Bölüm 24: Aşk Adamı İnletir...

1.9K 57 33
                                    

(Bu bölüm Karadeniz şivesi kullandım. Bir yanlışlık varsa kusura bakmayınn, sonuçta Karadenizli değilimmm <3)

****

Konuşma sesinden dolayı gözlerimi açtım. Viran dolaşıp dolaşıp duruyordu ve telefon ile konuşuyordu. Ayrıca fazlasıyla da sinirli duruyordu.

Yatağın ortasında oturur hale geldim.

Viran "ula amca sen demedun mu?! Şirket senundur, ben karuşmam, demedun mu he!? Ne bu şirket aşkunla yanup, tutuşman!? Şirketler güçlenunce niye böyle oldun da!?" Dedi karşı tarafı dinledi ve konuşmaya devam etti.

"Ula evlendum diye ne olay!? Evlenunce ne fışkı oldi!"

Yine karşı tarafı dinledi.

"Karadeniz da ne fışkı yiyecum amca!?"

"Tamam da, tamam! Gelurum ama karumla. Kabul ediyorsan gelurum."

Karşı tarafı dinledi ve birkaç bir şey daha söyleyip aramayı kapattı.

Telefonu da kapatırken "Karadeniz de fışkı var ya! Beni çağırıyor! Fışkı yiyeceğim Karadeniz de! Ula benim Rize'de ne işim var!? S*kerim-" diyordu ki gözleri beni buldu. Siniri anında soldu ve gülerek yanıma geldi.

Yatağa tam da karşıma oturdu. Saçlarımı yavaşça ve bir o kadar da nazikçe geriye aldı. Elleri kafamdayken eğilip alnımdan öptü.

"Kim ile konuşuyordun?" Dedim.

"Şerefsiz amcam ile konuşuyordum." Amca derken bile bir sinirliydi.

Elleri hâlâ saçlarımı düzeltirken "amcan kötü birisi mi?" Dedim.

"Bana kötü. Annem ile babam öldüğünde kapısına gittim ama beni lanetli olduğum için evine almadı. Oysaki bana destekte bulunsa yeterdi."

"Lanetli mi?" Tekrar alnımdan öptü ve "Ona göre annem ile babam benim yüzümden öldü. Hem Kevser, hem de ben açıkladım ama hiç inanmadı. Bu yüzden lanetli olduğuma kanaat getirdi." Dedi.

"Şirket diyordunuz, şirket ne alaka?"

"Zamanın da babamdan kalan şeyleri istedim ama vermedi. Sadece ufak bir şirketi verdi ve o şirket berbat bir haldeydi. Şirketi düzene bindirdikten sonra hep istedi. Şimdi ki bahanesi ise evlenmişsin, karına bakmaktan şirketi yönetemezsin. O küçücük şirketi zamanla büyüttüm ve genişlettim diye kendisini kötü hissediyor beyefendi!"

"Peki verecek misin?"

"Tabikide hayir." Kucağımda duran ellerimi tuttu. "Karadeniz'e gidelim mi?"

"Niye ki?" Dedim.

"Amcam ile iş anlaşması yapacağız. Sende Ali, Musa filan gezersiniz. İster misin?" Demesiyle "Bana hava hoş." Dedim gülerek.

Sol yanağımdan öptü ve "Hadi o zaman kalk, hazırlan." Dedi. Ardından banyoya girdi.

Karadeniz'e gidiyorduk, hem de Rize'ye. Vay be!

....

Karadeniz'e gelmiştik ve burası aşırı iyiydi. Rize'nin havasından mi bilmem ama gerçekten çok iyiydi.

Şu an bir evin önünde duruyorduk. Bir yayla evi gibi duruyordu. Viran kapıyı tıklatlı ve beklemeye başladı. Bir şey hatırlamış gibi arkasını döndü ve bir kaç adım gerisinde duran bana baktı. "O cadoloz yengem ile şerefsiz amcam bir şey derse alta kalma! Hemen lafı yapıştır! Ben seni ezdirmem ama önce sen kendini ezdirme."

-Cadoloz yengem.. anırdım.

Elimi bir asker gibi başıma koydum ve "emredersiniz komutanım!" Dedim.

MAFYA HASTAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin