana oturduk hemen çaprazımda draco arkamda ise matt ve Tom vardı blaise ve Adrian daha gelmemişti k sırada prf. İçeri girdi ve ders anlatmaya başladı önlerde oturuyordum ama
dersi Dinlemiyor dün akşamki notu düşünüyordum rix ne demekti kendimi neden merak etmem gerekicekti ki
"evet bayan malfoy"
"ha efendim profesör"
"bir insana tavşan kulakları vermek için hangi büyüyü yapmamız gerekiyormuş anladın mı"
dediğinde sustum o da görmezden gelerek derse devam etti derse odaklanamıyordum bile cebimden bir hışırtı geldi elimi cebime attığımda kağıt vardı ama şuan açmayacağım için orda bıraktım
yan tarafımda hermonie oturuyordu bana seslendiğinş duydum
" lavinia" diye fısıldadı
"efendim"
"iyi misin çok solgun duruyorsun"
"iyiyim herm teşekkür ederim" dedim
Ve önüme döndüm kısa bir süre sonra ders bitti zaten sınıflar değişti bu ders hufflepuff ile olacaktı draco bana  inat olsun diye pansynin yanına oturdu bende boş bulduğum yere oturdum en arka sıraya burası normalde cedric in yeriydi ama onu sabahtan beri
neredeyse hiç görmemiştim tam ben bunu düşünürken cedric kapıdan içeri girdi ve yanıma oturdu bana gülümseyerek "iyi misin" diye sordu "iyiyim teşekkür ederim" diye cevap verdim kaşlarını çattı ve "fazla resmi bir cevap oldu sanki"  öyle mi olmuştu "sanırım biraz öyle oldu kusura bakma" gülümsedi ve önüne döndü ona gerçekten haksızlık yapmıştım onu dinlememiştim bile hemde cho'nun cedricten hoşlandığını bildiğim halde böyle davranmıştım "cedric"
"efendim lavinia" özürü hal ediyordu "özür dilerim" ne dediğimi anlamamış gibi "ne için" diye sordu "seni dinlemediğim için"   "sorun değil" diyerek dersi dinlemeye devam etti bende cebimdeki kağıdı hatırladım ve çıkarıp okumaya başladım

"uzak dur o aptal riddle'dan rix sana zarar vermek zorunda bırakma beni"

Aptal riddle derken mattheodan bahsediyor olmalıydı ama neden bana zarar vermek zorunda olsun ki bu çok saçma kağıdın uçacağını bildiğim için hemen arkama dönüp mattheo ve Tom un olduğu masaya bıraktım onlar okur okumaz kül olmuştu zaten arkamdaki fısıldamalarımı duyuyordum
"kime aptal diyor öldürürüm ben bunu"
"büyük ihtimalle benden bahsediyor Tom sakin ol ama zarar vermekten bahsettiği ne acaba"
"bilmiyorum kahretsin ki bilmiyorum"
Seslerinin yüksek olduğunu farkında değillerdi "sessiz olun biraz" dedim cevap vermeden sustular "dersten sonra konuşabilir miyiz?" diye sordu cedric tamam anlamında başımı aşağı yukarı doğru salladım

Enemies Or Lovers ♧~MATTHEO RİDDLE~Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu