58

2.5K 90 108
                                    

Hiçbir şey söyleyemiyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ağladıkça da Emma'ya daha sıkı sarılıyordum. Dışarıda da kıyamet kopmaya devam ediyordu. Bir süre sonra ağzımdan sadece bir kaç kelime çıkabildi.

-Götür beni buradan. 

...

Ah ki ne ah arkadaşlar! O günden sonra bir sürü şey oldu. 'Bizi şaşırtacak daha ne olabilir Yaso?' diyecek olabilirsiniz ama ben de size şunu söyleyeyim. Depresyona girdim. Evet, ben adabımla ilk defa depresyona girdim. 

Ben Emma'ya beni oradan götürmesi için yalvarırken Aslı ve Valentina kavgalarına ara verip koşarak benim yanıma geldiler. Beni o kadar kötü ağlarken kimse görmediği için korktular herhalde. Açıkçası ben de çok korktum. O yaşıma kadar ben de kendimi hiç öyle görmemiştim çünkü.

Beni öyle görünce Aslı da ağlamaya başladı. Emma zaten en duygusal olanımız çıktı. Kıyamam o da şişti olanlardan sonra. Kadının derdi de var bir de bizimle uğraşıyor. Valentina da hepimizi öyle kötü görünce iletişimde kalma sözü alarak gitmeyi kabul etti. Kaç yaşında insanlarız diyerekten ben de kabul ettim. 

Valentina gittikten sonra ben günlerce yataktan çıkmadım. Arada yanıma Aslı geliyordu, bazen Emma geliyordu, bazen de ikisi geliyordu. Beraber yatıyorduk öyle sessizce. Benim ağzımı bıçak açmadı. Senelerin patlamasını da yaşadım sanırım. 

Günler böyle geçerken Aslı'nın da izni bitti ve onun da Amsterdam'a dönmesi gerekti. O da benden mesajlarına döneceğimin sözünü aldı. Konuşmasam da en azından arada telefonuma bakıp mesajlara cevap veriyordum. Valentina'nın da mesajlarına cevap verdim yani sözümü tuttum. 

Aslı gittikten sonra da bir süre benim durum değişmedi. Sadece artık Emma'ya üzüldüğümden kendi yemeğimi kendim hazırlamaya başladım. Yoksa kız bana bakmaktan hiçbir şekilde dışarı çıkamıyordu. Yemek yemek de istemiyorum o ayrı bir durum da en son kendimi aynada gördüğümde baya korktum. Baya kilo vermişim. 

Bir aya yakın evden hiç çıkmadım. İlk başta kendimi odaya kapadım. Sonra maksimum salona iniyordum. Son zamanlarda da bahçeye çıkmaya başladım. Bir iki gündür de havuza giriyorum artık. Babalar gibi depresyon geçirdim resmen. 

Bu sürede benim param falan da bitti tabi. Aslı gönderdi bir kaç kere. Bir iki kere de Valentina gönderdi. Yani zaten evdeyim ekstra harcama yaptığımdan değil de sonuçta kaldığımız bu evin de günlük bir ücreti var. Depresyona gireceğimi hesaba katmadığım için böyle oldu. Yoksa bir şekilde çalışır kazanırdım paramı. Neyse bunu da yaşayacağım varmış. Ne yapayım yani?

Şimdi de Emma ile Amsterdam'da havaalanındayız. Taksi bekliyoruz. Onun da parası suyunu çekince artık dönmemiz gerektiğini düşündük. Ben Türkiye'ye dönmeyi düşünmüştüm aslında ama bütün eşyalarım burada biliyorsunuz. Bir de veda etmeden de dönmek çocukça olurdu. O sebeple en azından bir tur daha buraya gelmem gerekiyor diye düşündüm. Zaten Aslı'yı da baya merak ettim. Valentina ile aynı evde kalmak istemediği için ev aramaya başlamıştı. E tabi evi bulana kadar onunla kalmak zorunda kaldı. Onun okuluna da yakındı baya bizim evin konumu. Oradan uzaklaşmak istemiyordu, şansına da Valentina'nın eviyle aynı sokakta olan bir daire buldu. Fiyatı da uygun olunca tutup hemen taşındı. 

Valentina bu duruma baya üzülmüş tabi ama Aslı yakınlarda ev bulduğu için de sevinmiş. Aslı kendi eşyalarını toparlarken benimkileri de toplamış, sağolsun. Kendi evine götürmüş hepsini. O hazır toplamışken eşyalarımın valizde kalmasını söylemiştim ona ama o yine de beni dinlemedi tabi. Benim eşyalarımı da yeni evdeki 'odama' yerleştirdi. 

Emma'nın da kalacak bir yeri olmadığı için onu da çağırdı. İstediği kadar bizimle kalabileceğini söyledi. Aslı'nın bu davranışı hoşuma gitti. Üçümüzün aynı anda depresyona girdiği günlerde böyle yakın arkadaşlar olmuştuk. 

Özgürlüğe Yolculuk ( GxGxG) (GxG)Where stories live. Discover now