4. Kim Taehyung'un ünü

534 133 121
                                    



Hani derler ya her ne kadar kötü yaşarsanız yaşayın şükür edin diye.
Hep şükür etmiştim. Zira daha kötüsü olabilirdi diye düşünürdüm.

Nihayetinde beni çok seven, koruyan
bir alfa kardeşim vardı. Yoksulluğun içinde bana masal gibi manevi dünya yaşatmıştı.

Ona sığınarak geçirdiğim her gün için Tanrı'ya şükranlarımı sundum. Beş kuruşsuz kaldığımız dönemde bile yemin ederim ki sitem etmedim.

Sefaletin dibini gördüğümüz günleri hatırlıyorum da babam kazandığı bir avuç parayı kumara içkiye yatırıp eve gelirdi. Kardeşim açlıktan ağlıyordu ama o kazandığı iki kuruş parayı o zıkkımlara harcıyordu.

Bayatlamış ekmekleri ıslatarak küçücük çocuğa yedirmeye çalışmıştım. Kardeşimin yanında yoksulluğumuzdan utandığım ilk andı.

Tüm evin yükü üstümdeyken hiçbirine yetememek beni utandırmıştı. Evet, ablam varken her şeye yetişmeye çalışmıştım zira ablam sevgilisiyle gizli görüşmekten başka bir şey yapmazdı.

Nasıl büyümüştüm inanın bilmiyorum. Ben annemin Hoshi'ye hamile olduğunu anlayacak yaşa nasıl gelmiştim? Beni sevmezdiler ki...

Acaba aç uyutmuşlar mıydı? Kaç gece açlıktan ağlayarak uyumadım? Sesime nasıl dayanmıştılar?

Ben öyle bir yoklukta büyümüştüm ki kardeşimden sonra bulduğum küçücük varlıkta şükür etmeyi öğrenmiştim. Güzel anılar yaşamaya başladığımdaysa bunların hediye olduğunu düşünmüştüm.

Yetinmiştim... Yemin ederim olmayan
her şeyimle yetinmiştim. Peki neden bu yetinmişliğimle küçükcük aileme yetememiştim?

Tüm bu melankolik düşüncelerim evlendiğim için değil. Çarmıha çekilmiş gibi davranmanın anlamı yoktu. Sorun babamın beni para karşılığı satmasıydı.

Babamın karşımda dikilmiş, "Başlık parasını Bayan Yuri ödeyecek. Bay Kim'in haberi olmayacak. Şayet Bay Kim'in yanında ağzından kaçırırsan seni kimse elimden alamaz" demesiydi tüm isyanlarımın sebebi.

Gelecekteki kocama ömür boyu yalan söyleyecek olmam kendime nefretimin boyutunu artırmaktan başka bir şey yapmıyordu.

Zorunda olmasam razı gelir miydim? Beni kınayacak insanlar çoktu, biliyorum. Ama onlar benim ne yaşadığımı bilmezler hiçbir zaman.

Kardeşimi bu lanet hayattan kurtarmanın tek yolu aşağılık olmaksa yapacaktım. Zira benim yaşama sebebim kardeşimden başkası değildi.

Dün onun kollarında gücümü kaybetmişken yeterince zayıf görünmüştüm gözünde. Şimdi sıra zayıflıklarımı yok etmekteydi.

Daha dilim varmamıştı kardeşime söylemeye fakat eninde sonunda benim ağzımdan duyması gerektiğinin de bilincindeydim.

Sadece babamın Taehyung'un benimle konuşmak için direttiğini söylediğinden Vincent konağına gidip gelmeyi bekliyordum.

Babam rızamın Taehyung'un önceliği olduğunu söylemiş, istemsizce içimde bir yerlerin mutlu olduğunu hissetmiştim. Zira yabancı biri tarafından fikirlerimin önemsenildiği ilk andı.

Şimdi beş dakikadır vardığım konağın içindeyken adım adım Taehyung'un odasına yürüyor, ağzımda atan kalbimle hayatta kalmaya çalışıyordum.

Çalışma odasının önünde ecel terleri dökerken titreyen ellerimle ahşap kapıya vurmuş, içeriden gelen derin onay sesiyle kapıyı aralamıştım.

Karşısında bir sürü kâğıtla uğraşırken başını kaldırıp beni gördüğünde çalışmayı bırakarak eliyle oturmamı işaret ettiğinde ikiletmeden oturdum.

Ophira TaekookWhere stories live. Discover now