15

1.3K 153 118
                                    

bu aralar sık bölüm yazmak için fazlaca uğraşıyorum. bunun karşılığında da sizden biraz fazla yorum alsam ne güzel olur ama değil mi

iyi okumalaarr 😋😋

Banyodan üzerini giyinip çıkan Zehra'ya baktım telefonumun üzerinden. Saçlarının ıslaklığını umursamadan kendini yatağına atmıştı. Belli ki saçlarını kurutmak gibi bir planı yoktu.

Saçlarının ne denli ıslak olduğunu ben kendi yatağımdan dahi fark edebiliyordum. Bu şekilde uyuyamazdı ama bu şekilde uyuyacak gibi gözüküyordu.

Telefonumu kapatıp yattığım yerden doğruldum. Beş set oynanan ve tek bir dakikasında dahi sahadan ayrılmadığım bir maçtan çıkmıştım. Yorgunluktan ölüyordum. Deyim yerindeyse kılımı kıpırdatacak mecalim yoktu. Ama Zehra ile ilgilenmem gerekiyordu.

"Kalk bakalım güneşim Zehram. Saçlarını kurutmak için senden daha sıcak bir şeye ihtiyacımız var."

"Hava benden sıcak. Kurur beş dakikaya, bir şey olmaz."

Çocuk gibiydi. Birkaç gündür gerçekten çocuk gibiydi. İlgi bekleyen, mutsuz bir çocuk.

"Ben kurutacağım saçını. Buna da üşenme de kalk ayağa." Ellerini tutup onun yattığı yerden doğrulmasını sağladım. "Zaten farkındayım, seninle ilgileniyorum diye hepten kullanmaya başladın beni."

Yüzünde şirin bir tebessüm gördüğümde ben de gülümsedim. Hafifçe eğilip dudaklarımı alnına bastırdım.

"Hasta olacağım senin yüzünden Hande. Hadi kurut artık saçımı beni öpmek yerine."

"O kadar da ayağınıza hizmeti bulamazsınız ama hanımefendi. Kalk hadi banyoya." Dedim bir yandan onu çekiştirirken.

Banyoya kadar onu getirdikten sonra kurutma makinesini alıp saçlarını özenle kurutmaya başladım.

Aslında söylediği gibi hava onun bu saçla hastalanabilmesi için sıcaktı. Fakat Zehra ıslak saçla uyuduğunda gün boyu başı ağrırdı ve ben bu mutsuz Zehra'nın bir de başı ağrıdığı için sinirini çekmek istemiyordum.

Bir de tüm onunla ilgili meselelerin ötesinde içten içe ne kadar ilgilenirsem ilgileniyim daha fazlasını yapmam gerekiyormuş gibi hissediyordum. Çünkü Zehra benim her moralim bozuk olduğunda benimle başka hiçbir işi yokmuşçasına ilgilenirdi.

Şimdi onun keyfi yerinde değildi, maçlarda sergilediği performans yüzünden akılsız tonlarca insan tarafından saçma sapan eleştiriliyordu ve sıra bendeydi. Zehra'yı bir an önce toparlayabilmek için elimden gelen her şeyi yapmak zorundaydım.

Saçlarının yeterince kuruduğunu hissettiğimde kurutma makinesini kapatıp elimi öne doğru uzattım Zehra'nın tarağı vermesi için.

"Sen alamıyor musun Handeciğim tarağı?"

"Bir işe yarayabiliyor musun diye denemek istemiştim ama sen gerçekten yararsızmışsın."

"Deme öyle." Dedi asık bir yüz, üzgün bir sesle. "Bugün maçta yeterince yetersiz hissettim zaten."

Tarağı almak için hafif ona doğru eğildim ve önümdeki omzuna birkaç küçük öpücük kondurdum.

"Hislerinde yanılıyorsun belli ki." Dedim bir yandan saçlarını taramaya başlamışken. "Sen hiçbir zaman bir maçta yetersiz oynayamazsın."

it's you ı'm thinking of / hanzehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin