4. TUTSAKLIĞA RAĞMEN

210 114 167
                                    

Bugün size çok içten yazdığım bir bölüm ile geldimm! Umarım seversiniz.

Bölüm müziği: Ludovico Eunoidi, Experince (son sahne için)

Keyifli okumalar!


****


Ben hiç bir şeye çaba göstermemiştim.

Annem ben doğduğumda vefat etmişti, eğer daha doğmadan ölseydim o yaşayacaktı. O an ölmeye çabalamamıştım.

Sıla bizim eve geldiği zaman sürekli kabuslar görüyordu, ağlıyordu; onu teselli etmeye çabalamamıştım. sadece geceleri o uyuduğumda saçlarını okşamıştım.

Mert Sıla'yı her izlediğinde, ona Sıla'nın onu sevmediğini, abisi olarak gördüğünü anlatmaya, onu Sıla'dan vazgeçirmeye çabalamamıştım.

Ben iyisiyle kötüsüyle hiç bir şeye çabalamamıştım, çabalasam da sonuçları hep hüsrandı. Az olan çabam da boşunaydı. Ben hep boşaydım, hüsrandım, hayal kırıklığıydım, çabasızdım.

Fakat ben ilk defa çabalamak istiyordum.

O mahkumu her gördüğümde, kalbindeki kırıklara, dört duvar arasındaki mahkumiyetine ve her işkencesine rağmen gülümsediğini görüyordum ve bu, onu özgürlüğüne ulaştırma düşüncesini aklıma kazıyordu.

Hayır, aramızda bir bağ ya da bir duygu söz konusu değildi; sadece haklılar ve hakkını arayanlar tutsak kalmamalıydı.

Onu özgürlüğüne ulaştırma çabası kazanıyordum ve bu beni karanlığa tepecek, tüm ailemi yok edecek gibi geliyordu. Sanki bir tek ailemi değil de beni de dağıtacak gibiydi.

Fakat şu an ellerimde tuttuğum mektuba bakarken bu son benim umrumda bile değildi.

Sabah tam işe gidecekken siyah bir kutuyu kapımda bulmuş, Mert'e evde bir şeyler unuttuğumu söyleyerek eve girmiştim tekrar. İçinden ise bie beyaz gül ve bir mektup çıkmıştı.

Kirli, az biraz sararmış kağıda bakarak derin bir nefes aldım.

"Sayın Savcım,

Öncelikle gün aydın, bu cümle belki dört duvar arasında kalan bir mahkum için tuhaf fakat günün aydın olması için sabah olmasına gerek yok.

Çünkü içten içe bu mektubun sana ulaştığını bilmek, nerede olduğun farketmeksizin nefes aldığını hissetmek bile günün aydınlandığını hissetmeme yetiyor.

Dün Özaydın avukatım olarak kayda geçti, o bundan sonra benim avukatlığımı yapacak. Merak etme, işinde iyidir ve gerçekten de zeki birisidir. En iyisini yapacağını biliyorum.

BG ekibi ise seninle mahkeme hakkında konuşmak ve bazı konuları tartışmak istiyor, bu yüzden ilk gittiğin yere, ormanlık alandaki villaya gidebilirsin. Aslında Cihan'ın seni almasını istiyorum ama işte, inadından seni vazgeçirmek eminim ki kolay değildir.

Artık benimle beraber şüphe çekmemelisin diye görüşemeyeceğimiz için pek mutlu olamasam da, emin ol mektuplar bazen çok şey anlatır sayın savcım. Ve senin bana yazacağın her kelime, ağzından çıkacak tek çift söz, benim idamıma da mahkumiyetime de bedeldir.

Sana bundan sonra vereceğim her gül kurtuluşumuz olacak sayın savcım, bu yüzden bu gülleri bir saksıya ek. Onları büyüt, sula, miladımız olsun. Dikenlerini de eline batar diye kestim, merak etme.

BEYAZ GÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin