9. Bölüm

7.8K 304 39
                                    

Burada geçirdiğim kaçıncı gündü? Sabah mıydı, akşam mıydı? Bu soruların hiçbir cevabı yoktu bende.

Telefonun şarjı bitmek üzereydi bu yüzden idareli kullanıyordum.

"Geç!" Cafer kolundan kavradığı bir kadını önüme fırlattı. "Öğretmen Hanım, bak sana arkadaş getirdim."

Kadına baktım. Upuzun sarı saçları vardı. Üstüne giydirilen kısa elbisesi yırtılmıştı. Yüzündeki yaralar bariz bir şekilde şiddet gördüğünü gösteriyordu.

Sertçe kapı kapandı. "Merhaba, iyi misin?" Yavaşça yanına yaklaştım. Benden korkup uzaklaşmaya başladı.

"Hey hey, sakin ol." Yeşil gözlerini ilk defa bana çevirdi. Yanına oturdum. "Ben Ceylan." Korkuyla yüzüme baktı. "M-Maria." Ses tonundan yabancı olduğunu anladım.

"Türkçe biliyor musun?" Kafasını aşağı yukarı salladı. "Nerelisin Maria?" Saçını kulağının arkasına itti. "Rus'um ben."

İlk defa elime uzandı. "Beni kaçırdı, ben burayı bilmiyor. Yardım et!" Elini tuttum. "Sakinleş."

Ağlıyordu. Kendimi ilk defa güçlü hissettim. Bir şekilde onu sakinleştirmeliydim. "Mesleğin ne Maria?" Derin bir nefes aldı. "Mankenlik yapıyor ben." Gülümsedim. "Ne güzel, bende öğretmenim."

İlk defa güldü. "Çok hoş." Titriyordu. "Üşüyor musun?" Başını salladı. Üzerimdeki ceketi çıkarıp ona uzattım. "Sen?" Gülümsedim. "Ben üşümüyorum."

Bulunduğumuz yerin kapısı sertçe açıldı. "Anlaşabildiniz mi?" Cafer ikimize de yaklaşınca Maria korkuyla bana doğru yaklaştı.

Cafer benim yüzüme eğildi. Derin bir nefes alıp verdi. "Şu güzelliğine dayanamıyorum Ceylan." Elleri yüzümde gezindi.

Kafamı geri çekince sertçe çenemden tuttu. "Bana direnmeyi bırak artık!" Kolumu sıkıca tutan Maria'nın küçük hıçkırıkları duyuldu. Cafer'in ilgisi benden Maria'ya kaydı.

"Sıra sana da gelecek." Yüzümü bırakıp uzaklaştı.

"Bilal yukarı çıkar bunları. Ne göstereceğini biliyorsun." İşaret parmağını bana uzattı. "Özellikle öğretmen görsün."

O odadan çıkınca Bilal bize yaklaştı. "Kalkın." Maria'yı elinden tutup ayağa kaldırdım. "Ben gitmek istemiyor Ceylan." Saçlarını okşadım. "Merak etme. Bir şey olmayacak."

Bana güvenip elimi tuttu. Bilal'in sırtıma dayadığı silahı hissettim. "Yukarı."

Merdivenlerden yukarıya doğru çıktık. Dar bir koridordan geçip bizi bir odanın önüne götürdü.

"Oturun şuraya." Gösterdiği koltuğa oturduk. Maria hâlâ elimi tutuyordu. "Sakinleş."

Cafer koluna taktığı bir kadını odaya getirdi. Kadının üzgün bakışları yüzümde durdu. "Sultan, benim ilk kadınım." Cafer oturunca, Sultan'da zorla gülümseyerek onun kucağına oturdu.

Midem bulanıyordu. Kadının bakışları içimi burkuyordu. "Sakın seni aldattığımı düşünme Öğretmen. Gözdem sensin ama çok direniyorsun."

Yutkundum. Sultan'ın belini kavrayıp biraz daha kendine yaklaştırdı. Sultan ise direnmedi. Cafer'in dudakları onun boynunda gezindi. Bir şeyler yapmam gerekiyordu.

"Kaç kadın var burada?" Cafer'in dudakları geri çekildi, Sultan ise tuttuğu nefesini sonunda bıraktı. Cafer beyaz sakallarını okşadı. "Saymadım." Bilal'e döndü. "Sen biliyor musun lan?" Bilal düşündü. "Tam on üç abi." Cafer gülmeye başladı. "Vay vay."

Birkaç dakika sonra Cafer kucağındaki kadına biraz daha yanaştı. İzlemesi daha mide bulandırıcıydı.

"Peki biz neden farklı yerlerdeyiz?" Cafer sırıttı. "Daha özelsiniz diyelim." Sıkılmış bir şekilde yüzüme baktı. "Yeter bu kadar soru. Bilal götür bunları." Bilal hemen bizi kaldırıp götürmeye başladı.

Köy Hayatı Mı?Where stories live. Discover now