Roza: Hiç mi anlamadın sevgi mi?
Roza: Neden baktın gözlerime?
Roza: Neden umut verdin!
Roza: Komik miydi, dalga geçmene değdi mi?
Rüzgar: Seni çok sevdim
Rüzgar: Asıl senin gözlerin bana yalan söylüyormuş. Bana bakan gözler geçen bir çocuğu öperke...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Kalbi kıranlar yarayı sarmazlardı aksine sararken daha çok acıtırlardı."
**************************
Başımı sıradan kaldırdığımda gözlerim tekrar kendiliğinden kapanıyordu sanki.
Hasta olmuştum midemi üşüttüğüm her yemek yediğimde midem bulanıyordu. Çok yorgundum, iyi değildim. Ece ve Berlin her ne kadar eve gitmemi diretsede istememiştim.
Kaç saattir yatıyorum ben ya?!
Sınıfta kimse yoktu. Telefonuma baktığımda öğle arasındaydık. Ayağa kalkarak sınıfın kapısına doğru yürüdüm, adımlarım düzensizdi yeni uyandığım için sersemdim biraz. Lavaboya gittiğimde dağılmış halimi düzeltim.
Ardından lavabodan çıkarak çaprazında olan Rüzgar'ın sınıfına baktım. Onların sınıfında da kimse yoktu.
Aşağıya indiğimde bizimkileri oturaklarda otururken bulmuştum. Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Rüzgar'ı ve onun grubunu gördüm bir çok gereksiz kişi.
Gözlerim Rüzgar'ın yanındaki Miray'ı görünce yutkundum. Mine ile göz göze geldiğimde hızla bakışlarımı çektim.
Ardından bizimkilerin yanına gittim.
"Oo bizim uykucu uyanmış." Dedi Demir bağıp gülerek. Herkesin dikkatini bizim üzerimize çekmiş olmalı ki Rüzgar'ın bana baktığını hissettmiştim o da fazla bakmayıp önüne dönmüştü.
Bende arkadaşlarıma bakıp gülümsedim. Bence bugün güzel bir gün olacaktı.
"Merhaba, rahatsız etmiyorum umarım." Gelen ses ile döndüğümüzde gelenin Mine olduğunu gördük. Hepize heyecanlı bir şekilde bakıyordu.
"Hayır etmiyorsun." Dedi Demir afallayarak.
"Şey ben sizi yarın akşam olan havuz partisine devam ediyorum bizim evde. İsterseniz mayolarınızı alabilirsiniz. Eğer hayır derseniz anlarım." Dedi elleriyle oynayarak.
"Kaç kişi olacak ki?" Dedi Duru.
"Otuza yakın bir de bizim çocuklar var biliyorsunuz, onlarda gelicek." Dedi.
"Geliriz de saat kaç gibi?" Diye sordu Berlin.
"Saat sekiz gibi gelirseniz çok sevinirim." Dedi gülerek.
"O zaman görüşürüz." Dedi ve heyecanla arkadaşlarının yanına gitti. Rüzgar ile göz göze geldiğimde hemen bakışlarımı çektim.
"Bu kıza içim gidiyor ve!" Dedi Demir nefesini içine çekerek.
"Onun Uras'ı var ama, çok gıcık tipler." Dedi yüzünü buruşturup.
"Uras sana aşık Duru. Mine ile Uras'ın arasında bir şey yok çocuk hâlâ senden vazgeçmedi." Dedi Efe bıkkınlıkla.
"Umrumda değil onu sevmiyorum." Dedi Duru hızlıca.
At da biraz kuşlar yesin geri zekalı!
"Aynen Duru, şimdi saydırma bana yaptıklarını. Çocuk sana dokuzdan beri yanık." Dedi Ece Efe'yi destekleyerek. Duru derin bir nefes verdi ve sustu.
"Tamam canımızı sıkmayalım yarın ne giyeceğiz onu düşünelim." Dedi Candan ortamı yumuşatmak için. Etrafıma baktığımda Berlin ve Faruk'u görmemiştim. Muhtemelen yine kavga etmişlerdi.
Gözlerim kantinin kapısına kaldığında Gökhan'ın olduğunu gördüm. Bir kızla gülerek sohbet ediyorlardı. Omuz silkip önüme döndüm ve bizimkilerin konusuna ayak uydurup sohbet etmiştim.
Öğle arası bittikten sonra herkes sınıflarına dağılmaya başlamıştı. Bende lavaboya gidip işlerimi hallettikten sonra tam dışarıya kabinden dışarıya çıkıcakken konuşmalar gitmemi engelledi.
"Bu yaptığmızı kimse bilmeyecek eğer öğrenilirse senin başını yakarım." Diye bir ses duydum. Bu ses tanıdıktı.
"Bilmiyorum korkuyorum ya yapamazsam." Bu sesi tanımıyordum.
"Yapacaksın sana yüklü bir miktarda para ödedim. Annenin ihtiyacı vardı değil mi?" Diye sordu yine tanıdık ses.
"Miray ben korkuyorum. Ya Rüzgar bardağına ilaç kattığımızı anlarsa?"
Miray?
İlaç?
Neler oluyor burada?
"Bak güzelik yarın Mine'nin havuz partisinde her şey gizli olacak sen onun bardağına uyuşturucuyu katacaksın gerisini bana bırakıcaksın." Dedi. Orospu çocuğuna bak sen!
"Bu çok kötü ama." Dedi kim olduğunu bilmediğim kız.
"Kimse bilmeyecek ama."
Çok geç güzellim.
Elimde ki ses kaydı çoktan sen olduğunu kanıtladı.
