Hediye paketi

26 4 23
                                    

Ensemdeki soğukluğun sebebi belliydi silah doğrultulmustu. Her kimse belasını arayan biriydi.

"Lan çomar benim babam senin ağzına sakız olacak kadar değersiz mi lann göt." Dedim sinirle.

"Ahh ahh seni gördüğümden beri yatağımda hayal ediyordum. Ama göremeden oldurucem seni üzgünüm." Dediği şeyle dondum kaldım . Bu adam bence ağzından çıkanı kulağı duymayan biriydi ki böyle konuşuyordu.

"Bir maşa için çok fazla yürek yememiş misin sen?" Dedi Tugrulda yan tarafımda adama silah dogrultmus bir şekilde.

"Yok bence eceli gelen köpek cami duvarına işermis ya onun ki o misal." Diyerek de Ateş te geldi yanımıza. 

Arkamda duran baktı bu ikisi ona kötü kötü bakıyor daha çok bastırdı silahı "Yaklaşmayın vururum." Diye bir şekilde tehdit edince ben güldüm.

"Ayy lütfen vur. Vurmazsan hatrim kalır. Bir bitmiyorsunuz ki basinizda ki it de kendini göstermekten korkuyor. Yani sizin gibi itlerden mi korkucam ." Dedim .

"Kes sesini." Diye tısladi bana karşı.

"AA ama az önce yatağına aliyordun. Kırılıyorum bak." Deyince dikkati dağıldı. Silahı boynumdan çekip aldığım gibi direk yüzüne vurdum. Geri sendeledi ama düşmedi burnuna denk geldiği için de burnunu tutmuştu.

"Ahh ahh sizin gibi salaklar çok var biliyor musun. Hepiniz uckurunuza düşkün piclersiniz." Diyerek ona baktım.

Geçen yakaladığımız adamdan bir şey çıkmamıştı onunla korumalar ilgilenmisti . O kadar işkence edildi yine de bir şey bilmediğini söylüyordu. Ki zaten belliydi yeni olduğu. Bununla da kendimiz ilgilenelim . Bakalım ne çıkacak.

"Bunu depoya götürün ben ilgileneceğim bu herifle." Diyerek ordan ayrilcacaktim ki etrafa baktım. Çatışma bitmişti. Her yer birbirine girmişti. Cidden savaş alanı gibiydi. Herkes çıkmıştı Salondan bende kırılan bardakların arasından geçerek kapıya doğru gittim. Ateş ve Tuğrul da gelmişti.

"Bu da bir plandi dimi?" Dedim Ateşe doğru. Sessiz kaldı. Yüzümü ondan çekip devam ettim. Tugrulla beraber dışarı çıkınca diğerlerini hala bahçede bekliyor gördüm.

"Iyi misiniz? Bir yerinize bir şey olmadı dimi?" Dedim. Gözlerim hepsinin üstünü taradı bir şey olmadığını görünce derin Bir nefes aldım.

"Bize bir şey olmadı ama size oldu mu?" Dedi Zeynep. Kafamı sağa sola salladım.

"Hadi gidelim artık. Yorucu bir gündü." Deyince arabalara gittik. Onlar 3 arabayla gelmişti. Herkes geldiği arabaya binmisti. Ben Alaz ve Arasın olduğu arabaya binmistim .

"Ee nabersiniz?" Diyerek arkada yayildim ben koltuğa. Sürücü koltuğunda olan Alaz dikiz aynasından baktı bana sonra yola baktı. Aras ise arkasını döndü.

"Yani az önce çatışma çıkmasına rağmen çok rahatsın."

"Napim oturup ağlayayım mı olacak şeyler bunlar biliyoruz yani."

"Ağlamada aşırı alışık duruyorsun. Eski tanıdığımız Havin yok sanki karşımızda." Dedi Alaz da Aras ta kafasını salladı.

"Hangimiz aynı kaldık ki? Elbet bir yerden değiştik hepimiz. Değişmeyen iki şey görüyorum sadece ."

"Nedir ?" Dedi Aras hemen.

"Alaz'in Zeynep'e olan bakışları ve senin Asel'e olan hislerin." Deyince ikiside dumura uğramış gibi kalakaldı. Alaz üstünden o şok halini hemen atlatıp tekrar yola odaklandı.

"Bunu da nerden çıkardın yok öyle bir şey uydurma kafandan." Dedi Aras.

"Uydurduğumu düşünmüyorum. Doğru olduğunu sizde iyi biliyorsunuz. Geçmişte siz olacakken biz ayrıldığımız için olamadınız. Sen Aras bunun acısını alıyorsun Asel'den görüyorum. Tam basliyacakken onunda benle gelmesini hazmedemedin tek. Alaz sende boşuna bana öyle bakma Zeynep 'e olan bakışlarını görüyoruz yani." Deyip derin Bir soluk alıp devam ettim.

"Velhasıl ayrilmaniza bir nevi ben sebep oldum. Ben toparlamaya çalışacağım. Şuan ki olduğumuz durumu goruyorsunuz çatışmanın ne zaman çıkacağı da belli değil. Ben de istemezdim onlari bu işe bulaştırayim ama durum ortada sevdiğinize onu sevdiğinizi söylemeden de bu dünyadan gidebilir ."

"Ne demeye çalışıyorsun?" Dedi Alaz .

"Diyorum ki acilsaniz mi artık. Gönlünüzde olanı dilinize de mi vursanız. Benim sizle herhangi bir sorunum yok sizi severim bilirsiniz. Ama sevdiğinizi söylemezseniz pişman olmayın diye diyorum ben bunları." Deyip sustum. Onlarda susmustu artık yüksek ihtimal dediklerimi düşünüyorlardı.

Ama haklıyım dünya hali ne olacağımız belli değil. Ki şuan daha da bir tehlikedeyiz. Her şey olabilir.

Eve gelince ben arabadan indim. "Dediğimi düşün siz." Deyince kafa salladilar . Eve doğru yürüyüp Kapıyı açtım daha diğerleri gelmemişti.

Kapıyı anahtarla açıp içeri girdim. Kızlar birazdan gelir diye hiç odaya gitmedim. Direk salona geçtim isigi yakmadan oturdum koltukta biraz düşüncelere tam dalicaktim ki birden bir nefes sesi geldi. Etrafa baktım camdan sadece ayın ışığı geliyordu diğer sekil karanlıktı. Tekli koltuğun üstünde bir kararti görür gibi oldum. Emin olmak için kalkıp isigi yaktım. Tekli koltuğun oraya bakınca Karan'i görünce çığlık attım.

"Senin burda ne işin var?" Dedim bagirarak.

"Konuşmaya geldim." Dedi rahat bir tavırla.

"Ya bir siktir git . Gecenin bir yarısı hırsız gibi gelmişsin. Bir de konuşmaya mi geldin."

"Görmeyeli küfürbaz da olmuşuz." Dedi ayakta olduğum için beni suzmeye başladı dudağının kenarı hafif kalkacak gibi oldu ama toparladı o kadar hızlı oldu ki hayal Bile görmüş olabilirim.

"Sana ne be aminakoyim sanki kendisi muhteşem." Diyerek koltuğa geri oturdum. Dediğime kocaman bir kahkaha attı. "Güzel olmuşsun." Deyince tiksintiyle baktım ona. "Sana sorduk mu?" Deyince zil çaldı. Kalkıp Kapıyı açınca bizimkileri içeri aldım.

"Off ne geceydi ama." Dedi Eftalya digerleride ona ayak uydurdu.

"Evet bence harikaydı." Dedi Asel de .

Diye diye en son herkes salona girince oturan Karan'i gördüler.

"Bunun ne işi var burda?" Dedi Oğuz bana doğru.

"Ben nerden bileyim geldiğimde oturuyordu. Konuşmaya gelmiş sözde." Deyince Oğuz Karana doğru atıldı.

"Cibiliyetini sikerim konuşacak zaman mı lan bu saat?" Dedi sinirle tam Karan da ağzını açıp bir şey diyecekti ki kapi tekrardan çaldı.

Kapıyı açınca kimseyi göremedim. Tam içeri giriyordum ki yerde ki paket dikkatimi çekti. Eğilip kutuyu alınca hediye paketi olduğunu gördüm.

Kumarhane Kızları Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα