~7.BÖLÜM~

106 66 100
                                    

Selamlaaaar! Yeni bölüm geldi. Beğeneceğinize emin olduğum bir bölüm çok tatlişşş gidiyor kitap hepinizi seviyorum keyifli okumalarrr😚
.
.
.
.
.

"Sevgilim olur musun Ayperi? Ayparçam olur musun?"

Sizin hiç midenizde kelebekler uçuştu mu? Bilmiyorum belkide kelebek değil çöpte uçuşan bir sinekti karnımdaki. Bana kötülük mu iyilik mi getireceğini kestiremediğim kararı nasıl bir anda verebilirdim?

Aras heyecanla bağırdı. "Evett!!"

Baray'ın ters bakışlarının altında ezilirken cümlesini toparladı.

"Yani Ayperi için dedim."

Aras'a gülecek kadar kendimde değildim. Sadece Baray'a vereceğim cevabı düşünüyordum. Daha önce hiçbir erkekle bu tür bir iletişime geçmemiştim. Hatalarım olur mu? Acaba onu üzer miyim? Kırar mıyım? Benden sıkılır mı? Beni her zaman şimdiki gibi mi sever? Sevgisi azalır mı?

Bilmiyorum.

Donup kalmamı tahmini ediyor gibi bir süre bekledi. İçinde olduğum durumu anlayışla karşılıyordu. Kahverengi gözlerim; gözlerinin yeşilinde kaybolmaya başlıyor, beni yavaş yavaş içine çekiyordu. Gözleri bana o kadar muhtaç bakıyordu ki adeta evet demem için yalvarıyordu.

Ben toprak o ormandı. Ben bataklık, o kuşların üzerine konduğu ağaçlardı. Üzerinde ağaç olmadan toprak bir işe yaramazdı. Onu güzelleştiren üzerindeki yeşil örtü olmalıydı.

Orman toprağa aitti.

"Kabul ediyorum."

Boşta olan ellerimi omuzlarına koydum. Yüzümüze vuran ışıklardan Aras'ın fotoğrafımızı çektiğini anlayabiliyorum.

Ağzımdan dökülen iki kelime ile Baray'ın mutluluğu gözlerine yansımış ve damlaları kabul etmeyen göz pınarları, göz yaşlarını gözlerinden dekoltemin izin verdiği kadarıyla açıkta kalan göğsüme bırakıyordu.

Beni seviyordu.

Kirli olan ben değilmişim.

Çok yakınımdaydı. Yüzünün sıcaklığı yanaklarımı kavuruyordu. Belimi saran kollarını sıkılaştırdı. Bedenlerimizin yakınlığı daha da strese girmeme neden oluyordu.

Daha fazla beklemeden sıcak dudaklarını kavrulan yanaklarıma değdirdi. Artık yanaklarım bir cehenneme dönüşmüştü. Ateşi andıran dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

"Kalbim göğüs kafesimi delecek. Hissedebiliyor musun?"

Bedenlerimizin yakınlığı ile bunu hissetmemek mümkün değildi.

Geri çekilirken herşey gözlerimde ağır çekimde izleniyor gibiydi.

Kulaklarımın uğuldamasına sebep olan alkış tufanı, tüm salonda yankılandı. Salondaki herkes bizi izliyordu.

İkimizde rüyadan belkide gelecek hayallerinden uyanır gibi yavaşça ayrıldık.

Benimle teması kesmek istemiyordu. Belimdeki eli önce sırtıma, sonra omuzuma tırmandı. Sonra bir kaydıraktan kayar gibi kolumu takip edip elime indi. Tekrar kenetlediği ellerimize baktım.

Sevgili miydik? Hayır değildik. Birbirimizi tanıma sürecimiz boyunca kendiliğinden olacak birşeydi bu.

Seviyor muydum? Evet seviyordum. Sanırım ömrümün yettiği kadar sevmeye devam edebilirdim.

"Çok özür dileyerek söylüyorum ki; bizim acilen gitmemiz gerekiyor. Kazanan kişiyi tebrik ediyoruz.
Teşekkür ederiz. Herkese iyi günler."

Kolumdan tutup beni dışarı çıkardı. Kalabalık insan yığınından boğulmaya başlamıştım ve bunu farketmişti. Beni tek fark eden oydu.

BERGEحيث تعيش القصص. اكتشف الآن