İçimizdeki hainler

182 12 0
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda, kendimi büyükçe bir yatakta buldum. Fakat bu gösterişli odayı tanımıyordum. Bu Ferman'ın 2024'deki yatak odası mı acaba? Düşünelim bakalım, en son ne oldu? Hançeri yedim. O arada bacağımı oynatmaya çalıştım ve acıyordu. Doğru, hançer yarası!

Uyuduğuma göre, ben 2024'deyim! Ohh çok şükür! O ağır aksiyondan sonra yatağımda sessiz sakin yatacağım.

Peki polise ne açıklayacağım. Hatırlamıyorum desem yerler mi acaba? Ne bileyim tinerciler yaptı gecenin bir vakti desem?

Ben düşüncelerle boğuşurken içeri, ayağındaki lila rengi eteğinin tülleri uça uça gelen bir kız girdi. İnanmıyorum ben hala kitaptayım! Nasıl olur?

"Yeşim Hatun Hünkar'ımızı çok korkuttun"

Ben hayret ile dilim tutulmuş bir şekilde kıza bakarken, "Yaran derin değilmiş neyse ki. Padişah ve üçüncü Vezir hep başında bekledi. Şanslısın seveninin çok. Hünkar'ın sevgisi her kula nasip olmaz!"

"Üçüncü vezir mi?"

Bir de üçüncü çıktı başıma. Kim bu üçüncü Vezir Allah aşkına ve neden hala buradayım?

"Evet, Çelebi Murat Paşa."

"Murat, 3. Vezir mi oldu?"

"Evet bir çete, Fransa'yı da arkasına almış darbe hazırlığı yaparmış. Hünkar ve Murat Çelebi bütün çeteyi çökertti."

"Ben gidip müjdeli haberi Hünkarımız'a vereyim!"

Ben uyurken neler olmuş neler! Peki ben neden gidemiyorum ya!

Hünkar'ı beklerken o kadar halsizdim ki farkında olmadan tekrar uyumuşum. Kapı sesi ile tekrar uyandım.

"Yeşim Hatun, iyi misin? Ağrın sızın var mı?"

Hünkarın karşısında yatmak olmaz diyerek yatakta doğrulmaya çalıştım.

"Hünkar'ım."

"Şşşht! Yat hadi yat. Kalkma" diyerek omuzlarımdan tutup beni yatırdı. Hünkar'ım burası saray mı?"

"Evet, sarayımdasın, iyileşene kadar burada kalacaksın."

"Teşekkür ederim Hünkar'ım. Çetecileri yakalamışşınız."

"Evet o adam itiraf etti. Senin ırzına geçecekmis. Son anda yetiştik. Seni benim kapamam sanmışlar. O yüzden kaçırmışlar. Benim yüzümden Yeşim."

"Hünkar'ım böyle demeyin nolur!Hem ben iyiyim bakın, hiçbir sey olmadı bana. Yemeğimiz de yarım kaldı. Konağa dönünce mükellef bir sofra hazırlamalıyız size"

"Hahaha Yeşim, gülmeye halim yok ama sayende güldüm."

Kapı çaldı ve uyandığımda başımda olan kız "Hekimin gönderdiği tavuk çorbasını getirdim Hünkar'ım."

"Sen çık ben yediririm!"

Kız gözlerini belertip şaşırdığını saklayamayarak "Emredersiniz Hünkar'ım!"

Kalkmak için hareketlendiğimi anlayan Hünkar, "Kalkma Yeşim. Ben yedireceğim. Hepsi zaten benim suçum!" diyerek arkama yaslanmama yardım etti.

İki üç kaşığı yedikten sonra, "daha midem almıyor Hünkar'ım. Yiyecek halim yok. Çorba için minnettarım size."

Şal örtmediğim saçımı okşayarak "Bunu telafi edeceğim Yeşim."

Konuşmaya daha fazla halim yoktu gülümsemekle yetindim. Hünkar saçımı okşadıkça olmayan halim, gözlerimin kapanmasına neden oluyordu. Uyandığımda fener yanıyordu. Odada kimse yoktu. Sanırım kapının sesine uyanmıştım. Kapıdan bu sefer de Murat girdi.

PAYİTAHT'TA AŞK-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin