61. Bölüm

1.6K 143 10
                                    

İstemeden sonra dedemin ısrarları üzerine herkesi burada misafir etmiştik. Ertesi gün ise nereden çıktığını anlamadığım bir şekilde Pusat'ın babaannesi gelmişti. 

Sessizce kahvaltı masasında oturuyorduk. Babaannem ilk gördüğü andan beri Pusat'ın babaannesinden hoşlanmamıştı. "Bugün hamama mu gitsek?" Ayça şiveli bir şekilde bir teklif öne sürmüştü. Sinirle ona döndüm. Susması gerekiyordu. 

Pusat, asla babaannesine bakmıyordu. "Erken değil mi?" Benim sorumu ise kimse umursamamıştı. "Olur!" Babaannem gözlerini karartmış bir şekilde Pusat'ın babaannesine bakıyordu. 

"Hem kaynaşmuş oluruz Muhbire Hanum, değul mi?" Muhbire nene ise kafasını kaldırıp ona baktı. "Olur tabi." Yutkundum. Ciddi anlamda gözümü bir korku bürümüştü. Fırat yapmacık bir şekilde boğazını temizledi. "Şey hanımlar, biraz gergin görünüyorsunuz?" İkisinin de öldürücü bakışları ona döndü. Evin sertçe kapısı çalınca Fırat ile aynı anda ayaklandık. 

"Otur ben açarım." Fırat kafasını iki yana salladı. "Olur mu Ceylan ablam? Sen yorulma." Kapıya doğru aynı anda yürümeye başladık. "Fırat lütfen ben açayım." Fırat'ın bakışı, yalvarışından daha beterdi. "Beni yerler burada. Allah rızası için ben açayım." Fısıltılı konuşmamızı duyan bazı kişiler kendi arasında gülerken Fırat ile kapıyı birlikte açmaya gittik. 

"Cenk!" Fırat ile sert bir sarılmadan sonra bana baktı. "Ceylan ablam!" Sonrada bana sarıldı. En son onu düğünde görmüştüm. "Hoş geldin. İçerisi çok gergin ama..." 

Tekrar kahvaltı yerine dönerken herkes diken üstünde oturuyordu. Dedem bile korkmuş görünüyordu. 

"Selamlar!" Kimse Cenk'i umursamamıştı. "Hamam diyorduk." Muhbire nene, babaannemden daha istekliydi anlaşılan. "Gidelum." Pusat'a baktım. Çok sessizdi. 

Ondan yardım istedim. Sadece sinsice güldü. Yengem şalını sarınarak geldi. "Ceylan, gel canım sen benimle." Yengemi alnından öpecektim. 

Odama girdiğimizde hemen alnından öptüm. "Yengem." Güldü. "Bu Muhbire az şeytan değil. Tanora hatunu ne hâle getirdi sinirden." Odama koştura koştura Maria geldi. "Ceylan, bunlar bana sardı. Yardım et!" Korkuyla Didem ve Ayça'da içeri girdi. "İçerisi çok gergin. Ağlayacağım." Fırat ve Cenk'te odama atladı hemen. "Al bizi de. Tanora hatunun gazabına maruz kalmak istemiyoruz."

Daha sonra ise şaşırtıcı bir şekilde Poyraz geldi. "Beni de alır mısınız hanımlar? Çiğ çiğ yiyecekler içeride bizi." O da içeriye girince arkasından da Murat ve Aziz atladı. "Teşekkürler." Poyraz bana baktı. "Sizin babaanne en son bıçakla peynir yiyordu." Yutkundum. Çünkü babaannem sadece sinirlendiğinde bıçakla bir şeyler kesip yerdi. 

"Pusat içeride kaldı." Dedemi görünce şokla ona baktım. "Kizum, benim kari biraz sinirlu benu gömmesun." Boğazımı temizleyerek odadan dışarıya çıktım. Pusat'ı onlara yem edemezdim. 

Merdivenlerden aşağı indim. Babaannem, Pusat'a sarmıştı. Pusat ise rahatça kahvaltısını yapıp babaannemin sorularını cevaplıyordu.

"Hadi Ceylan'um, sen alirsun bizum karinun sinirinu." Savaş alanına beni gönderiyordu dedem. Arkamdan itekledi. 

Yavaşça arkadan ona yaklaştım. "Babaanneciğim." Harfleri uzatarak arkadan boynuna sarıldım. "Ne vardu?" Sinirden tüm etleri gerilmişti. Boynuna masaj yapmaya başladım. 

"Ay etlerin nasıl gerilmiş öyle?" Pusat gülerek bana bakıyordu. "He geruldum." Muhbire neneye bakıyordu. "Alayım mı ben senin gerginliğini?" Biraz rahatlamıştı. Müge teyze oturduğu yerden bana gülümsüyordu. "Hem bak misafirlerimizin önünde ayıp değil mi bu kadar gerginlik?" Azıcık sinirleri yatışmıştı. 

Köy Hayatı Mı?Where stories live. Discover now