16

23.7K 2.3K 1.4K
                                    

selamlar, yorum istiyorum
60k özel :)

-

taehyungʼun yanında oturan jeongguk sinirle karşısında gözüne buz tutan bedeni izliyor, yumruklarını sıkıp çenesini kasıyordu. bir saat önceki manzara her aklına geldiğinde kafayı yiyecek gibi oluyordu. balkona sigara içmek için çıktığında yan daireden gelen seslerle birlikte başını eğip taehyungʼun evine bakmıştı. mutfak penceresi ve perdesi açıktı. içerisi gayet net görünüyordu.

jeongguk, içine çöken huzursuzlukla iyice içeriye odaklanmıştı. taehyung, tezgahın önünde durmuş asık suratıyla bir şeyler doğruyordu. saniyeler sonra taehyungʼa arkasından yaklaşan bedenle jeongguk balkondan daha da çok sarktı. dişlerini bilinçsizce sıkıyordu. ellerini, taehyungʼun kollarına koyan bogumun temasıyla anında geri çekilen taehyung, jeonggukʼun derin nefes almasını sağlamıştı. kendini sakinleştirmeye çalışan genç oğlan dakikalar sonra balkona çıkan kişiyi gördüğünde sırıttı. ardından olanlarsa taehyungʼun evine girdiği andan beri yapmak istediği şeylerin yalnızca çeyreğiydi.

“nazlanma, iki güne gözünün şişliği iner. buzu da al, siktir ol git evden” jeonggukʼun kurduğu cümleden sonra taehyung, rahatsızca yerinde kıpırdanmış bir şey söylemek istese de söylememişti. “erkek arkadaşın olduğunu bilmiyordum, taehyung”

bogumʼun yersiz cümlesiyle birlikte dilini yanağına bastıran jeongguk hırsla oturduğu yerden kalktı. “sana ne lan? sana ne oğlum, öldürürüm bak seni” bogumʼun üstüne büyük bir sinirle yürüyordu ki taehyungʼun elleri jeonggukʼun koluna dolanmış, kendine doğru çekiştirmişti. bu hareketiyle birlikte jeonggukʼun gözleri taehyungʼa doğru dönmüştü. rica edercesine bakıyordu ona. taehyung, istese bile onu zapt edemeyeceğini bildiği için bu yola başvurmuştu. “jeongguk lütfen, otur”

taehyungʼun cümlesiyle derin bir nefes alarak yerine oturan jeongguk dudaklarını dişlemeye başlamıştı. “kaybol lan” başıyla kapıyı göstererek kurduğu cümleden sonra bogum, buzu bırakarak ayağa kalkmış hızla yerdeki çantasını alarak ayakkabısını giyinmişti. “bir daha görüşmeyelim, taehyung”

tam kapıdan çıkarken kurduğu cümleyle jeongguk alayla sırıtmıştı. “görüşemezsiniz zaten” bogum çoktan gitmiş, evde yalnızca taehyung ve jeongguk kalmıştı. ikisi sessizce otururken jeongguk dilini yanağına bastırarak koltukta arkasına yaslanmış, başını arkaya atmıştı. gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışırken taehyung sessizliği bozarak konuştu. “onu kovmamalıydın”

taehyungʼun cümlesiyle gözlerini açan jeongguk, kaşlarını kaldırarak ona döndü. şaşırmıştı. onca şeye rağmen hala bogumʼu savunması jeonggukʼu şaşırtmıştı. “kovmamalıydım, öyle mi?” jeonggukʼun sakinleşmeye çalışması hiçbir şeye fayda etmemişti. taehyungʼun bu cümlesi onu olduğundan daha çok germişti. “adam gözümün önünde sana temas etti, bana senden hoşlandığını söyledi ve sen bana onu kovmamalıydın mı diyorsun taehyung?”

taehyung, jeonggukʼun cümleleriyle ayağa kalkmış hala oturan bedenin karşısına dikilmişti. evet, ona tabii ki hak veriyordu ancak çocukluk arkadaşıyla arasının bozulmasını hiçbir zaman istememişti. “tanrım, o benim çocukluk arkadaşım. yine de konuşup çözebilirdik, anlıyor musun jeongguk? hem... hem sadece koluma temas etti.”

taehyungʼun cümleleriyle birlikte daha da sinirlendi jeongguk. dilini yanağına bastırıp sakin kalmaya çalışsa da nafileydi. ayağa kalktı jeongguk. parmaklarını sıkmış, bedeninin aşağısında sinirle yumruk yapmıştı. “edemez” taehyung, jeonggukʼun gayet sakin bir şekilde söylediği şeyle kafasını kaldırıp ona baktı. gözlerinden ateş saçmasına rağmen çok sakin konuşması şaşırtmıştı taehyungʼu. üstüne doğru bir adım atan jeongguk ile bir adım geriledi taehyung. “sana temas edemez, taehyung”

neighbours | taekook Where stories live. Discover now