2 | bazı sözler yaralar.

246 20 62
                                    

Taylor Swift : Champagne Problems

"Because I dropped your hand while dancing
Left you out there standing
Crestfallen on the landing
Champagne problems"

***

Bir Hafta Önce ;

Oldukça büyük olan bu konağın balkonunda öylece duruyordu. Elinde ki beyaz şarap kadehine kırmızı rujunun izi çıkmış, parfümünün kokusu yavaş yavaş tenini terk etmişti.

Kumsal herkes eşleri ve sevgilileriyle dans ederken öylece güneşin yerini bıraktığı ay'ı izlemeyi tercih etmişti. Omuzlarını açık bırakan elbise artık tenini de örtmüyor gibi üşütüyordu.

Titremesi artık vücudunun bir parçası haline gelmişti. Buna engel olmayı denediği her dakika daha da titremiş artık pes etmişti.

Omuzlarında ki sıcaklık onu bir an düşünce çukurundan çıkartmış ve arkasına bakmasını sağlamıştı. Bu elbette ki takımın nadir bekarlarından olan Dusan Tadic'ten başka kimse değildi. Ceketini Kumsal'ın omuzlarına bırakıp aynı onun gibi yaslanmıştı.

"Neden tek takılıyorsun ?" bu adam hep türkçe konuşmalıydı, ayrı bir cazibesi oluyordu.

Elinde ki kısa viski bardağından aldığı pahalı koku kesinlikle Jack Deniels markasına aitti. Nadir ve pahalı olan marka Dusan'ın eline oldukça yakışmıştı.

"Sadece, sıkıcı hale gelmeye başladı" Kumsal için bu ortamlar sıkıcıydı, daha çok otuz yaş ve üstüne hitap ediyordu.

"Aslında oldukça eğleniyorlar, dans ediyorlar"

"Hah işte eksiğim orada zaten, dans partnerim yok. Mert Hakan garsonlardan birisi yerine beni dansa kaldırsaydı şuan içeride eğleniyor olurdum" tekrar demirlere yaslandığında gözleri her ne kadar karanlık içinde kaybolsa da yan taraftan onu izleyen Dusan'ı görmezden gelmek hakaret olurdu.

"Hadi" bir anda elini uzattığında Kumsal bir anlığına tereddüte düşse de burada herhangi bir magazin ve basın olmadığı için kasılmanında gerekmediğini düşünerek gülümsedi.

Omuzlarında ki ceketin düşmesinden korktuğu için kollarını da içinden geçirdiğinde hala ümitle elini uzatan Dusan'ın elini tutmuştu. Bedeninden mütevellit olsa oldukça kısa kalsa bile Dusan ona yardımcı olmak için elinden geleni yapıyordu.

Beli öylesine inceydi ki Dusan kolunu biraz daha ilerletse başlangıcına geri dönecekti. Kumsal'ın gitmiş olduğunu düşündüğü parfümü burnunu adeta çevrelemişti, her koku bir yana o bir yana gitmişti.

Masmavi gözleri camı anımsatırken utançtan Dusan'ın gözüne bakacak cesareti bulamıyordu. Sanki baksa kor aleve bakmış gibi hissedeceğine emindi.

"Utanıyor musun ?" Dusan'ın sorusu daha da kızarmasına neden olurken başını olumsuz anlamda salladı. Ama ölümüne utanıyordu.

Dusan daha da utandırmamak için sessizce gülümseyerek kafasını karanlığın içinde ki ay'a çevirdi. Bir süre sessizce dans ederken Dusan artık içinde duyguları tutamayacak hale gelmişti.

mind over matter, dusan tadicWhere stories live. Discover now