Ophira Taekook

2. Papatya saçlı Jungkook

Sekiz kişilik masanın başında Kim Taehyung oturmuş, sessizliğine dört kişiyi de ilave etmişti. Sol tarafındaki iki sandalye çocukları tarafından dolmuş, sağ tarafındaysa ablası Yuri ve üç yaşındaki oğlu oturuyordu.

Masadan sadece çatal bıçak sesleri geliyordu. Çünkü Kim Taehyung'un en nefret ettiği şeylerden biri masada konuşulmasıydı.

Bunu çok iyi bilen sekiz yaşındaki omega kız Yuna ve beş yaşındaki alfa oğlan Suho babalarını sinirlendirmemek adına konuşmadan yemeklerini yiyordular.

Ama daha üç yaşını doldurmasına az kalmış omega oğlan Taeyang'ın buna aklı ermiyordu. Anne ve babasının tam zıttı olan bu omega büyük meraklı gözleriyle etrafı inceliyor, halasının onu yedirme çabalarına önem vermiyordu.

"Baba! Ana okulunda saçları uzun omegalar var. Benimki de uzun
olsun mu?"

Peltek diline rağmen uzun cümleyi bitirip ellerini birbirine çırptığında kadın gergince alnını ovuşturan kardeşine bakmış, çocuğun susması için ağzına yemek tıkıştırmıştı.

Bu işe yarasa da Taehyung ağzını peçeteyle silmiş, ardından saatine bakarak işe gecikmediğinden emin olarak ayaklanmıştı.

Ki, ablasının, "Taehyung, konuşalım mı?" diye sormasıyla yeniden saatine bakmış, on dakikalık vakti olduğunu görerek başını sallamıştı.

Bunu fırsat bilen Yuri, "Çocuklar hadi odanıza gidin ve derslerinize çalışın" diyerek özel bir konu olduğunu yeterince belli etmişti.

Çocuklar odasına, onlar da abla kardeş salona geçerken Taehyung sadece onun oturduğu tekli koltuğa oturmuş, tek kaşını kaldırarak, "Dinliyorum" demişti.

Kadın büyük olmasına rağmen çekindiği kardeşine karşı cümlelerini nasıl kurması gerektiğini bilmiyordu. Kızmasından endişe duyuyor, bu da istemsizce gerilmesine sebep oluyordu.

Yine de onun sabırsız kişiliğine karşı daha fazla işini şansa bırakmadan, 
"Diyorum ki, artık evlensen mi?" demişti bir çırpıda.

İçten içe bunu söyleye bildiği için
kendini tebrik etse de, kardeşinin çatılan kaşları derince yutkunmasına neden olmuştu.

Sert sesiyle, "Bu da nereden çıktı?" diye sorduğunda esmerin ablası hemen söze girerek, "Soojin için hepimiz çok üzgünüz, Taehyung. Ama bu her gün böyle devam edemez" demişti.

Öfkelendiği yüzünden belli olan
alfa bir hışımla ayağa kalkıp,
"Gayet de devam edebilir. İhtiyaç duymuyorum!" dediğinde kadın da ayaklanmıştı.

"Sen duymayabilirsin. Ortada üç çocuk var, Taehyung. İşe gidip geliyorsun, derslerinin nasıl olduğunu soruyorsun her şey yoluna mı giriyor? Bakıcıya da izin vermiyorsun"

Geri adım atmadan yoluna devam etmiş, "Küçük çocuk bunlar, Taehyung. Anne-baba sevgisine ihtiyaçları var. Anneleri öldü ve halalarının iki günden bir gelip onlarla ilgilenmelerine muhtaçlar" demişti.

Kim Taehyung'un bu kelimeye olan nefretini herkes bilirdi. Bırakın kendini, çocuklarının bile bu kelimeyle aynı cümle içinde oluşunu sevmezdi.

Ablası da bunun bilinciyle bilerek kardeşini oradan vurmuş, "Niye yapıyorsun bunu onlara?" diye sormuştu vicdanına oynayarak.

Taehyung ise bezmiş sesiyle, "Ne yapmamı bekliyorsun?" diye sorduğunda arkası dönük olan alfa ablasının yan sırıtışını görmemişti. Çünkü kadın onu yola getirebileceğini anlamıştı.

"Omega bir eş bulabilirsin kendine"

Sunduğu teklif alfa için uçuk fikir olduğundan, "Üç çocuğum var. Kim evlenir benimle?" diye ciddi şekilde sorusunu yöneltmişti Yuri'ye.