neighbours | taekook

4

meraba lan

-

taehyung, inledikten hemen sonra ellerini çeken jeonggukʼla hayal kırıklığına uğradı. kendine inanamıyordu. karşısındaki çocuğa heteroyum diye tutturduktan sonra tek bir hareketiyle inlediğine inanamıyor, kendi kafasını koparmak istiyordu. “benimle oyun mu oynuyorsun jeon?”

taehyung, yenilgiyi göstermek yerine iddialaşmayı seçmiş, jeonggukʼun kaslarındaki elini aşağı yavaş yavaş indirerek kasıklarına bastırmıştı. tam avuç ayasının altındaki sertliği çok net hissedebiliyordu. taehyung, jeonggukʼun onun bu hareketiyle yutkunduğunu gördüğünde bir şey demeden elini çekmiş, ayaklanmıştı. “kaçıyor musun prenses?”

jeonggukʼun alayla, sırıtarak sorduğu sorudan sonra taehyung, sinirle dişlerini sıkmıştı. ona yenildiğine inanamıyordu. ama asıl inanmadığı şey jeonggukʼun sadece iki parmağıyla onu kendinden geçirmesiydi. “etkilendiğimi mi sanıyorsun? sadece soğuk parmakların yüzündendi”

taehyungʼun cümlelerinden sonra jeongguk tekrar alayla sırıtmıştı. dilini dudaklarında gezdirdikten sonra derin nefes almış, karşısındaki güzel esmer oğlanı süzmüştü. jeongguk böyle bırakmak istemedi. elini esmere uzatmış, giydiği şortun açık bıraktığı uyluğundan kavrayarak kendine çekmişti. esmer olan, dövmelinin bu hareketini şaşkınlıkla izlerken tepki vermek istemedi. içten içe deli gibi onun ne yapacağını merak ediyordu. “öyle mi dersin esmer güzeli, deneyelim o halde”

jeonggukʼun iddialı sözlerinden sonra taehyung kaşlarını çatarak ona bakmıştı. ancak o sırada tam ne olduğunu anlayamazken jeongguk ayağa kalkmış, karşısındaki esmer bedenin arkasına geçmişti. dövmelerle dolu olan kolunu onun ince beline sararken kasıklarını onun kalçasına yaslamış göğsüyle de sırtına bastırarak öne eğilmesini sağlamıştı. taehyung transta gibiydi, sesi çıkmıyor jeongguk ne yaparsa kabul ederek ona göre şekil alıyordu. eh tabii normalde dişli olan oğlanın şu an ses çıkarmaması da jeonggukʼu oldukça tatmin etmişti. “jeon-”

taehyung sözünü tamamlamadan jeongguk ani bir hareketle kavradığı beline bastırmış, onun masaya eğilmesini sağlamıştı. bu hareketle taehyungʼun dolgun kalçaları jeonggukʼun kasıklarına daha da baskı uygulamış iki genç bedenin nefeslerini tutmasına sebep olmuştu.

taehyung, az önce arkasındaki oğlanla birlikte yemek yediği masaya iyice eğilmiş ellerini bastırmıştı. kalçası istemsizce çıkıklaşmış arkasındaki kasıklara yaslanmıştı. tam şu anda taehyungʼun kalkıp gitmesi gerekiyordu. hatta jeonggukʼa bir tokat geçirip gitmesi gerekiyordu. ama yapamıyor, jeonggukʼun bir sonraki hamlesini önünde eğilirken yerinde mıhlanmış gibi bekliyordu.

“güzel taehyung” jeongguk, cümlesinden sonra bir adım gerilemiş, kendi de hipnoz olmuşken esmerin belindeki elini kalçasına indirmişti. hızlı davranması gerektiğini biliyordu. taehyung her an doğrulup kaçabilirdi. ancak jeongguk aylardır beklediği şeyin tadını çıkarmak istiyordu. deli gibi onu önünde domalmışken izlemek istiyordu.

daha fazla oyalanmak istemedi. esmer oğlan önünde eğilmişken ileri gitmemeyi kendine hatırlatarak bir eliyle taehyungʼun kısacık şortu üzeriden yapabildiği kadar kalçalarını ayırdı. duymuştu esmerin içine çektiği kesik nefesi, deli oluyordu ona.

jeongguk karşısındaki kalçaya bir kez daha bakmış, ardında parmaklarını şort üzerinden kalça arasına sürtmüştü. görmese bile taehyungʼun dudaklarını ısırdığına emindi. parmakları kalça arasının sonuna geldiğinde bulduğu deliğinin üstüne baş parmağını bastırdı. şort üzerinden parmağı sanki esmerin içine sokabilecekmiş gibi sertçe bastırdı. “hassiktir”

taehyungʼun ince sesi kulaklarına dolduğunda sırıttı jeongguk. aklını kaçırmak üzereydi önündeki esmer ona eğilirken. daha fazla sesini duyabilmek için bir kez daha bastıracaktı ki taehyung alel acele doğrulmuş, jeonggukʼu omzundan ittiği gibi koşa koşa evden çıkmıştı. arkasında ise genişçe sırıtan bir jeongguk bırakmıştı.