11. Bölüm

212 20 8
                                    

Bazı sevgiler vardır, insanları mahveder. Bazı sevgiler vardır, kalbinizde çiçek bahçeleri açtırır.

-Anonim

-Anonim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

~

Pınar’ın bakış açısı:

Ayrıldık biz. Birimiz toprağın altında, birimiz toprağın üstünde kaldık. Biz ayrıldık ama ölüm yüzünden ayrıldık.

Sonsuz bir acı vardı içimde, sanki asla geçmeyecek bir ağrı. Kimsesiz kalmış gibiydim. O toprağın altındayken benim burada aldığım her nefes bir işkenceydi bana.

Kızımızın yanına gömdük onu. Büyümüş müdür kızımız acaba? Bak kızım, gönderdim babanı yanına. Ben onu kaybettim. Sen sımsıkı tut olur mu?

Babama söylemiştim bir cesaretle. Kuzey kızımızın yanına gömülecek demiştim. İlk önce bir şaşırmış, daha sonrasında daha fazla sorgulamamıştı. Bu şaşkınlığı üzerinden atamadığı çok belli. Benimle konuşmak istediği çok belliydi...

Terk edecektim bu şehri, belki de bu ülkeyi. Gitmek benim için en iyisi olacaktı. Lice bana hiç iyi gelmemişti. Burada kaldığım tüm süreç boyunca bunu daha iyi anlamıştım.

Yine çok uzaklaşmazdım belki ama farklı bir şehirde farklı başlangıçlar yapacaktım. Zaten Alex ve Tarık neredeyse tutuklanmak üzereydi.

Şimdi ise Kuzey’e karşı olan son görevimi yerine getirmeye gidiyordum. Kısa bir süre sonra arabadan Ahsen ve Melek’in yardımlarıyla inmiştim.

Avukatın yanına çıktığımızda beni tam olarak avukatın karşısına oturtmuşlardı. Boş gözlerle etrafa bakıyordum. Uyuşmuştum.

"Hoş geldiniz Pınar hanım. Öncelikle başınız sağolsun," Ben tepki veremeyince babam olaya müdahale etmişti. Kendimde değildim. Olan bitenler sanki gerçek dışıydı. Kuzey’in tam karşımda gülerek bana gelmesi, daha sonra tam kalbinin oradan vurulmasını aklımdan atamıyordum.

"Sağolun." Adam babama kafasını salladı ve tekrar bana döndü. "Çok fazla uzatmayacağım. Bu kutu sizin Pınar hanım. Kuzey bey bunu yanlız olduğunuz bir zaman diliminde açmanızı söyledi." Siyah bir kutu vardı elimde. Aldım, ahşaptı. Üzerinde ise gümüş renklerle ‘biricik gün ışığıma...’ yazıyordu. Kafamı biraz sağa eğdim. Gümüş yazının üstüne bir adet göz yaşı düştü.

Bu göz yaşı bu odada ki herkese çok şey anlatıyordu.

"Kuzey bey size İstanbul ilinde, Beşiktaş ilçesinde, boğaza bakan, üç artı bir olan bir ev bıraktı. Aynı zamanda Muğla da işletmesi şuan başka biri tarafından yapılan bir otel bıraktı. Bu otel uzun zamandır insanların çokça tercih ettiği bir otel. İsmini şurada görebilirsiniz. İçerisinde iki yüzden fazla oda ve artı olarak bir bar mevcut. Kuzey bey sizin Muğla’ya gitmeniz taraftarıydı, ayrıca orada da çok iyi bir konumda evi var. Oda üç artı bir olan bir ev."

Gri Asker Where stories live. Discover now