13

22.4K 2K 684
                                    


favori yazarıma,
iyi okumalar

-

kararsızca aynada göz gezdiren taehyung dişlerini dudaklarına geçirdi ve bir kez daha süzdü kendi bedenini. arkadaşlarıyla dışarı çıkacaktı ve jiminʼin zoruyla asla giymeyeceği şeyler giymişti. altında klasik bol, koyu kahverengi bir pantolon vardı. üstünde ise günün en tuhaf bir şekilde parçası olan, göbek deliğinin hemen üstünde biten oldukça dar, beyaz bir crop. taehyung, ince belini açık bırakan cropta bir kez daha gözlerini gezdirdi. nedense bu görüntü onun hoşuna gitmişti. bu sebeple arkadaşı da salonda hazırlanırken elindeki ceketi hızla kollarından geçirdi ve özenle kıvırdığı saçlarını düzeltti.

taehyung, birkaç gündür ruh gibiydi. o gecenin onu bu kadar etkileyebileceğini taehyung bile bilmiyordu. kendine şaşırmasının yanında üzgündü de. kesinlikle o gecenin o şekilde biteceğini düşünmüyordu. üzgündü, istese de kara bulutları atamıyor, etkisi altında kalıyordu. bu sebeple en iyisini yaparak jeonggukʼu aklından çıkarmaya karar vermiş, bu geceye hazırlanarak buna bir adım atmıştı. “ben hazırım”

taehyung, arkadaşlarına seslendikten sonra masasının üstündeki vişneli nemlendiricisini güzelce dolgun dudaklarına yaydı. güzel duruyordu, taehyung gerçekten kendini güzel hissediyordu. “çıkalım o zaman” namjoon, sonunda hazırlanmalarına sevinerek ceketini giydiğinde odadan çıkan ikilide gözlerini gezdirdi. baştan sona süzdüğü arkadaşlarına baktıktan sonra uzun bir ıslık patlattı. “bu gece işimiz var sizle belli ki”

bu üçlü hazırlanıp çıkarken jeongguk, yoongiʼnin mekanında oturuyor kaçıncı olduğunu sayamadığı sigarasını yakıyordu. telefonuna bakan yoongi, gözlerini bir jungkookʼa bir telefon ekranına değdirdi. “kalk lan, gidiyoruz” sigarasından uzun bir duman alan jungkook kafasını kaldırıp arkadaşına baktı ve yüzünü buruşturdu. cevap vermemeyi tercih etmişti. “seninki dışarı çıkmış, jiminʼin hikayesinde gördüm”

jungkook, arkadaşının cümlesiyle birlikte kaşlarını havaya kaldırarak tekrar arkadaşına dönmüştü. sigarasını küllüğe bıraktıktan sonra diliyle dudaklarını ıslatıp sordu. “yüzüme bakmaz gidersem amına koyayım” jeonggukʼun cümlelerinden sonra arkadaşı oflayarak doğruldu ve omzundan kavradığı gibi koca bedeni bar sandalyesinden kaldırdı. “var mı oğlum bizim kitabımızda öyle hemen pes etmek?”

-

taehyung, elini masadaki shota atarak kavradı ve bir saniye düşünmeden dudaklarının arasından gönderdi. ekşi tat taehyungʼun boğazından akıp giderken kulağına gelen müzik uğulduyordu. birkaç saattir bu mekandalardı. ancak hiç taehyungʼun sandığı gibi olmamış, jeonggukʼun aklından bir saniye bile çıkmamıştı.

alkolün etkisiyle sıcaklayan taehyung, ceketini kollarından çıkardı ve kenara bıraktı. jimin ve namjoon ağır ağır çalan şarkıya eşlik ediyor, taehyungʼun aksine rahat rahat eğleniyorlardı. eli bir diğer shot bardağına giderken burnunu çekti taehyung. şarkının ritmi kulağına doluyordu, belini hafif hafif kıvırdı ritimle. kalçasını sallıyor, belini çeviriyor bilmeden onu izleyen tam arkasındaki bedeni kudurtuyordu.

jimin ve namjoon, ağır bir sohbete daldıklarında taehyung dirseklerini masaya yasladı. daha da eğilip sahneyi izlemeye devam etti. tam o sırada diğer shotı devirmişti ki limonu ağzına koyarken daha  fazla bu kalabalığı çekmeyeceğini anlamış, jimin ve namjoonʼa haber vererek kısa süreliğine terasa çıkmaya karar vermişti. ceketini kaptığı gibi masadan kalkarken gözlerini son kez içerde gezdirdi ve oldukça geniş olduğunu düşündüğü terasa ilerdi.

neighbours | taekook Where stories live. Discover now