5. Kim Taehyung'un kokusu

623 132 238
                                    










Bu sefil hayatta benim için en zor şey küçük kardeşime yalan söylemekti. Bizim aramızda görünmez güven bağları vardı; ki, bu bizi gözü kapalı birbirimizin kollarına atmamıza yeterdi.

Lâkin şimdi bir utanmazdan farksız
onun gözlerinin içine baka baka yalan söylüyordum. O masum gözlerini doldurup çok güvendiği omegasına bakarken benim okyanuslarımın derinliği yalandan ibaretti.

Çok utanmazdım. Utanmazdım: zira kardeşime asla yalan söylememesi için bir kitap kalınlığında metin okumuşken arsızca tatlılık yaparak işin içinden çıkmaya çalışıyordum.

Taehyung'un okyanus kokusuna karışan lavanta kokum tüm evi kaplamıştı, haliyle Hoshi'nin de fark etmemesi- özellikle de bir alfanın kokusunu, mümkünsüzdü.

Dün yorgun olduğumu söyleyerek odama kapanmış, sorularından kaçmıştım. Fakat ne kadar kaçabilirdim ki? Kaçsam bile saklanamazdım gerçeklerden.

"Güzel omegam, neden kokuna bir alfa kokusu karışmıştı? Kimin feromonlarıydı o koku? Eğer ki sevdiğin, görüştüğün biri varsa söyle haberim olsun. Amacım seni yargılamak değil ki!"

Elbette amacını biliyordum, güzel kardeşim. Lâkin ben içimde öylesine bir iç savaş veriyorum ki konuşmaya gücüm yetmiyor.

Farkında değilsin belki ama cinayet işlemiş katilden farksız görürüm kendimi. Nitekim benliğime olan nefretim daha da alevlenir.

Sana yalan söyleyecek olmak yavaş yavaş beni bitirirken, karşında durmak bile mucizeydi her an bayılacak gibi olan güçsüz bedenimle.

"Kim Taehyung'un" dedim, tek celsede.

Büyüyen gözleri, aralanan dudakları arasından görünen tavşan dişleri bakışlarımı kaçırmama sebep oldu, zira yüzüne bakmaya utanıyordum.

"Ne işi var o alfanın seninle?" diye sorduğunda sesindeki baskınlık dudaklarımı birbirine bastırma isteğimi körükledi.

Cümleleri beynimde tartsam bile ağzımdan çıkarmak epey zor geldi bana. Stresimi zavallı parmaklarımdan çıkardım her zamanki gibi.

Fakat o ellerimi işkencemden kurtardığı gibi avuçları arasına almış, "Güzelim, o alfa niye kokusuyla seni mühürledi?" diye sordu.

Farkında olmadığım şeyle gözlerim yerinden çıkacak kadar büyürken, kardeşimin de sabrının son demlerinde olduğu kastığı çenesinden belliydi.

Titreyen dudaklarım arasından,
"Kim Taehyung benim yakın zamanda evleneceğim alfa" diye çıkan cümleyle elim boşluğa düştü.

Yüzündeki şaşkın ifade beni daha
çok kahretti. Kendimden de nefret
ettim. Gözleri hayal kırıklığıyla dolup taşmıştı.

"Jungkook, sen ne diyorsun? Ne demek evleneceğim alfa? Niye kendini bile bile cehenneme sürüklüyorsun? Hem nereden çıktı bu mesele? Durduk yere hem de!"

Her saniye yükselen sesi yerimde küçülmeme sebep olurken korktuğumu yeni yeni idrak etmiş, derin nefes alarak uzun saçlarını sinirle geriye atmıştı.

Susmamın onu daha çok sinirlendirdiğini bildiğimden boğazımı temizleyerek söze başladım, "Beni babama yardım etmeye gittiğimde görmüş, beğenmiş. Ablası babama demiş, babam da bana açıkladı durumu. Taehyung da benimle konuştu, razı geldim" dedim.

Biraz uydurarak, Hoshi'nin hoşuna gidecek şekilde konuşsam bile kardeşimin ayağa kalkmasıyla ben de anında ayaklandım.

Kırışan üstümü düzelterek odanın içinde sinirli şekilde turlayan bedeni takip ettim. Telaştan ne yaptığımın farkında bile değildim.

Ophira TaekookWhere stories live. Discover now