5. bölüm

98 9 3
                                    

Ne olurdu kokunun da fotoğrafı olsaydı
Sesinin fotoğrafı, boşluğun fotoğrafı.
Parmak uçlarındaki karıncanın,
Ruhtaki üşümenin fotoğrafı...

-ŞÜKRÜ ERBAŞ-

Bir gün yüzünü de unuturum diye ödüm kopuyor. Çünkü bende bir fotoğrafın bile yok..

GEÇMİŞ ZAMAN DOĞU TÜRKİSTAN

Abdullah akbay ağzından'dır bu bölüm🥹

Hayatta tutunacak dalın olmazsa, bir yaşama sebebin olmazsa ölümden dahi korkmazmış insan.

Yıllar önce bu duygu ile başladım bu hayata. Sandım ki bu yolun eğirtisi doğrultusu olmaz. Böyle devam ederim. Ta ki o gün onunla karşılaşana kadar.

Bunu nasıl doğru ifade etmeliyim bilmiyorum ama sanki ondan önce dünya çok renksiz,cansız, çelimsiz idi . Ölümden korkmadan yaşardım. Ne zaman hayat onu benim karşıma çıkardı işte o vakit hayatın farklı türlü de yaşanabileceğini öğrendim.

Bu pişmanlık değil ama ona böylesi tehlikeli bir hayata mecbur bıraktığım için kendimden nefret eder oldum. Bir gün benim yüzümden ölürse diye ödüm kopuyor işte ozaman kendimi asla affedemem.

Bir de uğruna dünyayı yıkacağım minik Luna'm var sadece bu bile yaşam için mücadelemi arttırır.

Savaş meydanında sığındığım tek limanım onlar benim.

Artık korkularım var ve mücadelem olası bir durumda onları nasıl korumam gerektiği. Öleceğimi biliyorum çabam ailemi bunun dışında tutmak.

" Hayatım neyi düşünüyorsun böyle dertli dertli?"

Gülbaharın sesi ile dalıp gittiğim kitaplıktan gözlerimi çektim ve gülümseyerek yüzüne baktım. "Seni düşünüyordum nasıl yapsam bu bendeki bitmek bilmeyen sevdayı diyordum"

Cilveli bir şekilde yanıma yanaştı. "Hmm ne yapsak ki o zaman beni" dedi. Oturduğum sandaliyenin arkasından boynuma sarılarak.

"Ama buna üzülmediğini biliyorum. Şimdi kocamın neyi bu kadar kafaya taktığını bilmek istiyorum anlat bana sevgilim."

Derin bir nefes verdim "çok mu yansıtıyorum bunu size?"

"Hayır sadece ben seni çok iyi tanıyorum gerçekten gülüp gülmediğini anlayabiliyorum."

"Sizi bu savaştan nasıl sağ çıkarabileceğimi düşünüyorum."

"Bizim için endişelenme yazgı da yazılmışsa buna engel olabilir misin? Olamazsın o yüzden bırakta bize biçildiği kadar an' ı yaşayalım. Bugün bizim için bir mucize yarın ise bir bilmece."

Kaşını çattı azarlar tonda devam etti "Ve kendini suçlamayı kes bu hayatı ben seçtim ve pişman da değilim yine olsun yine seni seçerdim. Anladın mı?"

Kafamı gülerek iki yana salladım"anladım güzelim"

"Şimdi gidip yatalım, çok geç oldu. Ve ben tek yatağa giremem biliyorsun bu bize uğursuzluk getirir. Hem Luna uyanırsa sabah oldu diye tutturup uyumaz bidaha."

"Ah senin bu inançların"

"Söylenme söylenme bu bizim huzurumuz için."

Peki karıcığım dediğin gibi olsun. Gidelim kızıl felâket uyanmadan"

***

Uykunun arasında bir fisıltılar duydum ama uykudan ayamadım.
Sonra ağzımda ekşi bir tat ile yüzümü buruşturdum. Daha fazla ekşi tat ile gözlerimi açtım daha ne olduğunu anlayamadan bişey üzerime atladı.

Düşler Kapanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin