5. SOĞUK NAMLU

213 109 80
                                    

Selamlar dostlarım. Bölüme bol bol oy ve yorum atmayı unutmayın, biliyorsunuz tek motivem.

Keyifli okumalar!

****

Sabah gözlerimi araladığımda ilk işim olarak duvardaki saate baktım. Saat dokuz buçuktu. Doğrularak beyaz geceliğimle beraber banyoya ilerledim, elimi yüzümü yıkadıktan sonra ise hemen odamdan çıktım.

Merdivenleri bir bir inip salona geldiğimde, içeride sadece Mert vardı. Televizyonda oldukça kısık bir sesle haberleri izliyordu. Öyle odaklanmıştı ki habere, beni bile görmüyordu. Siyaset programları onun hep ilgisini çekmişti, şimdi de haberleri izlediğine adım kadar emindim.

"Erkencisin bakıyorum." diye mırıldandım tekli koltuğa geçerken. Sesimi duyar duymaz önce irkildi, ardından da hızlıca ayağa kalktı. Oturması için işaret yaptığımdaysa haberin sesi yükseldi salonda.

"Sayın Seyirciler, öncelikle hepinize iyi günler dilemekteyiz. Sabahın en erken saatlerinde sizle karşı karşıyayız. Bugünkü haberlerimizin en temeli ise, devletin getireceği yeni ceza yasası."

"Mert, sesini aç." dedim hemen. Mert telaşla televizyonun sesini açtığında karşımdaki ekrana baktım.

"Ceza yasası eskiden beri hüküm görse de devletin çok hafif bulduğu gerekçesiyle yerine daha ağır cezalar getirildi. Bu ceza hükmünü açıklamak için Cumhurbaşkanımız Sait Karaşan'ın Karaşan Meydanı'ndan canlı görüntülerini seyrinize veriyoruz. İzninizle."

Ekrana devlet başkanı girdiğinde tüm kameralar ona döndürülmüş, arkasından da coşkulu nidalar söyleniyordu. Tüm devlet ona öyle baģlıydı ki, o canlı canlı birilerini doğrasa kimse karşı çıkmaz, hatta pis dostları onu aklamaya bile çalışırdı.

Yüzündeki aptal ciddiyetle, "Sayın Seyirciler ve Değerleri Devletim, bugün burada olmamızın sebebi, geleceğin inşasına çok güzel bir husus daha eklememizdir." diye girdi konuşmaya.

Mert bir küfür savururken, "Yeni eklediğimiz Ceza Yasası'na göre, 'Mahkumlar yaptıkları kötü ve olumsuz her davranış için elektrik alacaklardır. Hapishanedeki birine şiddet uygulamak bir saatlik elektriğe, hapishanedeki birinden bir veya bir kaç eşya çalmak bir saatlik elektriğe, sözsel tartışma içine girmek bir saatlik elektriğe mahsustur. Gardiyanlar ile yetkililere karşı çıkmak, onlara meydan okumak ise üç saatlik elektriğe katlanma olarak işlenir."

"Koyduğum yasalar geleceğimizin güzelliği ve ülkemizin düzeni içindir. İyi günler diler, ülkemiz için olan her türlü gayenize ulaşmanızı isteriz. Sevgi ve saygılarımla."

Yüzündeki o iğrenç gülümsemesiyle ekrandan çıktı, arkasını dönerek Cumhuriyet Sarayı'na yürümeye başladı. Orada onu korumak için binlerce asker ve onu destekleyen koca bir halk vardı.

Bir insan bu kadar onursuz olamazdı. Bir insan bu kadar gurursuz hiç olamazdı, nasıl bu kadar cani olabiliyorlardı?

Mert bir küfür daha savururken, "Bu," dedim sessizce. "çok canice."

"Şerefsiz köpekler," dedi sinirle, "haysiyetsiz yolsuzlar."

İkimiz de sessiz kaldık, kafamızdaki düşüncelerimizle boğuştuk. Aklım almıyordu, böyle bir caniliği devlet yanlıları nasıl destekliyordu? Kendilerini sömüren bir devlete saygı duyuyorlardı.

Mert en sonunda, "BG'ye haber vermeli miyiz?" diye sordu. Sesinde merak yerine devlete olan siniri vardı, öfkesi öfkemdi.

"Zaten öğrenmişlerdir, koskoca
teşkilatın bu haberi bilmeyeceğini sanmıyorum." dedim.

BEYAZ GÜLWhere stories live. Discover now