Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-
jeongguk, koşu bandından indikten hemen sonra ensesinde asılı olan havluyu çekmiş, tüm üst bedenini kurutmuştu. raflardaki dumbellara yöneldiğinde hafif ağırlıklarla bilek çalışmasına devam etti. bugün antrenmanı vardı. antrenmandan birkaç saat önce ısınmak için salona gelmişti. idmana odaklanmaya çalışsa da iki gündür göremediği taehyungʼun suratı sürekli gözünün önüne geliyor jeonggukʼun dikkatini dağıtıyordu.
taehyungʼun abisi seokjin iş için seulʼe geldiğinden beri görüşmüyorlardı. o akşam yaşananlar ise bu işin tuzu biberiydi. seokjinʼin zorlamasıyla taehyung dayanamamış jeongguk ile yaşadıklarını üstten bir şekilde anlatmıştı. taehyung ve abisi bu konu hakkında konuşurken jeongguk yarım saat sonra taehyungʼtan şöyle bir mesaj almıştı.
taehyung: abim diyor ki söyle o dağ ayısına gelsin adam akıllı tanışalım
jeongguk bu mesajı gördüğü ilk birkaç dakika idrak edemezken hemen ardından hazırlanarak büyük bir gerginlikle taehyungʼun evine gitmişti. taehyung, abisine ve jeonggukʼa kahve yaparken bu sırada ikisi konuşuyor, sohbet ediyordu. ikili gereğinden fazla iyi anlaşmış olsa da, jeongguk gerginliğini bir türlü atamamıştı üzerinden.
samimi bir sohbetten sonra karşısındaki karizmatik adamdan, taehyung etraflarında değilken bir abi tehditi almış, hemen ardından taehyungʼun evinden ayrılmıştı. güzel geçen bir akşamın sonunda da ise jeonggukʼun aklında sürekli taehyungʼun onu abisine anlatması dönüp durmuş, dövmeliyi olur olmadık yerde gülümsetmişti.
seokjin ve jeonggukʼun araları yeterince iyi olmasına rağmen, jeongguk iki gündür esmer güzelini göremiyordu. taehyung, abisi yakında gideceği için tüm vaktini ona ayırıyor onunla seulʼu geziyordu. bundan sebeple özlemi artıp artıp taşan jeongguk, kendini spor salonunda buluyordu.
jeongguk, elindeki birer kiloluk dumbellarla idman sırasında bilekleri zedelenmesi diye çalışmasına devam edip bunları düşünürken, yanına yaklaşan bedenle sağ elindeki dumbellı bıraktı ve kulaklığını geriye itti. “merhaba”
karşısındaki genç kıza başıyla selam veren jeongguk, bir an önce ne istediğini söylemesi için uzatmamıştı. “jeon jungkookʼsunuz değil mi?” jeongguk dilini dudaklarında gezdirip tekrar başını sallamıştı. yaptığı küçük ısınmada yorulduğunu yeni yeni idrak ediyordu.
kızın morali onun bu suratsız haliyle bozulurken dudaklarını büzerek arkasını döndü ve arkasındaki makineyi gösterdi. “nasıl kullanacağımı bilmiyorum, yardımcı olabilir misiniz diyecektim” jeongguk onun sorusuyla kızı çok yanlış anladığını fark ederek kendi kendine kızmış ve kulaklığı ensesine indirerek diğer dumbellʼı da bırakmıştı. “gel bakalım”
