3. Alışveriş

250 13 0
                                    

Oda hâlâ buz gibi soğuktu. Sanırım sabah olmuştu. Kapı sonuna kadar açıktı. Sanırım dedem açmıştı. Hızlıca o buz gibi ve karanlık odadan çıktım. Evet sabah olmuştu. Hemen odama çıktım. Odamda annem vardı. Hemde yatağımın üzerine uzanmıştı. Hemen uyandı.

"Nare'm.." dedi annem ve hemen bana sarıldı. Artık gözyaşlarımı tutamıyordum.

"Annem.." dedim bende ve annemin omzunda ağladım..

"Nare'm bak bu böyle olmaz annem.." dedi annem. Hemen annemin ellerini tuttum.

"Annem..Sen beni düşünme..Ben..Evleneceğim o adamla..Hayatımı kurtarır belki..Belki İstanbul'da okurum.." dedim anneme heyecanla. Annem ise hâlâ durgun bakışları ile bana bakıyordu.

"Nare'm..Her zaman isterim kızım senin mutluluğunu..Ama..O adam seni mutlu eder mi emin değilim.." dedi annem. Evet bende bilmiyordum beni mutlu eder miydi? Ama en azından dövmezdi.

"Annem..Sen beni hiç düşünme.." dedim akan gözyaşlarımı silerek.

"Nasıl düşünmeyeyim Nare'm..Deden durulacak mı..?" Dedi annem

"Durmasın annem..Yine her zamanki gibi yapar." Dedim ve bir anda odaya Ayşe abla girdi.

"Nare..Kızım Karayel ailesi sizi çağırıyor.Çarşıya gidecekmişsiniz." Dedi Ayşe abla.

"Tamam geleceğiz şimdi." Dedi annem. Ayşe abla odadan çıktı.

"Hadi kızım..Hazırlan gidelim." Dedi annem başımı tamam anlamında salladım. Hemen altıma trençkot'umu giydim. Üzerine de kısa kollu bir tişört giydim. Aslında tişört demeye bin şahit gerekirdi. Crop tarzıydı. Üzerime kısa hırkamı aldım. Ayakkabı olarak spor ayakkabı giydim. Saçımı da saldım. Ve hemen odadan çıktım. Hepsi aşağıda beni bekliyorlardı.

"Kusura bakmayın. Geç kaldım." Dedim. Ve ardından İfâkat Hanım konuştu.

"Sorun değil. Sizde kusura bakmayın. Annem gelemedi." Dedi İfâkat Hanım. Annesi değildi kayınvalideydi ama anne diyordu. Normali o değil miydi zaten nare? Aklımdaki salak saçma sorularla çelişirken hızlıca arabaya bindik. İfâkat hanım çantasından yüzük kutusu çıkardı. İçini açtı ve bana uzattı.

"Narecim..Dün sen kendini kötü hissettiğin için aşağı inememişsin sanırım..Baran'a taktık biz yüzük. Bu da senin." Dedi İfâkat hanım ve parmağıma yüzüğü taktı. Yüzük çok şıktı.

"Çok teşekkür ederim.." dedim mahcup bir şekilde

"Ne demek.." dedi İfâkat hanım.
...
Alışveriş'in sonuna doğru geliyorduk. Her türlü şeyi almışlardı. Kına için bindallı bakmıştık. İfâkat hanımın kızı Gönül,benim asla istemediğim bindallı'yı istemişti. Mecburen kabul etmiştim. Yanımda annem,küçük kardeşim Elis,Nur
yengem,İfâkat hanım ve kızı gönül vardı.
Son olarak kuyumcuya uğramıştık. Kuyumcu önüme altın kolye,bilezik ve trabzon hasırı çıkardı. Ben pek altın sevmezdim.

"Nasıl? Sence güzel mi Nare beğendin mi?" Dedi İfâkat hanım. Pek iyi değillerdi ama..

"Güzel.." dedim ve tam o sırada içeriye Baran ve yanında 2 adamla birlikte girdi.
Çok cool ve yakışıklı görünüyordu.

"Hoşgeldiniz." Dedi İfâkat hanım.

"Hoşbulduk. Nasıl gidiyor alışveriş?" Dedi Baran. Ve bana baktı. Hafif gülümsedim.

"Güzel gidiyor şimdi takı alacağız." Dedi İfâkat hanım.

"Barancım ablam'a gönül ablanın beğendiği bindallıyı aldılar." Dedi Elis. Ne gerek vardı söylemesine şimdi? Baran ciddi bir şekilde Gönül'e baktı. Ve hemen kafasını yanındaki adama çevirdi.

"Söyleyin adamlara Nare Hanımın beğendiği bindallıyı alsınlar." Dedi Baran yanındaki 1 adam başını tamam anlamında salladı ve çıktı. Ona mahcup bir şekilde bakıyordum. Oysa bana baktı ve göz kırptı. Yanıma doğru yaklaştı. Ve kulağıma doğru fısıldadı.

"Beğendiğin herhangi bir takı var mı? Varsa söyle." Dedi Baran. Ne diyecektim şimdi.
Bende kulağına doğru fısıldadım.

"Yok.." dedim kısık çıkan sesimle. Birkaç santim benden uzaklaştı ve kuyumcu adama döndü.

"Biz bu önümüzdeki 3 kutuyu alalım. Şu aşağıdaki kolyeyi de verir misiniz?" Dedi Baran. Kolye mi alacaktı bana? Baran'ın telefonu çaldı. Ve hızlıca cebinden telefonunu çıkardı.

...
"Tamam geliyorum."
...
"Kapat! Geleceğim!" Dedi ve telefonu kapattı. Geri cebine koydu. Ve İfâkat hanım'a döndü.

"Ben gidiyorum. Herhangi bir sorun olursa beni arayın." Dedi tekrar bana döndü ve yanıma geldi. Kulağıma fısıldadı.

"Üzerindeki crop'u görüyorum. İçine hırka giysen bile bu onu göstermiyor değil! Bir daha böyle şeyler giyme." Dedi uyarıcı bir tonda ve "görüşürüz" diyerek kuyumcudan çıktı. Giyimime karışamazdı. Neden böyle birşey yapmıştı? Bunları düşünürken hızlıca kuyumcudan alacağımızı aldık Karayel ailesi ile vedalaşıp eve doğru yola çıktık.
...
Eve geldiğimizde çok yorgundum. Yemek yiyecek halim bile yoktu. Hemen odama çıktım. Ve gözlerimi kapattım. Uyudum. Yarın ne bekliyordu beni..?
.
.
.
.
.
Bölüm sonuuu:)

Alışveriş kısmını nasıl buldunuz?

Sizce Baran Nare'yi mutlu eder mi?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum:)

NareWhere stories live. Discover now