Roza: Hiç mi anlamadın sevgi mi?
Roza: Neden baktın gözlerime?
Roza: Neden umut verdin!
Roza: Komik miydi, dalga geçmene değdi mi?
Rüzgar: Seni çok sevdim
Rüzgar: Asıl senin gözlerin bana yalan söylüyormuş. Bana bakan gözler geçen bir çocuğu öperke...
Yeni bölümü okumdan önce lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar dilerimm..
**********
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Bu bizim hikayemizdi ,sadece yanlış hikâyeyi oynuyorduk."
********************
Yazardan...
Etraf kara bulutlarla dolmuştu. Gecenin rüzgarı sert bir şekilde ediyordu, etrafta sadece rüzgarın sesi geliyordu kapkaranlık sokaklarda...
Etraf iyice sessizleşmeye başladığında rüzgarın sesi sahada çok şiddetlenmişti ve artık yağmur çiselemeye başlamıştı.
En son gördüğü şeyde oydu. Yağmurun daha da hızlanmasıydı, genç adam sigarasından çekmişti aklı ondaydı hastane kapısının önünde bekliyordu. Neden, neden yapmıştı bunu? Neden kendi için kendisini tehlikeye atardı? Bu kadar çok seviyor olamazdı! Bu kadar olmamalıydı bir insan bir insanı canından çok sevmemeli, kimse. Ama o kız bir saniye bile düşünmeden yapmıştı.
Hala unutamıyordu o ânı havuzun kıpkırmızı oluşunu, kanların elinde olduğunuz kan kokusu. O anki korkusu çığlığı. Kendinden utanıyordu. Kızın hayatına hiç girmemeliydi arkadaşını bu aptal işe bulaştırdığı kendinden nefret ediyordu.
Hepsi onun suçuydu, havuzdan bile kan kokusu geldiğini hatırladı bu onun canını yakıyordu. Genç adam kendinden nefret ediyordu keşke
Keşke hiç karşılaşmasalardı..
yağmur onu ıslatıyordu iyi değildi genç adam.
Bir daha onun yüzünden ona bir şey olmasına izin vermeyecekti. Kızın duygularını ona zarar vermeyecek bir şekilde yardımcı olacaktı. Ve ne olursa olsun kızı kendinden uzak tutacaktı.
Hastanenin içine tekrar girdiğinde annesi ablası orada ağlıyordu arkadaşları da oradaydı onlarda iyi değildi.
O ise tekrar dayanamadı ve gözyaşları içinde hastaneyi terk etti.
Ama bilmiyordu o arabayla birlikte gittiğinde kızında onun adını sayıklayarak uyandığını...
Roza'dan
Karşımda o vardı ruhumu kanatan adam, ruhumu defalarca bıçaklayan o adam. Ellerim titriyordu istemsizce tırnağımı avcuma batırıyordum, canım yanıyordu kabuk tutan yaralarım tekrar kanıyordu. O yüz bana hiç iyi gelmiyordu.
Gözlerim dolarken etraf çok sessizdi neden sadece durup bana bakıyordu?
O susmayı sevmezdi!
O bağırmayı severdi o konuşmayı severdi!
Yanımda birisi elime dokundu elimi avucuna aldı , "yapma bunu canın yanar, yanmasın canın." Dedi. O buradaydı küçüklüğüm.