4' SAHRA KARAMANOĞLU'

1K 25 2
                                    

Medya: Sahra 'nın bu bölümde giydiği yöresel dediği kıyafet. (istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz)


4.BÖLÜM 'SAHRA KARAMANOĞLU'

" Gerçekten bu kadarına gerek var mıydı Derya hala ? Bunlar çok fazla. " dedim koltuğa otururken. Alışverişteydik ve eve ancak akşama doğru gelebilmiştik. Bu kadar uzun süre alışverişte olmak da doğal olarak benim beyin hücrelerimi öldürmüştü. Merve ise halinden gayet memnun görünüyordu çünkü o alışveriş yapmaya bayılırdı. Ki acilen alışveriş yapmamız gerekiyordu çünkü sadece kınaya bile bir gün kalmıştı. Yarından sonra kına ve ertesi günde düğün olacaktı. Bu yüzden herşeyin en acilinden seçiyorduk. Gelinlik dahil her şeyi benim zevklerime göre yapmışlardı. Bana ve fikirlerime değer vermeleri kendimi iyi hissettirmişti açıkcası. Ben ne kadar böyle büyük bir şeye gerek olmadığını her fırsatta söylemiş olsam bile onlar her şeyin en iyisini ve en pahalısını alıyorlardı benim için. Gerçek bir evlilik olsaydı çok sevinir kendimi çok şanslı hissederdim kesinlikle. Merve 'de yanıma otururken Derya hala da beni yanıtlamıştı.

" Kızım kaç kere söyleyeceğim istesende öyle küçük bir şey olamaz. Bütün aşiret , bütün Mardin burada olacak. " dediğinde kafamı salladım. Kaçış yoktu yani. Birde kına yapılacaktı. Şaka gibi! Ben böyle şeylerden hiç hoşlanmazdım. Birde bu mehir meselesi vardı. Bunu bu sabah dini nikahta öğrenmiştim. Dini nikah kıyılmadan önce erkek tarafı kıza para , altın , arsa tarzı şeyler verirmiş. Tabiki koskoca Mardin ağasının oğlu da öyle küçük şeyler verecek değildi. O Baran Karamanoğlu 'ydu. Bütün Mardin bana verilen mehiri konuşuyormuş. Öyle söylüyorlardı. Kilolarca altınlar verilmişti. Sadece Baran 'ın kardeşi Buğra bile on set takıdan daha fazlasını vermişti. Duyduğuma göre Baran 'ın bir erkek kardeşi daha varmış ama Türkiye'de değilmiş. Baran 'la düşman gibilermiş sanırsam. Bu bilgileri de Aslı ve Gizem 'den öğrenmiştim.

Verilen bu mehire karşı çıktığımda ise nikahı kıyacak olan İmamın garip bakışlarıyla karşılaşmıştım. Bana 'sen delirdin mi?' der gibi bakıyordu adam. Ama ben tabiki bütün aldığım o şeyleri Baran 'a geri verecektim. Bunu aklıma not etmiştim. Kilomdan fazla altın şuan odamdaydı.

" Kızım ben akşam yemeği hazır mı diye bakmaya gidiyorum. Sizde hele bi dinlenin. " deyip ayağa kalkan Derya halaya kaydı bakışlarım. Çok iyi biriydi.

" İstersen yardım edebilirim bende hala. " dedim gülümseyerek. Geldiğimden beğri benimle ilgilenmişti. Baran 'ı da övmeyi ihmal etmemişti tabi. Anladığım kadarıyla çalışanlar dahil herkes onu çok seviyordu. Ama çok kaba ve sinirli duruyordu. Kaba olduğu ise kesindi zaten. O Allah'ın emriydi belli ki.

" Yok kızım. Çalışanlar hallediyordur. Ben öyle bir bakayım. " dediğinde gülümseyerek başımı salladım. O giderken Merve 'de bana sırıtarak bakıyordu. 'Ne?' der gibi kafa salladığımda küçük bir kahkaha koyverdi.

" İstersen yardım edebilirim ben hala." komik bir şekilde benim taklidimi yaptığında yanımdaki yastığı alıp suratına doğru attım.

" Sussana! " dediğimde gülmesini biraz durdurdu ve yüzüne gelen yastığı alıp kucağına koydu.

" Çok çabuk adapte oldun maşallah yeni gelin. " dediğinde sinirle soludum.

" Merve ! " dediğimde göz devirdi.

" Öf tamam be. Seninle de uğraşılmıyor. En azından zenginler. Sözleşmeyi imzalamasaydın bari belki boşanırken güzel mal koparırdın. Salaksın işte. " dediğinde bende göz devirdim. İroni yapıyordu.

" Of keşke imzalamasaydım ! Merak etme yine koparırız. " dedim yalancıktan ona uyarak.

" Saçmalama ya , onların paralarına mı kaldım ?" dediğimde kafasıyla beni onayladı.

VASİYET | +18Where stories live. Discover now