Kudurmuş

32 3 0
                                    

Dikkat bu bölüm çok az küfür içermektedir, aslında daha fazlaydı ama azaltmaya karar verdim ‼️‼️‼️

Silindi diye ödüm kopmuştu, interneti açıp kapayimca geri geldi. Allah'ım şükürler olsun🙏🙏🙏

Keyifli okumalar ♥️♥️

***

Sabah aşırı sıcağın vermiş olduğu rahatsızlık hissiyle uyandığımda göğsümde bir daralma hissettim. İlk birkaç saniye ne olduğunu anlayamazken yerimde kıpırdanmaya çalışsam bile hareketsiz kalmam bana durumu anlamam için ipucu vermişti.

Azat Dağhan kollarını adeta bir koala gibi vücuduma sarmış ve buna rağmen mışıl mışıl uyuyordu.

Yüzüm ona dönük değildi belki ama enseme vuran düzenli nefes alışverişleri bana uyuduğunun sinyalini veriyordu.

Açıkçası biz şu an bu pozisyondayken uyanması benim için hiç iyi olmazdı. Neden bilmiyorum ama gözlerini açıp kollarının arasındaki benle karşılaştığında bu durumdan ne kadar memnun olduğunu görmek istemiyordum. Ardından gelen sözleri duymak ve bu durumu normalleştirmek de istemiyordum.

Biz gerçekten evli değildik.

Onunla öpüştün ama!

Son zamanlarda olur olmadık zamanlarda bunu bana hatırlatan iç sesime kulaklarımı tıkayıp yeniden konuya odaklandım.

Azat'ın bir eli karnımda duruyordu, beni göğsüne doğru yaslamıştı. Bu durumdan kurtulmak için önce karnımdaki elini itmeye çalıştım. Tabii bunu yaparken sanki uyuyormuşum da gayri ihtiyari yapıyormuşum gibi bir izlenim verdim. Çünkü eğer bana rol yapıyorsa ve aslında uyanıksa tepkimi gizlemek istiyordum.

Ancak rol yapmadığını Azat'ın kıpırdanması, beni kendine çekmesi ve uyku akan sesiyle konuşmasıyla anlamıştım.

"Ecmel rahat dur biraz artık."

Artık?

Bedenime sarılan kol beni biraz daha sıktığında artık sıcaktan ve utançtan boğulmak üzereydim. Şu an ne halde olduğumuzun farkında mıydı acaba?

Şansımı bir kez daha deneyip biraz daha kıpırdandım ve biraz daha yan döndüm. Bu hareketimle yüzüm onun tarafından belki birkaç santim gözüküyor olmalıydı.

Yaptığım şey tam olarak işe yaramamış olsa da en azından Azat'ı uyandırmaya yetmişti. Bu da demek oluyor ki birazdan üzerimdeki baskıdan kurtulacaktım.

İstediğim şey nihayet gerçekleştiğinde Azat'a belli etmeden derin bir nefes aldım. Ancak henüz uyanmak için erkendi. Belki de gitmesini beklemeliydim.

Ama gitmedi. Öylece duruyordu ve ayılmaya çalışıyordu. Belki de beni izliyordu. Bu düşünce ile yanaklarımın yandığını he karnımın kasıldığını hissettim.

Çok geçmeden boynumda bir başın varlığını hissedince son anda irkilmemi kontrol altına aldım. Bu adam, bu sabah benim ayarlarım ile oynamakta kararlıydı.

Öylece durup boynumu koklamasını hissederken birden dudaklarını boynuma dokundurttu. Sert olmayan ama oldukça hissedilen bir öpücük bıraktıktan sonra aynı şekilde dudaklarıma da bir öpücük kondurduğunda bu sefer dayanamayıp yerimde kıpırdandım.

Resmen fırsattan istifade ediyordu.

Uykudan henüz uyanamamış gibi hareket edip yerimde biraz döndüğümde Azat bu halime gülmüştü. Acaba... Acaba uyanık olduğumu biliyor muydu?

"Ecmel, hadi uyan artık."

Sessiz bir şekilde bana seslenmesine yine kıpırdanarak cevap verdim. Gerçekten kaşınıyordum, o da kaşımaktan hiç çekinmiyordu.

Bu Töre Değil Cinayet!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin