4.3K 115 101
                                    

Etrafıma baktığımda Erdem hocayı görmemle gülümsedim vallaha dün yaşanan olaydan sonra onu engelledim eğer bir daha yazarsam diye.

Hızlı adımlarla sınıfa ilerleyeceğim sırada "Napıyorsun Deniz?" Ananı avardını ama ya

"Hiç hocam sınıfa gidiyorum. Siz?" Dünyanın en saçma diyolaglarından birisi bu.

"Bende öyle işte senin kimden saklandığını bulmaya çalışıyorum" bıyık altından gülüyordu şerefsiz.

"Ne alakası var?" diye savunma moduna geçtiğimde o hâlâ gülüyordu.

"Erdem bir bakar mısın?" Hiç duymak istemediğim o sesi duyduğumda moralim bok gibi olmuştu resmen.

"Şu an öğrencimle konuşuyorum bitsin gelirim Hande hanım" Vay hocam sen kral adamsın.

"Boş verin hocam siz Hande hocanın yanına gidin en iyisi çünki ben bu bakışlar altında hiç bir sohbete odaklanamam" dudakları usul usul yana kıvrılmıştı gülmemesi gerçektende çok güzeldi.

"Peki tamam. Ama bu konu konuşulacak" Kafa salladım.
..................

Ders bittiğinde kantine indim pek insan yoktu ve bu da benim işim gelirdi.

Kantinciye yaklaşıp iki tane sütlü çikolata aldım çünki bir tanesi kesmiyordu beni.

Paramı ödeyip çıktıktan sonra boş bir yere oturdum.

Bu gün Onur'u görmemiştim ve Uraz'ı.

"Napıyorsun burda sen?" Diyen Sude'ye göz devirdim.

"Hiç seninle ve Safa'nın öpüşm-" sesizce söylemiştim bunu ama o "Susana" demesiyle susumuştum.

"Bir şey sorucam" bana 'sor' dercesine baktığında "Onu gerçektende seviyor musun? Bunu Onur'a da sormuştum"

Gözleri heyecanla dolduğunda "ne cevap verdi peki?" Sinsice sırıttığımda "Sen soruma cevap ver bende seninkine" dedim.

"Tamam 1 yıldır seviyordum ama çok sesiz ve gizemliydi. O yüzden de hiç açılamamıştım. 1 haftadır da flört dönemindeydik. Bu gün de açıldı" Yani şu an duyduklarım karşısında şaşırmıştım.

Tamam o da aşık olabilir sevebilir ama Erdem hocaya yaşvşaması falan garip gelmişti.

"Peki Erdem hoca? Yani baya yürüyodun ona" bunu göylediğimde gözlerini kaçırmıştı.

"Sadece kıskandırma çabaları" dediğinde göz devirdim. Hiçte sevmem

Hee biliyoruz

"Neyse hadi görüşürüz ben gidiyorum arkadaşlarımın yanına"

"Enişteye selam söyle" güldüğümde o da gülmüştü ve koşarak Safa'nın yanına ilerlemişti.
.............

Derse girdiğimizde duyduğum soruyla moralim bozulmuştu

"Futbol oynayalı mı?" Diyen Safa'yı bütün erkekler onaylamıştı.

"Mavi şu telefonları al ders sonunda verirsin" Her ders böyle bütün erkekler bana telefonlarını verip beden dersine giriyolar. Biz de oturmuş onları izliyoruz.

Daha doğrusu kaslarını-

Karşımda bana telfonuları uzatan Onur'dan telefonları aldım.

Yerime geçtiğimde onlar kendilerince oynuyolardı.

Ben elimden duran Onur'un telefonundan saate bakmak için açtığımda kendi resmimi görmemle kaşlarım çatılmıştı.

Hem de gizli gizli çekilmiş bir fotoğraftı bu.

Sinirle ayağa kalktığımda bazı kızlar bana 'napıyorsun?' Dercesine bakmıştı.

"Onur bir bakar mısın?!" Çok ses olduğu için bağırmıştım.

Kalede olan Onur önce bana baktı sonra erkeklere bir işaret yaptıktan sonra yanıma geldi.

Onun kolundan tutup dışarı çıkarttım. "Noldu Mavi? Pişman mı oldun?" Gülerek bunu söylemişti.

"Evet pişman oldum ama seninle sevgili olduğum için pişmanım" kaşları çatlımıştı.

Bir şey diyeceği sırada elimdeki telefonunun ekranını açtım ve ona gösterdim.

"Bu ne?!" Sesiz kolidorda sesim yankılanmıştı. Önce ekrana sonra bana bakıp rahat bir tavır sunarak "Ne var bunda? Sevgil-"

"Eski sevgilimin demek istedin her halde" ellerimi göğsümde birleştirerek sormuştum.

"Sadece bir fotoğraf koydum ne var ki bunda?" Bu rahat tavırlarını hiç anlamdıramıyordum.

"Benim iznim bile yokken?" Sinirim bozulmuştu resmen.

"Mavi ne var ki bunda alt tarafa bir fotoğraf" bıkınlıkla söylediği şeye göz devridim. Ne bu rahatlık?

"Değiştir bun-" sözümü kesen kişiye baktım.

"Siz neden derste değilsiniz?" Hande hoca yanımıza geldiğinde "Bir şey konuşuyorduk hocam"

"Hadi gidin dersinize!" Bağırarak söylediği şeyi anlamdıramamıştım. Ne diye bağırıyor ki şimdi bu?

Onur kafa salladığı sırada "Neden bağırıyorsunuz ki?" Sakince söylediğimde Onur şaşkınca bana baktı.

"İstediğim gibi konuşurum. Benimle böyle konşma hakkın yok!" Hâlâ bağırarak konuştuğunda "Sizin de bana bağırma hakkınız yok" Şu an ki sakinliğime ben de şaşırıyorum.

"Mavi hadi gidelim" tuttuğu kolumu sertce kurtardım.

"Önce siz sesinizin tonunu alçaltın bence hocam" Kaşları çatılarak "Benim nasıl konuşacağım seni ilgilendirmiyor" Şu an ki durumuma sinirden gülmüştüm.

"Noluyor burda?" Yanımıza gelen Erdem hocaya baktım.

Şu an Erdem ve Hande hocanın gülüşmelerini çekicek bir durumum yoktu.

"Hiç hocam bir de Onur'la derse giriyorduk değil mi Onur?" Sona doğru Onur'a baktığımda kafa salladı.

Şükür ki bu alakasız ortamdan kurtuldum

Öğʀᴇɴᴄɪᴍ/+𝟏𝟖/Onde histórias criam vida. Descubra agora