11-Size bir şey söylemem lazım

160 50 25
                                    

Jisung öğleden sonra eve gittiğinde yorgunlukla bir iki saat kestirmiş, sonrasında Felix ve Jeongin'in ısrarı ile kendini dışarda bulmuştu.

Yarın büyük gündü, arka arkaya gelecek olan büyük görevlerin stresinden bir anlığına kurtulmak için şu anda üçlü dışarıda, daha doğrusu Changbin'in restoranına giden yoldalardı. Felix'in aklından çıkmamıştı bu fikir tabii ki.

" Jisung, şu günlerde biraz durgun gibisin. " Jeongin konuyu açtığında Felix de katıldı. " Evet, çok bariz bir şekilde. Bizden bir şey saklamana gerek yok Jisung. Gördüğün gibi ben sana bütün sırlarımı anlatıyorum. "

" Evet, Changbin hakkındaki ultra fantezilerini bilmek gerçekten başkalarının bilmemesi gereken bir şey. " Jeongin bunu söylediğinde Jisung kahkaha atmıştı. " İşte böyle, yüzün gülsün hep. "

" Teşekkür ederim çocuklar, ve aslında.." Jisung kendi söylediği sözü kendisi bozacak gibiydi, nerden bilebilirdi bu iki çocuğun hayatında bu denli yer edineceğini? " Size söylemem gereken büyük bir detay var. "

Hepsi aynı anda duraksadılar. " Aslında size bunu en başta söylemek isterdim fakat işler pek istediğim gibi gitmedi. Gizlemek durumunda kaldım. "

" Şimdi söylemek istediğine göre.." Jisung araya girdi. " Evet, size söylemezsem içim rahat etmeyecek ve benim de bu konuda sizle konuşup kafa yormam lazım, tek başıma bu yükü taşımaktan yoruldum. "

İkili sessizlikle onu beklerken Jisung tek seferde söyleyiverdi.

" Usta Lee ile sandığınızdan çok daha farklı bir tanışıklığımız var. "

" Ne? Nasıl ya? Tanışıyor muydunuz? " Jisung ikiliyi yoldan kenara çekerek banklardan birine oturttu ve onunla sokakta karşılaşmasından bölüğe gelişine kadar hikayeyi anlatmaya başladı.

" Annem onu bizim eve getirdi. Ailesinin olmadığından ve bu kararı istediğinden emin olduktan sonra işlemleri başlattı ve o günden lise zamanlarına kadar beraber büyüdük. "

" Bu hikaye gerçek olamaz. " Felix ağzı açık bir şekilde detayları dinlerken söylenen her şeyi zihninde yerleştirmeye çalışıyordu.

Jeongin ise farklı bir yerden bakıyordu olaya. " Liseye kadar derken? Bir kopuş olmuş gibi konuşuyorsun. "

Jisung nefes verdi. " Haklısın, maalesef. Minho ile aramız çocukluktan itibaren mükemmeldi. Çok iyi iki yakın arkadaş olmuştuk. Aramızdan su sızmaz, her şeyi birlikte yapardık. Onsuz yaşayamayacağımı düşünürdüm. O bunu test etmek istedi galiba. " güldü burukça.
" Aniden, önceki gün güle oynaya vakit geçirirken bizi terk etti. Arkasında mantıklı hiçbir açıklama bırakmayarak. Öylece gidiverdi. "

Jeongin ayaklandı bu sefer. " Bu cidden saçmalık, neden? " " Bilmiyorum. "
" Neden böyle bir şey yaparsın? Bu korkunç. "

" Öyleydi. Annem ve ben başta onun öldüğünü bile sandık. Yıllar geçtikçe ikimizin hayatı daha da dibe battı. Ben ani kaybımın acısını atlatamazken hayatımın ilerleyişinde de kayboldum. Genç yaşta mesleğime soyunamadım çünkü her gün odamda yaşam mücadelesi veriyordum. "

Felix'in yüzü öfkeyle kızarmıştı. " Bunu yaptığına gerçekten inanamıyorum. Sana bunu nasıl yapar? ve neden yapar? "

Jisung gelen tepkilerle daha da üzülüyordu. " Sonrasında bir şekilde hayata tutunabildim ve çok çalışarak buralara geldim. "

" Tekrar bölükte mi karşılaştınız? " Felix sorduğunda Jeongin aydınlanmış gibi ayağa kalktı, elleriyle ağzını örtmüştü inanamayarak. " Dur! " dedi. " Dur bir şey fark ettim. "

Code name: Samurai, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin