Farah

17 2 14
                                    

    Tuhaf ve fazla gergin bir ortam hakimdi salona. Ghost kollarını birbirine bağlamış hâlde ayakta dikilirken Kaptan ise sinirle salonda volta atıp duruyordu. Elisa ve Berfu endişe dolu bakışlarla onlara bakarken Maral ise Kuzey'in omzundaki yarayı temizlemekle meşguldü. Ah bir de Turgut ve Turgut'un yanında duran küçük kız çocuğu vardı. 

    Maral dikiş için kullanacağı ipin ucunu dişleriyle tutarken çatık kaşlarla Kaptan'a baktı. "Otur şuraya! Dikkatimi dağıtıyorsun." dedi sinirle. Şu an kimin üst olup olmadığı umrunda değildi. Gittikleri yer boş çıkmış, üstüne Kuzey yaralanmıştı. 

    Kuzey sinirle çocuğa bakarken "Velede bak! Almış eline keleşi. Beni vurdu." diye söylendi sinirle. Kız çocuğu başını eğerken Turgut onu alıp mutfağa götürdü. Maral yaraya dikiş attıktan sonra sardı hızlıca. "Çok ciddi bir şey yok. Sıyrık sadece. Zaten solak değilsin, çok zorlamazsan toparlar birkaç güne." diyerek ayağa kalkıp ıslak mendil ile ellerini temizledi. 

    Kaptan ise sakalını kaşıyarak Kuzey'e çevirdi bakışlarını. "Anlat. Nasıl oldu olay?" dediğinde Kuzey anlatmaya başladı.

*****                                                                                                                                                                                                Genç adam elindeki silahını sıkı sıkıya tutarken etrafa bakınıyordu. Hiçbir ses duymamıştı şimdiye kadar. Tek başına kalmış olmak onu gerse de büyük bir ciddiyetle işine odaklanıyordu. O hep böyleydi, insanları güldürüp dursa da tek başına kaldığında bambaşka biri olurdu. 

    Karşısındaki kapıyı sırf kontrol amaçlı tekmeleyerek açarken karşısında gördüğü çocukla donup kaldı olduğu yerde. 8-10 yaşlarında falan olmalıydı. Siyah saçları kısacık kesilmişken yeşil gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Kuzey elini kaldırıp "Şşş... Sakin ol prenses. Gel hadi." dedi sakince. 

    Çocuklara zaafı vardı, onlar hep masumdu ona göre ama bu sefer yanılmıştı kısmen. Küçük kız kenarda duran silahı zorla kaldırırken rastgele ateş açması ile Kuzey hızla kenara çekilmiş ama kurşunlardan biri kolunu sıyırmıştı.
*****
    "Böyle işte." derken yüzü utançla kızardı Kuzey'in. Daha yeni üsteğmen olmuştu ve böyle başarısızlıklar sinirini bozuyordu. Herkes sessiz kalırken Maral destek olmak istercesine sağ omzunu sıktı Kuzey'in. "Çocuğun silaha sarılacağını bilemezdin. Kendini suçlama." derken Elisa ayağa kalktı. 

    "Şimdi ne yapacağız? Çocuk ne olacak?" derken hem ekip, hem de çocuk için endişe ettiği gözlerinden okunuyordu. Berfu kollarını birbirine bağlayarak "Anneleri doğurup doğurup örgüt kapılarına atmasa hiçbir çocuğun başına gelmeyecek bunlar." diye söylendi sinirle. 

    Kaptan başındaki şapkasını düzeltirken derin bir nefes alıp verdi. "Şu an buradayız." dedikten sonra aniden "Turgut, dışarı!" diye bağırması ile Elisa irkildi olduğu yerde. Aniden yükselmesine sinir olan Maral çatık kaşlarla ona bakarken Turgut ve Kaptan çoktan dışarı çıkmıştı. 

    Elisa mutfağa gidip kız çocuğunu getirince Kuzey başını iki yana yatırıp kütletti. Ghost ise ona çevirdi bakışlarını. "O bir çocuk." dedi sinirle. Berfu ve Maral bu merhameti ondan beklemezken çok kısa süren bir bakışma yaşadılar aralarında. Çocuk Türkçe bilmiyordu, yüksek ihtimalle Farsça biliyor olmalıydı. 

    Elisa sakince "Ben konuşurum isterseniz." dediğinde kimse karşı gelmedi. Maral, çocuklarla arasının iyi olduğunu düşündü. Elisa yavaşça diz çökerek kızın boyuna gelip konuşmaya başladı. Maral az çok bildiği Farsça ile konuşmalarını dinlerken bir süre sonra kız çocuğu, Elisa'ya sarılmıştı. 

ETERNALWhere stories live. Discover now