1. Geçmiş'in Silinmeyen izleri

562 16 7
                                    

Merhaba Ben Nare Sancak. Sancak demeli miyim bilmiyorum..Çünkü bu ailede tek beni seven annem,babam ve kardeşim..Evet doğru söylüyorum. 15 yaşında gizlice arkadaşlarım ile evden kaçıp cafe'ye gittiğimden beri dedem beni sevmiyor,istemiyor..Haliyle kimsede sevmiyor. Şuan 19 yaşındayım. Üniversite okumak istiyordum ve okuyorum. Ama kimsenin haberi yok. Yani açıktan okuyorum. İç mimar olmak istiyorum. Tabii dedem izin verirse. Aile dediğime bakmayın. Biz bir aşiretiz. Mardin'de yaşıyoruz. Ve koskocaman konakta oturuyoruz. Hayatımda 1 defa olsun İstanbul'u görmedim. Keşke imkanım olsaydı da İstanbul'da okusam.. Şimdi kesin dersiniz deden seni sevmiyor e kimi seviyor o zaman? Sahra. Amcamın kızı Sahra'yı yani torunu'nu benden daha çok seviyor. Neden sevmiyor onu da bilmiyorum...
...
Güneş ışıkları odama vurması ile gözlerimi açtım. Genellikle çok uyurdum. Uyumak bir hobiydi benim için. Hızlıca yataktan kalktım. Terliklerimi ayağıma geçirdim ve dolabıma doğru ilerledim. Hızlıca kıyafet seçip,giyindim. Üzerime bir tane tişört giydim. Altıma da tayt gibi görünen bir pantolon giydim. Dedem beni görmek bile istemiyordu. Eğer birazcık beni sevseydi zaten giydiğim herşeye karışırdı. Hızlıca aşağıya indim. Bugün konakta pireler uçuşuyordu. Neden? Hızlıca mutfağa gittim.

"Uheyy! Günaydın Nare kızum!" Dedi Sibel abla. Evimizde çalışan mükemmel ablalardan biriydi.

"Günaydın." Dedim ve masaya oturdum. Masada annem,Sahra ve annesi yani Nur yengem vardı.

"Günaydın Nare'm." Dedi annem ve sarıldı bana. Bende ona sarıldım. Annem tek dayanağımdı.

"Günaydın annem" dedim. Ayşe abla elinde kızgın tavayla geldi içinde kavurma kavurmuştu.

"Aç bakayım ağzını güzel kızum!" Dedi Ayşe abla güzel şivesi ile. Ayşe abla ağzıma kavurma verirken Sahra ise sinirle bana bakıyordu. Nur yengem hemen konuştu.

"Ayşe Hanım! Bu evde tek Nare mi var!?" Dedi sesini yükselterek. Ne alakaydı? Ona da verirdi. Hızlıca Ayşe abladan uzaklaştım. Ve sandalye'me geri yaslandım. Annem de bana baktı. Nur yengem hemen dedeme bile öterdi. O yüzden Ayşe abla hemen Sahranın yanına gitti. Ve onun ağzına kavurma verdi.
Yine evde çalışan ablamız hatice abla geldi

"E haydi! Nasuh Ağa yemeğe bekliyor hepunizi!" Dedi Hatice abla. Hepimiz ayaklandık. Ve yukarı hol'e çıktık. Dedem en baştaydı. Bizlerde afiyet olsun diyerek masaya oturmaya başladık. Tam sandalye'me oturacakken dedem konuştu.

"Orhan! Söyle şu kızına bugünlük mutfakta yesin!" Dedi dedem. Neden? Ne günahım vardı? Babam her zamanki gibi sesini çıkarmadı ve bana baktı. Hadi git kızım der gibi. Mecburdum. Hızlıca kalktım ve mutfağa gittim. Ve orada kahvaltımı yapmaya başladım...
...
Sabahtan beri temizlik vardı konakta saat 6:30'du. Karayel Ailesi bize geleceklermiş. Özel bir iş için. Neydi bu özel iş? Özen vererek giyinmem konusunda uyarmıştı babam. Hızlıca uzun elbisemi giydim. Altına da hafif yükseklikte olan topuklularımı. Saç ve makyajımı yapmak için makyaj masama oturdum...
...
KARAYEL AİLESİ KONAĞI;
(Yazar anlatımı ile)

"Babaanne!" Dedi Baran şiddetli ve bağıran sesi ile. Hızlıda babaannesinin yanına gitti. Gönül dışında herkes babaannesinin yanındaydı.

"Neden hazır değilsiniz!?" Dedi Baran hiddetle.

"Gitmeyeceğiz de ondan!" Dedi Babaannesi.

"Ne demek gitmeyeceğiz!? Ben O.KIZI.ALACAĞIM!" Dedi Baran tane tane ve yüksek sesi ile.

"NE YAPACAKSIN O KIZI ALIP!? Sen EVLİSİN!" Dedi babaaannesi Baran'a. O sırada Gönül aşağı indi.

"EVLİ FALAN DEĞİLİM! GÖNÜL İLE BOŞANDIK! BUNU SENDE BİLİYORSUN!" Dedi Baran sert ve bağıran sesiyle. Gönül Baran'a doğru yaklaştı.

"Sen..Bile..Bile..Nasıl..Neden ya..NEDEN BENİ SEVMEDİN!?" Dedi Gönül. Ağlıyordu hemde çok feci hâlde ağlıyordu. Yere çökmüştü. Hemen annesi İfâkat Hanım yanına gitmiş ve kızını kollarından tutup kaldırmaya çalışıyordu. Kızını böyle görmek onu üzüyordu.

"10 dakika içerisinde çıkacağız. Hazırlanın!" Dedi Baran ve salonu terk etti. Mezgin Hanım yani babaanne konuştu.

"Baran o kızı istiyorsa vardır bir bildiği ki istiyordur!" Dedi Mezgin Hanım. İfâkat hanım kızını teselli etmeyi bıraktı ve ayağa kalktı.

"Ne demek vardır bir bildiği ya!? Benim kızım burada acı çekecek!? Bizde gidip Baran Bey'e kız isteyeceğiz! Olacak iş mi!?" Dedi İfâkat hanım.

"Evet öyle olacak!" Dedi Mezgin Hanım. Ve o da konağın kapısına doğru yürüdü. Hızlıca arabaya bindiler ve SANCAK konağına doğru yola çıktılar...
(Kız istemeye giden kişiler; Baran,Mezgin Hanım, İfâkat Hanım ve kızı gönül.)
...
(Nare'nin anlatımı ile;)

Korna sesi çalması ile hemen konağın kapısına gittik. Ve kapıyı açtık. Karayel Ailesi içeri girdi. Hepsi ile selamlaştık. Ben tabiki hepsinden uzak duruyordum. Aralarında 1 adam vardı yüzünü göremiyordum ama adamın. 3 tane de kadın vardı. Adam bana doğru yaklaştı. Ve elini uzattı. Bu..bu Baran Karayel değil miydi? Herkesin ona hayran kaldığı adam?

Geçmiş;

Volkan yani en yakınım ile bir cafe'ye gelmiştik. Cafe Mardin'in en güzel cafe'siydi. Bir masaya oturmuştuk. Garson bir kız gelmişti. Kız o kadar güzeldi ki ondan gözlerimi alamıyordum. Harika bir güzelliği vardı. Sarı saçları harikaydı. Siparişlerimizi vermeden hemen kalktım ve arabaya doğru gittik. Volkan'a hemen bu kızı araştırmasını söylemiştim. Aradan 2 gün geçmişti. Volkan kızı araştırmıştı.

"Ne buldun Volkan kızla ilgili?"

"Abi..Kız Sancak Ailesinin kızıymış.Ama.." dedi Volkan ve sustu

"Ne ama Volkan?"

"Babası..Babanı,anneni ve Amcan'ı öldürmüş. Kan davası yüzünden.."

Ve o an dünyam başıma yıkılmıştı. Benim ailemi nasıl öldürebilirlerdi! Nasıl cesaret edebilirlerdi!? Bende Baran Karayel ise'm aynılarını onlara yaşatacak ve hayatlarını cehennem'e çevirecektim...

Bölüm sonuuu:)

Nasıl buldunuz bölümü?

Sizce Baran kime talip olacak?

Ve Sizce Baran neler yapacak..?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum:)

NareWhere stories live. Discover now