2.

108 4 4
                                    

Eve gittiğimde saat 2 civarıydı, kafamı toparlamak zaman almıştı. Gittiğimim gibi uyumuştum zaten sabah uyanınca annemle abimin yüzünde gülümseme ile birlikte bana bakıyorlardı anlaşılan baran haberi vermişti. Evet evleniyordum, bugün de tanışmaya geleceklerdi gerçekten olanlara hala inanamıyorum.

Evimiz müstakil mütevazi bir evdi babam avukat annemse hemşire idi fakat bizi büyütmek için mesleğini uzun seneler önce bırakmıştı abim 25 yaşında matematik öğretmeniydi, ben ise ilk senesini bitirmiş veteriner öğrencisiydim, ve kesinlikle aklımda bugün ilerde eşim olacak adamın ailesiyle tanışmak yoktu.

"Meriç gel oğlum da şu tabakları yerleştir masaya birazdan gelirler, zar zor yetiyorum zaten."

"Tamam!"

Aileme karşı hep mesafeliydim, nedensizce küçüklüğümden beri onlara uzak duruyorum bazen çok sebebim oluyor bazen hiç ama okulu bile bu evden ve aileden kurtulmak için kazandım diyebilirim aslında o kadar da kötü bir ailem yok ama ben çok sevemiyorum işte, en azından bu dertten kurtulucam diyip kendi kendi memiç geçirdim. O sırada ablam yanıma geldi, ablam ailedeki en çok konuştuğum kişi olabilir kendisi rehberlik öğretmeni 27 yaşında evli ve 2 çocuğu var. Bursa da eşiyle ve çocuklarıyla mutlu bir hayatı var. Belki de bana uzak diye daha çok konuşuyorumdur onunla.

"Nasılsın ablacım?"

"İyiyim abla nolsun evleniyorum işte sen "

"Ablam biliyorum çok ani oldu ve abinin hatasını üstleniyorsun ama yapacak pek birşey yok biraz sabret olur mu zaten anlaşamazsınız boşanırsınız olmadı. Şimdi sadece olaylar durulsun anneme de aldırma oğlunun canının dersinde ondan multu sen sıkma lütfen canını"

"Sıksam nolur sıkmasam nolur çok umurunuzda ya bu ailede seviliyormuş yalanını uydurma annem için hep sen ve abim vardın babam içinde hep abim yalan mı?!"

Ağzını açmadı sadece sarıldı... O sırada zil çalınca apar topar kapının oraya dizildik hepimiz ben kapıyı açtım, o sırada dışarda gülerek bana bakan kadını gördüm hemen içeriye geçip sarıldı bana sanırım bu kişi kaynanam dı.

"Merhaba oğlum"

"Merhaba"

Annesi içeriye geçerken bir ben bir annem misafirleri karşılıyorduk

"Hoşgeldiniz"

"Buyrun geçin geçin"

Hepimiz salona geçtik tüm sülale gelmişler anlaşılan dedesinden en küçük toruna kadar burdalardı herkes ismini söylerken belli bir süre sonra sadece kafa salladım ben bu kadar ismi nasıl aklımda tutayım.

Baranla göz göze geldiğimizde hemen kafaöı çevirdim fakat onun bakışlarını üstümde hissediyordum sanki.

"Nasılsın oğlum iyisindir inşallah"

"İyiyim inci hanım siz?"

"Aa ne hanımı annen sayılır ben iyiyim hamdolsun"

"İnci biz söze başlamadan ne demek söze girmek nerde görülmüş bu"

Sese doğru baktığımda inci hanımın kaynanası konuştu gerçekten sert bir kadına benziyordu, anlamayadım dediğini ne önemi vardı ki ve kaynanam olacak kadın oydu sen değil diye geçirmeden edemedim içimden. İnci hanıma baktığımda gülen yüzü solmuş hemen susmuştu. Çok üzüldüm nedensizce...

Annemin bana uyarıcı bakışlar atıp abimin beni kolumdan dürtüp ablamın en sonunda hadi kahveleri yap kalk demesiyle mutfakta milyon tane cezveyle uğraşıyordum. "yardım edeyim canım tek başına halledemezsin şimdi o kadar fazla kahveyi"

"Teşekkür ederim, pardon ya adın neydi valla o kadar fazla insan var ki unuttum kusura bakma"

"Hahaha, önemli değil canım, sende haklısın bende böyleydim ilk tanışmaya geldiklerinde insanda kafa bırakmıyorlar.
Hülya ben."

"Tekrar memnun oldum hülya abla"

"Bende canım"

İyi birine benziyordu ama dikkatli olmakta fayda var sonradan bokta çıkabilir, biraz sohbet ettikten sonra kahveleri hazırlayıp içeriye geçtik.
İnci hanımın kaynanası olduğunu bildiğim Azize bana baktı elimde tepsiyle sanırım ilk ona ve eşine vermemi istiyordu, ama gıcık kaptım napayım. Bende ona aldırış etmeden ilk inci hanıma ve eşi Salih beye verdim. Sonrasında ona döndüğümde bana büyük öfkeyle bakıyordu. İnci hanımsa çok mutlu olmuştu.

Barana kahvesini uzatırken tiksinir bakışlar attım aynı şekilde o da bana sinirli sinirli bakıyordu, çok iyi anlaşıcaktık anlaşılan tanışma faslı bitti ve azize hanımın ani kararıyla bugün iş bitsin diyerek isteme merasimi gerçekleşti. Şaka gibi bir kadındı yüzüklerimizi bile bize sormadan almış ve takmak istemişti, neyse ki vatanın dedesi olaya el atmış yarın istediğiniz modeli seçersiniz bu şimdilik adet terğni bulsun diyerek eşi azize hanıma göz belertti.

"Öyle olsun hikmet ağa"

Azize hanımın tripli tonlaması bir an için beni güldürdüğünde hemen dişlerimle dudağımı ısırdım yüzükler takılırken asla barana bakmıyor ve onunla muhattap olmuyordum. Adam nefes alıyor oluşu bile sinirimi bozuyordu.

O sırada gözüme bir göz çarpınca gözlerimi kıstım baranın abisinin eşi gönül bana öyle bir öfkeyle bakıyordu ki bir an ona karşı yanlış birşey mi yaptım diye düşünmeden edemedim fakat merhaba demekten başka bir muhabbetimiz olmamıştı.

Yemekler yenildi, daha sonrasında 1 hafta sonraya abimin düğünü yaklaşık 2 hafta sonrada benim düğünüm olacağına karar kıldılar, gerçekten hala inanamıyordum.
Onları uğurladıktan sonra evde somurtan tek kişinin ben olması ayrı sinirimi bozuyordu, kimsenin umurunda olmayışım bir kez daha suratıma çarptı.

"Azize hanıma bak sen Allah'tan o senin kaynanan değil annecim valla zor kadın ama inci annen iyi gibi ha"

"Annen demen yok mu anne ya ayrıca seninle şuan dedikodu yapacak durumda değilim, ateşe attınız beni hala gelmiş yüzsüz gibi konuşuyorsunuz yazık cidden, yatmaya gidiyorum ben"

Bir hışımla salondan çıkıp odama geçtim en sevdiğim yerdi burası en rahat olduğum yer. Olanları düşündüm bu ailedeki yerimi bambaşka bir eve gidecek olmamı hangisi daha kötü karar veremedim gözümden yaşlar akarken uykuya yenik düştüm.

HATA / BXBWhere stories live. Discover now