Her şey yeni başlıyordu.

184 72 52
                                    

Bunun üzerine korkarak arkasını dönen doktor o sırada kimseyi göremedi. '' Ne oluyordu ? Kimindi bu sesler ? , benden kim yardım istiyordu... Bir süre dona kaldı. Ve kendisine geldiğinde Azra'nın nerede olabileceğini düşündü. Odada bir de gizlenmiş bir lavabo vardı. Onu sonradan fark etti. Ama gün aydınlık olmasına rağmen lavabonun içi zifiri karanlık ve buram buram rutubet kokuları geliyordu. Tam korkarak içeri girecekken gülme seslerini duydu. Sanki odanın içerisinde birisi geziyor ve kahkahalar atıyordu. Bir süre sesleri dinledikten sonra telefonunu eline alıp flaşını açtı. Gördükleri karşısında şok olmuştu. Bir insan nasıl yaşayabilirdi bu odada ? Her yer pis ayna da bir sürü parmak izleri her yer pas içindeydi ve o camda cam olması gerekirken şeffaf poşetle kapatılmış bir cam çerçeve vardı. Hemen odadan ayrıldı. Koşar adımlarla Azra'yı her yerde aramaya başladı. Danışma masanın önüne geldiğinde kimseler yoktu. Adeta hastanede sessizlik hakimdi. Korkuyordu evet ama bunu belli etmiyordu. Biraz soluklanmak için koridorda bulunan kırık dökük sandalyeye oturdu. Ve düşünmeye başladı. '' nerede bu kız?'' çıkıp bağırarak aramak istedi. Ama saat çoktan geç olmuş hava hafiften kararmaya başlamıştı. Son bir cesaret ile birlikte bahçeye çıkıp Azra'yı aramaya karar verdi. Kapıdan çıkar çıkmaz o gülüş seslerini duydu. Ve ''hahahaha '' ardından '' gelsene doktor , gelsene '' diye ses geldi. Sağına soluna tam bakarken çalıların arkasında bir siluet gördü. Ne olduğunu ilk baş anlamadı. Ama yavaş yavaş ona doğru giderken siluetin ona elini uzattığını gördü. Bir iki adım attıktan sonra burnuna garip koku gelmeye başladı. Çim kokusu gibiydi ama sanki çöplükte kalmış ve orada beklemiş çöpler gibi kötü de kokan bir koku burnuna buram buram gelmeye başladı. Bir anda kendisini o çalı çırpının tam ortasında buldu. Etrafı onlarla kaplıydı. Sürekli içinden şunu tekrarlayıp durdu. '' buğra sakın ol sakın. Sen bir doktorsun hem de psikolog sakın ol bunların hep bir açıklaması var. Biliyorsun. '' derken etrafında birden siluetler belirlemeye başladı. Resmen etrafında halka oluşturmuş doktoru o halkasının içine almışlardı. Bunu gören doktor sakınlığını korumaya çalışırken siluetlerin hep bir ağızdan doktorun dediği o cümleyi tekrar etmeye başladılar. '' buğra sakın ol sakın. Sen bir doktorsun hem de psikolog sakın ol bunların hep bir açıklaması var. Biliyorsun. '' ve ardından gülme sesleriyle birlikte etrafında hızla dönmeye başladılar. O sıra dayanamayan doktor '' yeter! Yeter ! Yeter ! '' gidin artık başımdan gidiinn!! diyerek ellerini başına koyup diz çökerek orada bayılıp kaldı.

Üç saat sonra...

Bayıldığı o yerde öylece kalmıştı. Hava çoktan kararmış korku içinde rüzgarın kırbaçladığı çalı ve baykuş seslerine birden irkilerek uyanmıştı. Ki ne olduğunu burada neden uyuya kaldığını

hatırlamaya çalışıyordu. Birden olanlar hafızasına film şeridi gibi gelmeye başladı. O olanlara anlam veremeden direk oradan hızlıca uzaklaştı. Koşar adımlarla hastane kapısından içeri girmeye çalışırken sabah burnuna gelen o iğrenç çürümüş leş ve berbat koku da her adımında geliyordu. Gördüğü o siluet sanki onu takip ediyor her an ensesine yapışacak gibi hissederken son bir büyük adımla kendisini danışmanın olduğu yere attı. Hastanede sadece sabah gördüğü o danışman vardı. '' neyiniz var'' dedi kısık bir sesle doktor '' ben ben şey ben benn bennn'' diyebildi. Korkudan dili tutulmuştu. Bunu fark eden danışman '' nereden geldiniz'' ? Dedi. O sıra yüzü bembeyaz eli ayağı titreyen doktor '' ben , ben bahçede ben uyumuş kalmışım ben '' diyebildi. Yüzü birden garip olan danışman direk '' benimle gelin , takip edin beni!'' dedi. O an sinirli ses tonunu duyan doktorun kekemesi düzelmiş sadece ağızından çıkan '' tamam gidelim '' oldu. Apar topar işini gücünü bırakan danışman '' beni takip et '' dedi.

AZRAH Where stories live. Discover now