Modern Ferman'a itirafl

230 15 2
                                    

"Bana deli gibi bakma gerçek diyorum. Geçen bölümde hatırlasana, kırmızı tişört beyaz arabalı, kot pantolon, beyaz ayakkabı... Senin gözünün önünden kayboldum. Ve eminim yeni bölüm çıkmıştır bölümde de benim olduğum sahneler vardır kesin.

"Yeşim ben... Bu kulağa çok saçma geliyor." diyerek telefonunu çıkarıp Wattpad 'i açtı. Evet yeni bölüm gelmişti. Telefonun başında ikimiz de okumaya başladık.

Dünkü bölüm, Murat'ın bana özene bezene elbise seçmesi ile başlıyordu. Yalancı bir de bana elime geleni aldım demisti.

Ferman elimdeki telefonu çekerek, "Yeşim bu Murat sana aşık mı oldu yoksa?"

Ferman'ın elindeki telefonu tekrar çekerek "Ne alaka Ferman!" derken dudaklarımın kıvrıldığını hissedebiliyordum. Tabi ki beğenilme içgüdüsüyle...

Murat benim oraya gittiğimde  peştemalli yarı çıplak Fermanın adonis kasları ile dolu vücuduyla karşıma çıkıyor.

"Yeşim sen gözlerini Murat'dan alamadın mı?"

"Ne diyorsun be!"

"Bak yazar ne demiş, esrarengiz hatun gözlerini Murat Çelebi'nin kaslı vücudundan alamadı. Elleriyle gözlerini kapattığı parmaklarının arasından çaktırmadan Paşa'yı izliyordu, yazıyor."

"Yalan! İstemeden görmüş olabilirim ama izlemek, gözünü alamamak, öyle birşey yok! Abartmış. Reyting kaygısı bunlar..."

Diğer bölümde de, Padişah Murat'ı kolundan tutup dışarı götürerek, Murat amcazade kıza şimdilik Padişah olduğumu söyleme, bir Paşa'nın oğlu olduğumu söyleyelim. O öyle sandı. Şimdilik düzeltmek istemiyorum. Daha geniş bir zamanda konuşuruz onunla, demiş.

Padişah ve Murat 15 kişilik bir çeteyle sadece iki kişi başa çıkmış. Bu kadar yaralanmaları az bile.

Ben çıktıktan sonra Murat odama giriyor. Gittiğimi görüp yatağa oturuyor ve uzun uzun düşünüyor. Bölüm burada bitiyor.

"Yeşim sen haklısın sanırım bu nasıl olur?"

"Aslında inanasım gelmiyor ama annem, beni kpss kazansın diye bir hocaya dua okutmuş. O da cuma saati dilek dilesin demiş. Ferman inanır mısın haberim yoktu ve ben aptal gibi bu salak kitapı görmeyi geçirmiştim içimden. Annem bana ulaştığında ise çok geçti. Akşamında bu kitapta buldum kendimi. Şimdi şak diye kitaba giriyorum. Uyuyakalınca ya da şaşırtınca da gerçekliğe dönüyorum. Ama girme kısmını çözemedim. Ne tetikliyor kitaba girmeyi?"

"Hocaya ulaştın mı?"

"Anneme söyleyecektim ama bu durum inanılası gibi değil. Bu yüzden söylemedim."

"Yeşim o hocayı bulmalıyız. Belki bunu durdurmanın yolunu biliyordur."

"Yani ehehe şey, öyle ahım şahım bir zararı yok bana aslında."

"Yeşim bakıyorum da Padişah'dan ayrılmak istemiyorsun yoksa Vezir'den mi?"

"Ne alaka ya!"

"O zaman şu hocayı bulalım yarın."

Ertesi gün annemi aradım.

"Alo"

"Anne alo."

"Kızım sen beni aramazdın hayırdır birşey mi oldu?"

"Yok anne şey dicektim. Bu hoca varya hani on beş bin lira bayıldığın?"

"Evet, ne olmuş?"

"Onun numarası var mı?"

"Yok kızım ben o gün dua edemedik, başka duaya niyet edelim diye gittim ama hoca taşınmış, kimse de yerini bilmiyor."

"Yok mu?"

"Ne oldu kuzum bir şey mi oldu?"

"Yok anneciğim. Sonra yine ararım ben."

İki üç gün Ferman ile çalıştık. Ben hem çağrı merkezinde çalışıp sonrasında da ders çalışmaya çalışıyordum. Tabi kafam çok dolu, ne çalıştığımı anlayamıyorum ya hadi neyse...

Önümüzdeki hafta ben o dünyaya gitmeden bir bölüm yayınlandı. Bölümde, Padişah av için Edirne'ye gidiyor. Yanına da 7. Veziri Murat'ı alıyor.

Benim hakkımda da konusuyorlar. "Yeşim nasıl, sıkılmıyor mu konakta yalnız başına. Hem buraları da bilmez. Payitaht'a dönünce bir akşam saraya gelin."

"Yeşim kendi halinde, konakta vakit geçiriyor Hünkar'ım. Döndüğümüz vakit rahatsız ederiz sizi." Murat tereddütle konuşmuştu. Döneceğimden tereddüt ediyordu belki de. Padişah ve Murat, orada da rahat durmamıştı. Edirne'de de kavga edecek çeteci bulmuşlardı. Üstelik Elitler bir askeri görevlendirmişler. Asker av sırasında Padişah'ı hedef almış fakat son anda kurşun sıyırmıştı. Bu hikayenin neden bu kadar askiyon dolu olduğunu anlayamıyorum. Hikaye sürüklese de aksiyonu fazla.

"Yeşim, napıyorsun?"

"Yeni bölüm gelmiş. Hımm. Şaşırmadın?

"Artık şaşırmıyorum diyelim."

"Öyle değil, yeni bölüm geldi ve ben o dünyaya gitmedim. Belki de artık gitmeyeceğim."

Ferman'ın gözleri nedense parıldadı. "Belki de Yeşim. O zaman bu gece bunu kutlayalım. Bendensin!"

"Haha olur Ferman, iş çıkışı kutlayalım. Aslında bu durumda benim ısmarlamam gerekiyor ama biliyorsun metelik yok!"

"Hadi Yeşim kızdırma beni"

Ferman ile sarhoş olana kadar birşeyler içip dans ettik. Sonra da Ferman'ın evine gittik.

Sabah kendimi birine sarılırken buldum. Çıplak bir vücuda sarılıyordum. Korkudan gözümü açamıyordum. Gözümü açmasam hicbir şey olmayacak mı sanki? Zaten gözümü açmaya çalışınca da açılmıyor. Uykumu alamadım herhalde. Allah'ım dün gece ne yaptım ben? Dün gece Ferman'ın evine geldim. Burası Ferman'ın evi mi? Yoksa ben Fermanla? Allah'ım hayır yapmış olamam!

PAYİTAHT'TA AŞK-2Where stories live. Discover now