~5.BÖLÜM~

147 110 57
                                    


Hepinize merhabalar dediğim gibi bu bölüm biraz gecikti ama umarım beğenirsiniz.

Canlar bu bölümü Baray'ın ağzından okuyacağız. Belki bir umut Baray'a ısınamayanlar ısınır seversiniz çünkü o benim askimmm.😻

Herkese keyifli okumalar dilerim...

Buraya da Baray'ın gözlerinin yeşilini bırakıyorum 💚💚💚




Baray'dan.

Hayatımda en çok üzüldüğüm iki şey oldu. Birincisi Ayperiyi o depoda çaresiz gördüğüm zaman, ikincisi ise birkaç gün önce bana iğrenç bir varlıkmışım gibi bağırıp çağırmasıydı. Ayperi ile konuşacak yüzüm bile yoktu. Onu o gün o depoda çaresiz bir şekilde kavranırken görmeme rağmen hiçbir şey yapamamıştım. Babamın o deponun kapısından içeri girip Ayperi'ye söylediklerini duymuştum fakat karşı çıksaydım bana daha kötülerini yapacaktı.

Bugün yarışmaya katılacak olan Ayperi ile ortak eserimizin son halini görmek için resim atölyesine doğru ilerledim. Kapı kolunu eğdim fakat kapı açılmadı. Muhtemelen kapıyı Ayperi kilitlemiş ve kilit de ondaydı. Resime bakmayı boşvererek koridorda rastgele yürüdüm. Aklıma Aras geldi. Görmek için sınıfına gittiğimde kapıdan bakar bakmaz beni gördü ve yanıma geldi.

Elini elime vurdu."Vaay sen gelir miydin buralara?" Cevap vermeden gözlerimi sınıfta gezdirdim fakat bulamadım. Gelmemiş miydi?

"Ha pardon unutmuşum." Sırıttı. "Ayperi için geldiysen daha gelmedi."

"Bugün yarışma günü. Resmi saat tam birde teslim etmemiz gerekiyor. Saat şimdi 9. Allah'ım nerede bu kız."

Artık Aras da telaş yapmıştı."Başına birşey gelmiş olmasın?"

Aras'ın sakinleştirici sözleri ile başıma ağrı saplanmaya başladı. "Çabuk ara kızı. Hemen!"

"Ay tamam tamam." Aras tam telefonu almış Ayperiyi ararken alt kattan gelen bir ses duyduk. Bağırıp çağırıyor insanlara hesap soruyor gibiydi. Bu kişi Ayperiydi. Bakışlarım Aras'a doğru kaydı. Onun da gözleri fal taşı gibi açılmıştı. İkimizde şoktan çıktıktan sonra merdivenlere doğru koştuk.

Alt kata indiğimizde elinde tuvalle sürekli öğrencilerden hesap soruyordu. Yanına doğru hızlı adımlarla ilerledim.

"Ayperi ne oluyor. Ne yapıyorsun sen?"

Sorduğum soruyla kafasını yavaşça bana doğru çevirdi. Tehlikeli bakışlar atıyordu. Bu komikti fakat gülebileceğim zaman değildi. Ağzımı tuttum, buna daha sonra da gülebilirdim.

Elindeki tuvali bana doğru çevirdiğinde kaşlarım istemsiz çatıldı. "Bak bu oldu. Ne yapmışlar görüyor musun?" Tuvalin üzerine kalın bir fırçayla kırmızı bir çarpı isareti atılmış ve onun üzerinden maket bıçağıyla kesik atılmıştı. Tüm verdiğimiz emeklerimiz boşa gitmişti ve ben ne yapacağımı bilmiyordum.

Bağırıyordu. Çevredeki insanlara tekrar döndü."Kamera kayıtlarına bakacağım. Kimin yaptığını bulursam benden çekeceğiniz var." Daha fazla konuşup tehdit edecekti fakat lafa benim girmemle sustu.

Hepsine doğru döndüm."Bana bakın lan. Bu kişiyi bulacağım. O kişi veya kişiler eğer burdaysa hemen şimdi söylesin çünkü ben kendim uğraşıp bulduğumda daha kötü olacak."

Ayperiye baktım. Beni izliyordu. Bu kız neden böyle yapıyordu bu hayran bakışlarını her yaptığında içinde birşeyler hissettiğinde inandırıyordu beni fakat ne zaman yakınlaşmaya çalışsam tekrar eski haline dönüyordu. Bir süre düşündüm fakat en sonunda bir anlık refleksle karar vedim. Gözlerine güven verircesine bir bakış gönderdim. Elim eline uzandı. O kadar sıcaktı ki eli bir an kendimi terlerken buldum. Aras'a çevredekileri kontrol etmesi için kısa bir bakış attım ve elinden tuttuğum Ayperi ile hızlıca resim atölyesine doğru koştuk. Kapıdan ilk Ayperi sonrada ben girdim.

BERGEWhere stories live. Discover now