Unutuyorsun..

188 31 45
                                    

selamooo

bunu okumadan önce  napiyodunuzz

hadi baslayakk

______________________________________

JİSUNGUN GÖZÜNDEN

Hepimiz üzgündük. Miyeon, Minho ve benim için kendini feda etmişti..

Daha fazla beklemeyip hızla mutfağa gittim. Diğerleri de peşimden mutfağa girdiler.

"Saat kaç?"

"10:08" Changbin bana cevap verdiğinde kafamı salladım. Ellerim titriyordu acele etmekten. Minho'yu kaybedicem diye aşırı streslendim.

Ocakta pişirilmeye uygun bir kase seçtim ve çiçeği kasenin içine doğru sallamaya başladım. Zaten tüm tozlar sallayınca dökülmüştü. Hatta baya fazla dökülmüştü. Beyaz çiçekten dökülen beyaz tozlar sonunda bittiğinde çiçeği bir kenara koydum.

Tam kaseyi titreyen ellerimle ve dolu gözlerimle ocağa koyacakken Bangchan bileğimi tuttu.

"Bırak. Bir zarar vericeksin kendine şimdi. Çok stres oldun, otur biraz sakinleş." dedi.

Ona itiraz etmeden kaseyi bıraktım. Hemen arkamda duran sandalyeye oturduğumda nefeslerimi düzenlemeye çalıştım ve başardım.

Hepimiz sessizce Bangchan'ı izliyorduk.

Bangchan beş dakika tozları kaynattıktan sonra beyaz, jel kıvamında bir şey oluşmuştu.

"Hadi hadi! Hemen yedirelim!" diye konuştum.

"Evet evet hadi hızlı" diyen Felix beni destekledi.

Hızlıca salona gelip gözleri kapalı bedenin yanına gittik.

Onu sevdiğime iyice emin olmuştum. Hatta sevmek değil, aşık olmuştum. Kalbim hızlanıyor, heyecanlanıyorum. Ona bir şey olduğunda kahroluyorum. Aynı şuan olduğu gibi..

Göz yaşlarım yavaşça akarken iki elimle gözlerimi sildim. Sonuçta şuan onu uyandırmak için ihtiyacımız olan şey vardı. Ama belki de işe yaramaz...

Umarım yarar..

"Ben yediriyim" dedim. Bangchan usulca kaseyi bana uzattı. Minho'nun çenesini hafifçe indirerek ağzının açılmasını sağladım. Kaşıkla birlikte yedirdikten sonra ağzını kapattım.

Hepimiz ona dikkatle bakarken yutkunduğunu gördük. Derin bir nefes alarak arkama yaslandığımda onlar da rahatlamıştı.

"Jisung" dedi Jeongin.

"Efendim"

"Fark ettin mi bilmiyorum ama uzun zamandır kliniği açmıyoruz, Minho geldiğinden beri."

Jeongin'in dediği şeyle elimi alnıma koydum ve konuştum.

"Doğru, akıl mı kaldı." dedim.

"İstersen sen git kliniği aç" diye ekledim.

"Yok, burda kalalım hepimiz."

________________________________

Aradan bir saat geçmişti ve Minho hala uyanmamıştı. Salonda yürüyüp dururken Seungmin konuştu.

"Ya jisung dönüp durma başımı döndürdün. Otur şurda."

"Ya ama Seungmin bir şeyi yanlış mı yaptık biz niye uyanmıyor.. Saat çoktan 11 oldu.." diye karşılık verdim.

"Uyanması için sadece 2 saat kaldı..." diye mırıldandım.

"HEY HEY!" Felix bağırdığında hepimiz ona döndük.

Want So Bad ~ MİNSUNGWhere stories live. Discover now