Eternal, gidiyoruz.

36 2 16
                                    

    Ona yabancı olan bu binada ağır adımlarla ilerliyordu genç kadın. Etraftaki konuşmaları duyamayacak kadar doluydu zihni. Sırt ağrısı ve uykusuzluk sinirini bozsa da yeni görev haberi onu ayakta tutuyordu. Yeni görev, yeni ekip demekti. Ekiple çalışmayı çok sevmezdi, yalnızlığa alışmışken bozmak istemiyordu hayatını. Çünkü biliyordu; insanlara alışırsa onlar da çekip giderdi. Yine de emir büyük yerdendi. Görevi hızlıca bitirip evine dönecek ve yeni bir görev gelene kadar oradan çıkmayacaktı.

    En sonunda gri kapıya gelince sakince açtı kapıyı ama yüzüne çarpan yastık ile durmak zorunda kaldı olduğu yerde. Anlamaz bakışlarla etrafa bakınırken kaşlarını çattı istemsizce. Tanımadığı iki tane kadın ona mahcup bakışlarla bakarken mavi gözlü genç bir adam ise "Kahretsin!" diye mırıldanıyordu. 

    Hızla toparlanıp yanına gelirken yastığı yerden aldı. "Kusura bakma dostum. Hedef sabit kalmayınca sana denk geldi." derken hemen kapının yanındaki berjerde oturan adama ayıplarcasına baktı. Kadın başını sallarken "Sorun değil." demekle yetindi. Henüz operasyona başlamadan sorun çıksın istemiyordu. Yine de bu adam gıcığın teki diye düşünüyordu içinden. 

    Görüş açısındaki mavi gözlü adam itilerek kenara çekilince bu sefer kumral saçlı kadın duruyordu karşısında. Teninin beyazlığına içten içe şaşırsa da ela gözleri buna ters şekilde sıcak bakıyordu. Yüksek ihtimalle ortamdaki gerilimi dağıtmak için adım atmıştı. "Hoş geldin. Elisa ben." diyerek içten bir şekilde gülümsediğinde bu sefer kadın da gülümsedi. "Hoş buldum. Maral ben de. Memnun oldum." dedi kendinin bile beklemediği bir kibarlıkla. 

    Ardından siyah kıvırcık saçlı kadın geldi yanlarına. "Yeni üye sen olmalısın. Hoş geldin. Berfu ben de." dediğinde başını salladı genç kadın. "Memnun oldum." dedi tekrardan. Berjerde oturan adam onları izlemekle yetiniyordu sadece. Maskeli olması Maral'ı gerse de yeni gördüğü bir şey değildi. Diğerleri ise gayet normal bir durum gibi karşılayıp umursamıyorlardı. 

    Maral dayanamayıp Elisa'ya bakarak kısık sesle "Kaptan şu adam mı?" diye sordu. Elisa ise Berfu ile gülerken "Ghost o, ekip üyesi. Kaptan şimdi gelir." dediği anda içeriye sakallı bir adam girmişti. Solgun mavi gözlerinde öfke parıltıları vardı bolca. Bakışları etrafta dolanırken Maral'da takılı kaldı bir süre. 

    Zaten geniş olan omuzlarını dikleştirirken kadına üstten bakıyordu, her anlamda. "Hoş geldin üsteğmen." dedi dişlerinin arasından alayla. Ortamda sessizlik hakim iken genç kadın anında rahatsız olmuştu bu tavırdan. Yüzüne yemiş olduğu yastık sinirini bozmamıştı ama bu adam kesinlikle sinir bozucuydu. Ayrıca kafasındaki haki renkli balıkçı şapkası gayet komik duruyordu. "Hoş buldum..." dedikten sonra alayla "Kaptan." diye ekledi. Böyle bir karşılama beklemiyordu. Tekrardan hatırlatmıştı neden tek başına görevlere gittiğini. 

    O sırada berjerde oturan maskeli adam ayağa kalktı. Gözleri cidden bomboş bakıyordu, bir ölü gibi. Boğuk bir sesle "Artık operasyonu konuşabilir miyiz?" dediğinde gülümsedi kadın. İşte şimdi en keyifli kısım geliyordu. 

    Kaptan elindeki dosyayı Berfu'ya uzattığında genç kadın hemen alıp incelemeye başlamıştı. Elisa ise eski yerine geçerken oturduğu deri koltukta yana kayarak Maral'a yer açtı. Kadın hafif bir tebessümle yanına otururken kaşlarını çatarak diğer berjere yayılarak oturmuş olan kaptanı izliyordu. 

    Kısa süren sessizliğin ardından Berfu konuşmaya başladı. "Hedefimiz Boris Vasilyev. Afganistan'da bir insan kaçakçısı. Oradaki iç savaştan yararlanıyor, hem de silah ticareti yapıyor. Henüz yeri tam olarak tespit edilememiş." derken mavi gözlü adam, kaptana çevirdi bakışlarını.

ETERNALWhere stories live. Discover now