Dost mu yoksa düşman mı?

20 3 12
                                    

   " 'Ve sonra aramıza görünmez duvarlar örülecek. Siz beni iyileştirmeye çalıştıkça ben daha da kötüleşeceğim. Çünkü ben hasta bir ruhum.' dedi prens acı dolu sesiyle. Prenses gözlerine bakarken 'Böyle söylemeyin bayım. Siz de bilirsiniz ki gerçek sevgi kördüğümleri bile çözecek kadar güçlüdür.' dedi. Prens sustu, prenses sustu. Sessizlik, aralarındaki ipleri bağlamaya başladı birer birer. Prenses haklıydı, gerçek sevgi her şeyi çözebilirdi. Yeter ki prens iyileşmek istesin." derken çoktan uyuyakalmış Farah'a baktı gülümseyerek genç kadın. Battaniyesini üstüne örterken saati kontrol etti. 

   Birazdan operasyona gideceklerdi, bu nedenle Farah'ı uyutması gerekiyordu çünkü küçük kız evde tek başına kalacaktı. Bu sabah Maral, Kuzey'in yarasına son kez pansuman yapıp iyi olduğuna karar vermişti. Farah'ın saçlarını severken duyduğu öksürük sesiyle başını çevirip kapıya baktı genç kadın. Yıllardır görmeye alışkın olduğu kahve gözleri görünce gülümsedi hafif. 

   Ghost ise karşısındaki kadını izlemeye devam etmek istiyordu içten içe ama operasyona gideceklerdi. "Kaptan çağırdı." derken uyuyan Farah'ı görünce sesini alçalttı. Neden bu kadar dikkat etmeye çalıştığını bazen kendi de anlamıyordu ama Farah ona yeğenini hatırlatıyordu. 

   Elisa saçlarını düzeltirken başını sallayarak ayağa kalktı. Farah'a okuduğu masal kitabını elinde tutmaya devam ederken Ghost'la beraber yürümeye başladı. Genç adam göz ucuyla elindeki kitaba baktı. "Çocuklar neden bunları çok seviyor?" dedi hafif sitem hafif merak dolu bir sesle. Elisa adama bakarken gülümsedi hafif. "Bilmem. Kitapları herkes sever. Çocuklar da hayal dünyaları geliştiği için seviyordur yüksek ihtimalle." dedi sakince. 

   Ghost bakışlarını kaçırırken başını sallamakla yetindi. Ne yapmaya çalıştığını kendisi bile çözemiyordu. Elisa ile konuşmayı seviyordu ama bazen bir insanla konuşmak ona tuhaf hissettiriyordu. Hayalet gibi yaşayıp gitmekti hayatındaki tek plan. Oysa ela gözler bazen zihnini bulandırıyordu kendisi kabul etmek istemese de. 

   Düşüncelerde kaybolurken çoktan evin önüne inmişlerdi. Kuzey kaskını takarken Ghost'a baktı. "Sen sürsene dostum." dediğinde genç adam başını sallamakla yetindi sadece. Kaptan sakallarını düzeltirken ön koltukta yer almıştı çoktan. Kuzey ortadaki koltuğa otururken Maral ve Elisa da en arkaya oturdular hemen. 

   Herkes yerini aldıktan sonra güneşli hava nedeniyle Ghost siyah güneş gözlüğünü takıp aracı çalıştırdı. Yola çıkması ile herkes sarsılmaya başlarken Maral gözlerini kırpıştırarak Elisa'ya baktı şaşkınlıkla. Çekinerek "Ghost'un araba kullanmayı bildiğine emin miyiz?" derken dengede kalmak için araca konulmuş olan tutamaca tutunuyordu sıkıca. Elisa gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı hafiften. "Eh... Bu konuda pek iyi olduğu söylenemez ama kaza yapmaz, merak etme." dedi sakince. Olaylara karşı sakinliği çoğu zaman Maral'ın gözünü korkutuyordu ama kötü bir şey değildi. 

   Sağ çıktıkları bir yolculuğun ardından Kuzey kendini aşağıya attı araç durduğu anda. "Bir daha aracı sana verirsem gece rüyama Boris girsin." dediğinde Maral ve Elisa gülmeye başladı. Ghost ona bakarken göz devirmesi anlaşılmamıştı gözlükleri yüzünden. Gece görüşlü gözlüklerini takacakları için gözlüğünü çıkartırken diğerlerinin peşinden ilerlemeye başladı. 

   Kısa süre içerisinde baskın yapacakları hangarın en yakınındaki binanın duvarına sıralanmışlardı. Kaptan kask yerine inatla çıkarmadığı şapkasını takarken "Bu sefer Elisa dışarıda kalacak. Şu binanın çatısında konumlansın. Hangarın tek bir girişi var zaten. Birisi kaçmaya çalışırsa indir." dediğinde Elisa başını sallayarak doğruldu yerinden. 

ETERNALWhere stories live. Discover now