10

1.1K 133 52
                                    

bu bölüm çok içime sinmedi biraz kopuk oldu gibi hissediyorum ama diğer bölümler için heyecanlandığım için hemencecik attım

keyifli okumalarr


Ellerim dolduğu için kapıyı ne kendim açabilirdim ne de nazikçe tıklayabilirdim. En mantıklı seçenek olan hafifçe tekme atma işini uyguladığımda içeriden Zehra'nın sesi geldi.

"Hande? Sen misin?"

"Benim bitanem."

"Kapıyı kırsaydın hayatım."

Birkaç saniyenin ardından kapı açıldığında elimdeki kahve bardaklarını kaldırıp yüzümdeki koca gülümsemeyle Zehra'ya baktım.

"Bize kahve aldım!"

Benim bu zamansız neşeme yabancı kalmış halde bana bakan Zehra'nın yanağını öptüm.

"Ellerine sağlık balım. Ben de odada bi kahve bi de Hande olsa diye sayıklıyordum."

Gülerek yanağını tekrardan öpüp balkona doğru yürümeye başladım. "Ben de tam öyle tahmin ettiğim için koşa koşa geldim. Bugün son gecemizmiş. Yarın akşam İstanbul'a dönüyormuşuz."

"Neden sabaha bir uçak ayarlamamışlar?"

"Biz birlikte biraz daha fazla vakit geçirebilelim diye." Kahveleri masaya koyup ona baktığımda gülümsediğini gördüm. "Sen şimdi İstanbul'a dönünce bakmazsın çünkü yüzüme."

"Aman! Sen sanki çok bakıyorsun yüzüme."

Bir cevap vermeden sandalyelerden tekine oturup diğerine de Zehra'nın oturmasını bekledim.

"Çikolata yer misin?"

"Olabilir."

İçeriye girip birkaç saniye içinde elinde çikolatayla geri döndü. Paketini açıp masanın tam ortasına koydu. Kırıp bir dilim aldığında kendinin yiyeceğini düşünürken benim ağzıma getirdiğinde memnuniyetle araladım ağzımı.

"Yaladın elimin her yerini. Pisleşme bir kez olsun."

Gülümseyerek kahvemden bir yudum aldım. Ağzımdaki çikolatayı yutunca konuşmaya başladım.

"Ortamı cıvıtmayalım dur. Seninle konuşmam gereken ciddi konular var."

Kaşlarını çattı. "Ne ciddi konularmış bunlar?"

"İlişkimiz hakkında. İlişkimizin daha iyiye gidebilmesi için gerekli bir konuşma."

Kaşları daha da yaklaşmıştı birbirine. Bana şüpheyle bakmaya başlamıştı. Çok da uzun sürememişti zaten bakışı. Kaçırıvermişti benden.

"Ne ilişkisi?"

"Sen niye bembeyaz oldun ki şimdi?" Dedim merakla. Elimi yüzüne götürdüm. "Soğuksun da. Çok mu açtın klimayı?"

Hafifçe tebessüm edip elime bir öpücük kondurdu ve yüzünden çekmemi sağladı.

"Yok bir şeyim. Hadi anlat bakalım ne konuşacakmışız."

Başımı sallayıp heyecanla konuşmaya başladım.

"Seninle oda arkadaşı olma serüvenimizin ilk etabını yarın itibariyle sonlandıracağız." Kahvesini içerken başını salladı. "Nasıl geçti sence?"

it's you ı'm thinking of / hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin