Code name: Samurai, Minsung

5-Usta Lee

Sabahın ilk ışıklarıyla Minho her zamanki gibi hazırlandı, tam çıkmak üzereyken duraksadı. Adımları yatak odasının kapısına doğru ilerledi. Eli kulba uzanmak ve uzanmamak arasında gidip gelirken kapı açıldı. Jisung, şimdiye kadar gördüğü en özenli haliyle karşısında dikiliyordu.

Geriye yatırdığı kahverengi saçları, giydiği kuşağın altına kat kat giydiği kıyafetler ile olduğundan daha yapılı gözüküyordu. Belindeki kılıcının üzerinde duran parmakları yüzüklerle doluydu.

" Beni takip et. " bakışlarını ondan çekerek evden çıktı. Arkasına bakmadan bölüğüne doğru giderken Jisung bilerek daha yavaş yürüyordu. Onunla beraber geldiğinin anlaşılmasını istemiyordu.

Minho yerine geçerek kollarını arkasında birleştirdi. Samuraylar karşısında sıraya girdiklerinde Jisung boşluk olan yere yerleşmişti.

Bölüktekiler ilgiyle ona baktılar, yeni geleni incelediler.

Kısa boylu görevli adam, her zamanki gibi yerini alıp konuşmasını yaptı.

" Güneş sizin üzerinizde olsun samuraylar. Ustanızı selamlamadan önce bugün aranıza katılan yeni samuraya selam verelim. " Jisung üzerindeki gözlerle gerilirken ufak bir gülümseme verdi. Öne çıkarak herkese göz gezdirdi.
" Merhaba, ben Han Jisung. Gimpo'dan geliyorum. " geri yerine çekildi.

" Gimpo mu? "

" Ah, çok yazık. "

" Bize göre büyük görünüyor. "

Birkaç fısıltının ardından görevli ona döndü. " Aramıza hoşgeldin Jisung. Şimdiyse, bölük! Ustanı selamla. "

Jisung içten içe deliriyordu. Minho'nun bariz bir şekilde baskın olduğu bir ortamda ona boyun eğmek zor olacaktı.

Hep birlikte Minho'ya selam vermek için eğildiklerinde Jisung bütün profesyonelliğini sergiliyordu. Öyle ki, normalde ona bakarkenki gözlerine yansıyan tüm hisler birer birer yokolmuştu. Gerçekten de, ustasına bakıyordu.

" Gördüğünüz gibi artık 16 kişisiniz. Hoşgeldin Han Jisung. Bir an önce diğer samuraylarla uyum sağlamanı bekliyorum. " Jisung başını salladı hızlıca. " Pratiklerinize geri dönebilirsiniz. Görev gelene kadar çalışmaya devam edin. " dedi.
" Emredersiniz! "

Herkes dağılırken çoktan Jisung'un etrafına toplanmışlardı.

" Aramıza Hoş geldin Jisung. Ben Lee Felix." uzatılan eli sıkarak gülümsedi Jisung. " Tanıştığıma memnun oldum Felix. " Bakışlarını diğerlerine çevirdi.
" Ya sizler? "

" Park Chanyeol. "

" Lee Chaeryeong. "

" Yang Jeongin. "

" Giselle. "
.
.
.
.
.
.
" Kim Mingyu. "

Jisung sayılan isimler için hafızasında yer açmaya çalıştı-malum çok kişilerdi-gülümseyerek hepsini selamladı.

Giselle ona yaklaşarak " Pratik yapmak ister misin? "

" Çok iyi olur. " Jisung belindeki kılıcı çıkarttığında çoktan birbirleriyle mücadele etmeye başlamışlardı.

Jisung her ne kadar heyecanlı olsa da, yıllardır bunun için çalıştığından fena sayılmazdı. En azından Minho onu uzaktan izlerken beklentisinden fazlası olduğunu görebiliyordu.

" Bu arada Jisung? Kaç yaşındasın? Sana nasıl seslenmem gerektiğini bilemedim. " Giselle kılıcını hızla ona savurduğunda Jisung kılıcıyla onu geri savurmuştu.
" 30. "